Mimarinin Gelişen Rolü: Katılımcı Tasarım Sosyal Değişimi Nasıl Teşvik Edebilir?

Nelli, 2017 AIA Seattle Seyahat Bursu'nun yardımıyla Los Angeles'a, Alabama'ya, Haiti'ye, İtalya'ya ve New Orleans'a gitti; bu sırada yapılı çevrenin sosyal değişimi etkileme yeteneğine sahip olduğunu analiz etti.

Bugün mimarın ve hatta mimarlığın toplumdaki rolü değişiyor. Bu kadar yüksek sorumluluk taşıyan bir meslekte, toplumda yer alan kritik sosyal konulara ilgi eksikliğinin olması artık kaçınılması gereken bir sorundur.

Garrett Nelli, 2017 AIA Seattle Seyahat Bursu’nun yardımıyla Los Angeles’a, Alabama’ya, Haiti’ye, İtalya’ya ve New Orleans’a gitti; bu sırada yapılı çevrenin sosyal değişimi etkileme yeteneğine sahip olduğunu analiz etti.*

Collin Abdallah: Kendi toplumunuzda fark ettiğiniz ve sizi bu tür araştırmalara yönlendiren belirli sorunlar var mıydı?

Garrett Nelli: Her topluluğun, iç yüzünü anlamak ve rehberlik edebilmek üzere belirli mimari örneklerine bakabileceğimiz kapsamlı sorunları vardır. Seattle da farklı değil. Şehirde artan bir evsiz nüfus ve temel sosyal hizmetlere erişim eksikliği var. Şehir o kadar görülmemiş bir hızla büyüyor ki, pek çok yerli, mahallelerinin gözlerinin önünde kontrolsüz bir şekilde dönüştüğünü hissediyor. Hepsinden önemlisi, bu mahalleleri, taban örgütlerini ve yeterince temsil edilmeyen bireyleri, şehrin nasıl değiştiğini daha etkin bir şekilde etkileyerek bütüne yansıtabilmesini sağlayacak araçlarla donatma ihtiyacı var.

Ülke ve dünya çapında çeşitli meslekler, gruplar ve ideolojiler arasında daha fazla diyaloğa acil bir ihtiyaç vardır. Katılımcı bir tasarım süreci, fikirlerin ve insanların kapsayıcılığını teşvik eden, açık bir iletişim platformu için çalışmamızı sağlayarak daha iyi bir iş yapabilmemize yarayan, mesleğimizin küçük bir parçasıdır.

Bu araştırma, Seattle halkı için yeni araçlar tasarlamanın yanı sıra yapılı çevrenin hayatımızda oynadığı rolü tartışmak için de bir platform sağlamayı amaçlamaktadır.

Topluma daha fazla odaklanmanın neden özellikle mimarlık ve mimarların sorumluluğunda olduğunu düşünüyorsunuz?

GN: Mimar da en az mimaride görmek istediğimiz kadar bir değişime sahip olmalıdır.
Mimarlar, bağlı olarak toplumda ve inşa süreci boyunca oynadığımız çeşitli rollerde benzersiz bir konuma sahiptir. Kendimizi birçok topluluğun moderatörü, aktivisti, konuşmacısı ve şefi olarak hareket ederken buluyoruz. Kamuya ve çeşitli becerilere maruz kalıyor olmamız, bizi tasarım düşüncesindeki bu değişimin uygulanmasında kilit oyuncu olmaya en iyi şekilde hazırlıyor.

Mesleki açısından bakıldığında, mimarların halkın sağlığı, güvenliği ve refahına taahhütü vardır. Güvenliğin, bina kodu ve yönetmelikler aracılığıyla ele alındığı iddia edilebilir. Çevresel düşünce ve sağlık standartlarında yakın zamanda yaşanan artış, halkın sağlığı ile ilişkilendirilebilir. Tasarımda halkın refahına hitap eden güçlü bir hareket henüz yok. Mesleğimiz neden eşitlik, eşitsizlik ve onur konularına odaklanmadı? Mesleğimiz, zamanımızın kritik sosyal sorunları konusunda neden bu kadar sessiz kaldı? Toplumda benzersiz ve etkili bir role sahip olan bir meslek olarak, mesleki ahlakımızın üçüncü unsurunu nasıl ele alacağımızı yeniden düşünme ve yeniden tanımlama zamanıdır. Çok uzun zamandır çok sessiziz.

Araştırmanızın uygulanmasıyla özellikle ne tür sorunların ele alınmasını istersiniz?

GN: Her şeyden önce, mesleğin uygulama şeklimizi, özellikle hizmetlerimizi daha erişilebilir ve daha uzun ömürlü olacak şekilde nasıl yapılandırdığımızı değiştirdiğini görmek isterim. Daha geniş bir kentsel erişime sahip olmak için, inşaat yönetimi yoluyla yalnızca geleneksel ön tasarım alanında faaliyet gösteremeyiz. Hibe yazımı, kaynak yaratma, politika yazımı, savunuculuk, arazi geliştirme, bina bakımı vb unsurları dahil etmek, hizmetlerimizin uzun ömürlülüğünü büyük ölçüde değiştirecektir. Mevcut uygulama modelimiz çok dar görüşlü, potansiyel etkimizi ve erişimimizi ciddi şekilde sınırlıyor.

Daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmak için kapsadığımız rolleri de genişletmeliyiz. Mevcut rolünde mimardan yararlanmak için yalnızca nüfusun belirli bir yüzdesi gerekli sermayeye sahiptir. Eleştirel düşüncemiz ve durumları okuma ve bunları çözümlere dönüştürme becerimiz, topluma sağlayabileceğimiz gerçek içsel değerdir. Mimarlık hizmetlerini daha ulaşılabilir hale getirebilirsek, toplumdaki kritik bir konumu doldurur ve mesleği çok daha dayanıklı hale getiririz.

Son olarak, daha fazla tasarımcının müdahalelerinin etkilerini kaydetmek üzere çalışmasını umuyorum. Mimarlık hizmetlerinin niceliksel ve niteliksel etkileri konusunda daha iyi muhasebeciler olmalıyız. Kapitalist arzular karşısında kendimizi savunmak zorunda kalmak yerine, sayıların en etkili savunucularımız olmasına izin vermeliyiz.

Bu değişiklikleri etkili bir şekilde uygulayabilirsek, mimar, topluluklarımız hakkında büyük ölçekli kararlar alarak masada daha belirgin bir yer edinecek ve zamanımızın kapsayıcı sosyal, ekonomik ve çevresel zorluklarının ele alınmasında daha önemli bir rol oynayacaktır.

Katılımcı tasarım görüşü dünyanın geri kalanında Amerika Birleşik Devletleri’nden nasıl farklılaşıyor? Nerede eksik kalıyoruz veya neyi diğerlerinden daha iyi yapıyoruz?

GN: Benim yaptığım konuşmalarda, ABD dışında dünya, özelleşmiş kalkınma yerine hükümet inisiyatifleri yoluyla kamu projelerini finanse etmeye önemli ölçüde odaklanıyor. Özellikle Avrupa’da, devlet destekli tasarım yarışmalarıyla kamusal alana hitap eden çok daha geniş bir iş sektörü var. Bu da genel anlamda, daha fazla düşünülerek müdahale edilmiş alanlara sahip, daha zengin kentsel ortamlara yol açıyor.

Devletlerde, halkın şehirlerle etkileşimde bulunma şeklini tanımlayan çalışmaların çoğu, tasarım sürecini daha büyük bir paydaş havuzunu içerecek şekilde genişletmeye her zaman çok istekli olmayan geliştiriciler tarafından yönetilmektedir. Bu, tasarımcıların ve halkın seslerini duyurmak için savaşmalarının önemli hale geldiği zamandır. Ziyaret ettiğim projelerin çoğu, çok az fona sahip ya da hiç fonu olmayan taban hareketleri olarak başladı; ancak küçük bir hareket olarak başlayan şey, sonunda durdurulamaz bir güce dönüştü.

Son olarak, sergi için seçilen belirli projelerden bazıları hakkında biraz fikir verebilir misiniz? Ne olduklarını ve neden katılımcı tasarım örnekleri olduklarını düşündüğünüzü açıklayabilir misiniz?

Inner-City Arts (Michael Maltzan Architecture)
Los Angeles

Los Angeles şehir merkezinde Skid Row’un yakınında bulunan Inner-City Arts, her yıl devlet okullarında risk altındaki 5.000’den fazla gence sanat eğitimi veriyor. 28 yıllık tarihinde ICA, Los Angeles’taki 200.000’den fazla gence sanatla tanışma olanağı sağlamıştır.

Binanın temiz beyaz duvarları, öğrencilerin keşfedip fikirlerini test edebilecekleri boş bir tuval görevi görüyor. Başlangıçta müşteriler, büyük ölçüde evsizlerden oluşan ve vandalizmin yaygın olduğu bir mahallede, böylesine parlak bir bina inşa etmekte tereddüt ediyorlardı. Açılışından bu yana, toplumun yapıya karşı hissettiği sahiplik duygusu ve Inner-City Arts’ın Skid Row’a getirdiği sivil varlık sayesinde bir graffiti sorunu yaşanmadı.

Bu örnek, kolektif iyilik amacıyla taban örgütleriyle çalışan sivil sorumluluk sahibi mimarların önemini vurgulamaktadır.

GHESKIO Kolera Tedavi Merkezi (MASS Design Group)
Port-Au-Prince, Haiti

MASS, Les Centres GHESKIO ile işbirliği yaparak 2010’daki felaket depremin ardından, son teknoloji ürünü, kalıcı bir kolera tedavi merkezi tasarladı ve inşa etti. MASS, inşaat sırasında yerel halktan 360’tan fazla kişinin yardımını alarak, yerel zanaat ve uzmanlıktan yararlanabildi. Ayrıca inşaat maliyetinin yüzde 97’si Haiti ticaretine gitti.

MASS ayrıca yapılan müdahalelerinin etkisini kaydetmek için de bir ekip geliştirdi. Üç yıllık bir süre boyunca çadırların bakımı ve değiştirilmesinin eşdeğeri olarak CTC bina maliyetini hesaplayabildiler. MASS tarafından tasarlanan kalıcı tesisten önce GHESKIO, geçici çadırlara ve portatif tuvaletlere dayanıyordu. Bulguları ve araştırmaları, mesleğin halk için savunabileceği yeni yöntemler olduğuna ve bu sivil projelerin büyük veri yoluyla olumlu etkiler sağladığına işaret ediyor.

St. Joseph Rebuild Center (Detroit Collaborative Design Center ve Wayne Troyer Architects)
New Orleans

 

Katrina Kasırgası’nın ardından inşa edilen bu merkez, evsizlere ücretsiz yemek, duş, çamaşırhane, zihinsel ve fiziksel sağlık hizmetleri ve sosyal hizmetlere erişim sağlıyor. Merkez, St. Joseph Katolik Kilisesi’nin arkasındaki park alanını yemyeşil bir vahaya ve New Orleans’ın evsiz nüfusu için bir dinlenme alanına dönüştüren, ahşap yürüyüş yolları ve kafeslerle birbirine bağlanan altı portatif içerir. Bu merkez, şehirlerimizin evsizlerin ihtiyaçlarını nasıl daha iyi karşılayabileceği konusunda yeni bir çözüm sunan harika bir geçici afet yardımı örneğidir.

20K Homes Product Line (Rural Studio – Auburn Üniversitesi)
Newbern

Amaç her yerde bulunan Amerikan karavan evine bir alternatif oluşturmaktır. Bu konut modeli, eyaletlerdeki konut tedariki ile ilgili sistemsel sorunları ele almaktadır. Rural Studio’daki proje test aşamasında, evler müşterilere karşılıksız olarak inşa edilir, ancak ürün haline geldiğinde, hizmetler için sermaye değişimi çok önemlidir. Müşteriler krediyi alacak ve karşılığında yerel işçileri istihdam edecek bir yerel müteahhit tutacaktır. Malzemeler ve araçlar yerel işletmeleri destekleyen yerel mağazalardan satın alınacaktır. Konut tamamlandıktan sonra bölgedeki konut değerleri yükselecektir. Yerel malzeme ve işgücüne odaklanan proje, alternatif bir konut seçeneğine umutsuzca ihtiyaç duyan bir nüfusa yardım ederken aynı zamanda yerel ekonomilere yatırımı teşvik ediyor.

*Collin Abdallah’ın ArchDaily için yaptığı söyleşiden derlenmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın