“Mimari Tasarımın Benzerlik Üzerinden Değerlendirilmesini Yanlış Buluyorum”

Sivas Kızılırmak Köprüsü Ulusal Mimari Proje Yarışması kolokyumu Şems-i Sivasi İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonu'nda 9 Nisan Cumartesi günü yapıldı.

Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın’ın programı nedeniyle geciken kolokyum ve ödül töreni 14:00 yerine 15:30’da başladı. Kolokyuma belediye başkanının yanı sıra Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Sivas valisi Alim Barut ve Ak Parti Sivas milletvekilleri Habip Soluk, Selim Dursun ve Hilmi Bilgin katılım gösterdi. Taklit proje tartışmalarıyla gündem olan yarışmanın kolokyumuna katılım oldukça azdı.

Kolokyumun açılış konuşmasını jüri başkanı Arda İnceoğlu yaptı. Köprü projelerinin yarışma ile elde edilmesinin ender olduğunu belirten İnceoğlu mühendislik ve mimarlığı bir araya getiren disiplinlerarası bir konu olan köprü tasarımı adına yarışma açılmasını olumlu bulduğunu ve gelecekte bu konuda daha çok yarışma açılmasını umduğunu ifade etti. Köprü tasarımlarının birleştirici niteliği ve tarihi geçmişinin gücüne değinen İnceoğlu modern dönemde hafızalara kazınmış köprü tasarımlarından da bahsetti. Toplam 107 projenin değerlendirildiği yarışmada katılım sayısının zenginlik ve çeşitlilik açısından sevindirici olduğunu söyleyen İnceoğlu jüri çalışmasının üç gün sürdüğünü ekledi. İnceoğlu, jürinin değerlendirmeyi yaparken Sivas’ın sembolü olabilecek değerleri taşıyan taşıt, yaya, bisiklet ve rekreasyon alanı kullanımlarını bütünsellik içerisinde çözüme ulaştıran ve strüktürel anlamda yapılabilir bir nitelik sergileyen projeleri seçtiklerini belirtti.

Katılım sayısı yüksek bir yarışma

Arda İnceoğlu’nun konuşmasının ardından ödül törenine geçildi. Mansiyon ve derece ödüllerini Sivas Belediye Başkanı, Sivas milletvekilleri, Milli Savunma Bakanı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı takdim etti. İkincilik ödülünü takdim eden Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz katılım sayısının yüksek olmasından dolayı katılımcılara ve yarışmayı açması sebebiyle belediye başkanına teşekkür etti. Köprülerin bulundukları kentlere kattıkları anlamdan bahsederken Kızılırmak üzerindeki tarihi köprülerin önemine değinen bakan Sivas kentine yapılacak olan park projelerinden bahsetti. Birincilik ödülünü takdim eden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım geçmişte köprülerin estetik niteliğine önem verilmediğinden ancak bugünkü hükümet sonrasında bu gibi konuların öne çıkarıldığından bahsetti. Marka şehir kavramına değinen Yıldırım, kentlerin odak eserler üretmeye devam etmeleri gerektiğini vurguladı. Tüm katılımcı mimarları tebrik ettiğini ve Sivas’a dair projelerin üretilmesi için mimarların teşvik edilmesi gerektiğini ekledi. Ödül töreni bitiminde protokol salondan ayrıldı.


2. Ödül (Neşe Atasoy ve Erdem Dokuzer)


1. Mansiyon (Melih Altınışık)


2. Mansiyon (Alişan Çırakoğlu, Ilgın Avcı)

Ödül töreni sonrasında jüri üyelerinin katılımıyla kolokyum başladı. Jüri ekibinde ilk sözü alan Tamer Başbuğ kolokyumların eskiden mimar mimara yapılan toplantılar olduğunu ve oturumların hararetli tartışmalar ile geçtiğini ancak son 10-15 yılda bu niteliğin değiştiğini belirtti. Protokol katılımlarının kolokyumlara farklı bir nitelik kattığını söyleyen Başbuğ bu katılımların bilgi alma açısından yararlı olabileceğini söyledi.

Tamer Başbuğ’un kısa konuşmasının ardından geçilen soru ve cevap bölümünde ilk soru projenin yapılabilirliğinin olup olmadığı üzerine geldi. Soruya cevap veren İnceoğlu, birincilik ödülünü alan projeyi sistem çözümleri açısından çok başarılı bulduklarını, maliyet hesaplamalarının henüz kesin olarak kestirilemeyeceğini ancak jüri olarak projenin yapılabilir olduğunu düşündüklerini belirtti. Jüri üyesi M. Adnan Öğüt maliyet konusunda engelleyici bir durum olmayacağını düşündüğünü söyledi.

Eski dönem Sivas Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Çınargil “Birincilik ödülü alan projenin Sivas kentine katacağı değerler ne olacaktır?” sorusunu sordu. Sözü alan Arda İnceoğlu projenin, güçlü bir yatay düzleme sahip olan Sivas vadisi ve Kızılırmak üzerinde üçüncü boyuttaki etkisinin güçlü olduğunu bunun yanında insan ölçeğine de inmeyi başardığını anlattı. Projede yaya, araç ve bisiklet entegrasyonunun başarılı bir şekilde çözümlendiğini dile getiren İnceoğlu projenin köprünün üzerinden geçerken Kızılırmak deneyimini kullanıcıya yaşattığını ekledi. Tamer Başbuğ ise projenin kente katacağı değerin zamana bırakılması ve içselleştirilmesi sonrasında ortaya çıkacağını ve birincilik ödülü alan projenin ileride kentte bir değer haline geleceğine inandığını ekledi.

“Herhangi bir mimari tasarımın benzerlik üzerinden değerlendirilmesini yanlış buluyorum”

Kolokyum izleyicisinden gelen “Birincilik ödülünü alan proje hakkında yapılan taklit proje yorumları değerlendirme sürecinde jüri arasında da gündeme geldi mi?” sorusuna Arda İnceoğlu şöyle cevap verdi: “Herhangi bir mimari tasarımın benzerlik üzerinden değerlendirilmesini yanlış buluyorum. Böyle değerlendirmeye başlarsak mimarlığı bir biçime indirgemiş oluyoruz ve bu da mimariye zarar veriyor çünkü mimarlık aslında çok katmanlı. Strüktürün silüette benzerlikleri olmasına ragmen bir çok açıdan da özgün tarafları var.” Söze devam eden Tamer Başbuğ bu tartışmadan en çok birinci ekibin etkileneceğini ama ekibin buna çözüm bulacağına inandıklarını değerlendirme sürecinde tartıştıklarını ekledi. Uğur Tuztaşı, 107 proje üzerinden ödül alan 14 projeye bakıldığında birbirinden çok farklı çözümler öneren projeler olduklarını ifade etti ve bu sebeple yalnızca birinci ödül üzerinden değil tüm dereceye girmiş projeler üzerinden tartışılması gerektiğini belirtti.

Ömer Faruk Çınargil, “Sivas Kızılırmak ve Çevresi Fikir Projesi Yarışması ölçeği itibariyle köprü yarışmasından önce yapılması gerekmez miydi?” sorusunu sordu. Soruya cevap veren Uğur Tuztaşı idari mekanizmanın bir an önce üniversiteyi kentse bağlayacak olan bulvarın ve köprünün inşa edilmesine öncelik vermek istediğini ve kendisinin de bu isteği doğru bulduğunu söyledi.

Kopya tartışmalarında projenin benzetildiği Şeyh Zayed Köprüsü’nin Dubai’nin bağlamından kopuk bir strüktür olduğunu belirten Sıddık Güvendi, Şeyh Zayed Köprüsü’ne olan benzerliği yadsınamayacak birincilik ödülünü alan projenin yine aynı kopukluğu Sivas’ta sergileyip sergilemediğini sordu. Arda İnceoğlu iki köprü arasında kullanıcı deneyimi benzerliği olduğunu düşünmediğini söyledi.

Sözü alan Doğu Kaptan ofis olarak ikinci kez köprü çalıştıklarını ve bu işin uzmanı sayılamayacaklarını ancak köprüyü tasarlama aşamasına geçmeden önce planlama sürecinde 300.000 kişilik bir şehir olan Sivas’ın bu kadar büyük kapasitede bir köprüye ihtiyacı olup olmadığını ve yarışma başlamadan plan kararlarına müdahale edilmesinin düşünülüp düşünülmediğini sordu. Tamer Başbuğ, imar planı kararlarına geri dönmenin süreci uzatacak bir sürece girmek demek olduğunu, tartışmaların aralarında geçtiğini ancak duruma müdahale etmediklerini söyledi. Uğur Tuztaşı köprünün kapasitesine dair konuşmasında üniversitenin çalışan ve öğrenci potansiyeli ile şehir ve üniversite arasındaki sirkülasyonu göz önünde bulundurmak gerektiğini belirtti.


3. Ödül (Doğu Kaptan)

Katılımcılardan gelen “İdarenin değerlendirme sürecine müdahalesi var mı?” sorusuna Arda İnceoğlu “Müdahale söz konusu değil. Belediye başkanı değerlendirme sürecinde Sivas dışındaydı.” cevabını verdi.


1. Ödül (İlker Fatih Özorhon, Güliz Özorhon, Berke Hatipoğlu)

Kolokyum birincilik ödülünü alan ekipten İlker Fatih Özorhon’un konuşmasıyla sona erdi. Özorhon kavramsal açıdan üç ana temayla yaklaştıklarını ve bu temaların kent geleneğinin simgesi olarak köprü, bilim (üniversite) ve gelenek (kent) arasındaki bağlantı olarak köprü ve mevcut tarihi köprülerin çağdaş yorumu olduğunu açıkladı. Formel açıdan çağdaş yaklaşımlı pek çok köprünün birbirine benzeyebileceğini belirten Özorhon yarışmada birincilik ödülü alan projelerinin yaya-taşıt ayrımı, yaya-bisiklet alternatifli koşulları, rekreasyon alanıyla sirkülasyonun bütünleşmesi, terasların kamusallığı ile kullanıcı deneyiminde özgünleştiğini ifade etti.

Etiketler

6 yorum

  • cem-yildirim says:

    Yazık… Kültür ve zekamız nasıl bu kadar seviyesizleşti anlamak güç.
    Hala jüri şişirme cevaplar, genel yorumlar ile geçiştiriyor. Bakanlar ve yerel yönetimlerin karakterini biliriz, utanmazlar yaptıkları işten dahası çıkar reklamını yaparlar da jüri ve birincilik ödülü alan ekibin bu denli alçalmayı nasıl hazmedebildiklerini aklım almıyor. Cevaba bakar mısınız: “Arda İnceoğlu iki köprü arasında kullanıcı deneyimi benzerliği olduğunu düşünmediğini söyledi.” Neden, bisikletle geçiliyor çünkü. Yani Gehry’nin Guggenheim’ının aynı formunu alıp restoran yapsam kabul edecek adam. Kullanıcı deneyimi farkı… Bravo

  • cem-yildirim says:

    Çıksın ekip “evet esinlendik, başarılı olduğunu düşünüyorduk, onu uyarladık” desin. Jüri de “bir esinlenme var, ancak bizce buradaki adaptasyonu başarılı olmuş” desin. Böyle rezilliğe gerek yok, sizler kadar bu mimarlığı biz de biliyoruz yahu. Ayıp birşey değil yani, Zaha Hadid, kendini kanıtlamış. Bizler ondan tabi ki esinlenmiş olabiliriz. Derdimiz o değil ki, ülkedeki binlerce mimarı aptal yerine koyma çabalarına hasta oluyorum. Milyon kez esinlenilmiştir Hadid’ten, +1 ne fark eder? Kültürlü, mert duruş başka birşeydir ama.

  • omer-yilmaz says:

    Olur mu öyle şey. Jüri Belediye Başkanı’na Skype’la bağlanmış. Hatta Belediye Başkanı da Erdoğan’a bağlanmış. Arada jüri Başkan’a sormuş, uygun mudur Sayın Başkan diye. Başkan’ın uygun bulmadıkları da ödül grubuna girmemiş. Ya.

  • yavuz-basoren says:

    “Müdahale söz konusu değil. Belediye başkanı değerlendirme sürecinde Sivas dışındaydı.” beyefendi çok haklı 1800lerde yaşadığımız için henüz bilgi paylaşım ve iletişim teknolojisi diye birşey yok dumanla haberleşiyoruz, güvercinlerin ayağına not kağıtları bağlıyoruz, bir şeye müdahale etmek veya görüş bildirmek için aynı şehirde bulunmamız gerekiyor.. belki de gerçekten etkisi yok ama bu cümleyi sarfetmek çok komik.. hı hı evet belediye başkanı sivas dışındaydı telefonunu da kapatmıştı.

  • yavuz-basoren says:

    haha Ömer Yılmaz siz bu işleri biliyosunuz 🙂

  • murat-aydin says:

    O zaman Sivas Kızılırmak Köprüsü Ulusal Mimari Proje Yarışması kolokyumu yapıldığına göre, yarışmayı kazanan birer “Mini Zaha Hadidçileri” (İlker Fatih Özorhon, Güliz Özorhon, Berke Hatipoğlu) tüm içtenliklerinden ve projeye ait orjinal fikirlerinden dolayı tebrik ediyorum. Bence Zaha HAdid’in bunları görmemesi gayet iyi olmuş. Bu arada artık “Yanlış” diye bir kavram kaldı mı? Herkes “Doğru”dan şaşmıyor değil mi?

Bir yanıt yazın