Londra Silüetinin Geleceği Belirsiz

Bir BBC araştırmasının Londra silüetinin geleceği hakkında ortaya attığı sorular üzerine, kentin en uzun gökdeleninin mimarı, projenin hiçbir zaman gerçekleştirilememe ihtimali olduğunu belirtti.

Shard’ın tamamlanmasına eşlik eden onca gürültü arasında birşeyler hala eksikti. İngiltere’nin en uzun gökdelenin tek bir kiracısı bile mevcut değil. Gherkin’in 2004’de açılması ve tüm katlarının kiralanmış olmasından sonra bu bir hüsran.

Londra’da Kent Simgesi Olan Ticari Yapılar

İnşası durdurulmuş ya da kiracıları bekletilen yapılar:

  1. The Pinnacle
  2. 100 Bishopsgate
  3. Principle Place
  4. Wall Place
  5. Can of Ham
  6. One Trinity

Tamamı ya da çoğunluğu boş olan yapılar:

  1. The Shard
  2. The Place
  3. Cannon Place
  4. Walbrook Building
  5. Heron Tower

 

BBC Inside Out çalışması, Londra’da yapım aşamasında sorunlarla karşılaşmış muhtelif sayıda büyük çaplı proje buldu. Milyonlarca pound değerinde, kentsel simge olabilecek en az altı proje dondurulmuş ya da tamamen iptal edilmiş durumda. Bunların arasında, yatırımcıların yeterli sayıda kiracıyı garantileyene dek durdurduğu 172 m yüksekliğindeki 100 Bishopgate de bulunmakta.

Ayrıca, St Mary’s Axe’de bulunan, Can of Ham adıyla bilinen proje de hala bekletiliyor. Projenin imar izni 2008 yılında alınmasına rağmen, belirlenen arsadaki mevcut yapı henüz yıkılmadı. Foggo Associates mimarları, yatırımcıların “piyasanın düzelmesini” beklediklerini söyledi.

Yakınlarda gerçekleştirilmesi planlanan ofis blokları One Trinity’den de tamamen vazgeçildi. Şu an arsada varolan ofislerin otele dönüştürülmesi kararı alındı.

Muhtemelen yapımı durdurulan en prestijli yapı Pinnacle, nam-ı diğer Helter Skelter. Canary İskelesindeki One Canada Meydanına dikilmesi planlanan Pinnacle, eğer gerçekleşseydi, 288 m yüksekliğiyle Londra’nın ikinci en uzun binası olacaktı. Fakat, Pinnacle’ın inşaatı 2009’da başlamasına rağmen yapımı sürekli geciktirildi.

Oldukça İddalı

Projenin yapımının 2013 yılına kadar durdurulması kararı alındı, bu demek oluyor ki bina neredeyse 12 ay boyunca yarısından daha azı inşa edilmiş halde bekletilecek. Kentte öylece bırakılan, bölge sakinlerinin “the Stump” (Kütük) ismini verdikleri, 10 katlı beton bir sütun. Tamamı 63 katlı ve bir milyar Pound değerinde olan projeyle ilgili yatırımcı ve müteahhit arasındaki hukuki mücadele sürüyor.

Projenin geliştirilmesi aşamasında çalışmış mimarlardan biri, kendi tasarımının akıbetiyle ilgili şüpheleri olduğunu belirtti. Lee Polisano BBC’ye, tasarımının orjinal haliyle değil, değiştirilerek inşa edileceğine inandığını söyledi. Ona göre “ne yazık ki, imar arsasındaki çok önemli bir alan şu an boş halde duruyor”.

Polisano projeyi, kendi ofisi PLP’yi kurmadan önce, KPF ile birlikte çalışırken tasarlamış ve artık sürece dahil değil. O, böylesine iddalı bir projenin durdurulmasına pek şaşırmamış. Çünkü Polisano’ya göre şu anki ekonomik şartlar göz önüne alınınca bu boyuttaki bir projeyi gerçekleştirmek sahiden güç.

Projeye dahil olan yatırımcılardan hiçbiri konuyla ilgili bir yorum yapmadı. Fakat, “Union of Construction, Allied Trades and Technicians”ın genel sekreteri Jerry Swain’in yaptığı açıklamaya göre, bu sorunlu süreç inşaat sektöründe çalışanların ne kadar zor durumda olduğunun bir göstergesi. Ona göre Pinnacle projesi piyasadaki durgunlugun en çarpıcı örneği sayılabilir. Swain konuyla ilgili şunları belirtti: “Durum işciler için bir sandalye kapmaca oyunundan ibaret; iş bir var bir yok, bir var bir yok! Projenin bu kadar gülünç bir şekilde ilerlediğini izlemek akıl alır gibi değil”.

Öte yandan, yapımı henüz tamamlanmış prestijli birçok bina kentte bomboş bekliyor. Bekleyen binalardan biri, tek bir kiracısı bile olmayan ve yatırımcıların pazarlıkların sürdüğünü belirttiği Cannon Place. 2010 Şubat’ında tamamlanan yakınlardaki Walbrook binasının da 445.000 metrekarelik alanının yanlızca altıda biri kullanılıyor. Projeyle ilgili açıklama yapan yetkililerden biri bugünlerin “zorlayıcı” olduğunu kabul ediyor.

BBC’nin araştırdığı diğer projelerin yatırımcıları konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadılar.

İnşaası tamamen sonlandırılan simge yapılardan bazıları, Heron Tower, Cheesegrater ve Walkie Talkie… Projelerin hepsi, şu an bir ön koşul olan, kiracı bulma konusunda kendini garanti altına almış.

Fenchurch Street 20’de bulunan Walkie Talkie hakkında açıklama yapan Kaela Fenn-Smith’e göre, işi başarıyla bitirebilmenin sırrı “konum ve zamanlama”. EC Harris’de gayrimenkul geliştirme danışmanı olarak görev yapan Simon Rawlinson da bu görüşe katılıyor. Rawlinson durumu şöyle açıklıyor; “Şu an eğer bir kiracınız yoksa projeniz de yok demektir. Bu durumda inşaata başlayarak boşuna zahmete girmeyin. Kiracı bulmak gerçekten hayati bir nokta.” Rawlinson, son 12 ayda iptal edilen ya da durdurulan projelerin izin alabildikleri için işe koyulduğunu, fakat hepsinin başarısız olduğunu belirtti. Ona göre bu projelerin naftalinlenip bekletilmesi gerek. Rawlinson ek olarak, şu an proje geliştirmek için bütçe oluşturmanın 20 yıl öncesinden çok daha zor olduğunu ifade etti.

Kent Kendini Toparlıyor

Öyle görünüyor ki, Walkie Talkie ve Cheesegrater projelerinin sonlandırılması şu sıra devam eden gökdelen atılımını nihayetlendirecek. Durumla ilgili, bir mimari forum olan “Londra Yapılı Çevre Merkezi”nin genel başkanı Peter Murray iyimser bir hava içinde.

Murray kariyeri boyunca dört durgunluk dönemine şahit olduğunu ve her seferinde insanların “bakın etrafımızdaki bütün ofis mekanları boş, bu binalara neden gerek duyalım ki?” diye düşündüğünü belirtti. Fakat, her durgunluk dönemi ardından ekonomi düzelince bütün binaların dolduğunu söyleyen Murray, uzun vadede kentle ilgili ümitli olduğunu; onun tarihi boyunca veba, bombalama, yıldırım ve yangın gibi birçok zorlukla başedebildiğini ifade etti. Ona göre kent kendini toparlamaya başladı bile!

Etiketler

Bir yanıt yazın