Kengo Kuma Tarafından Tasarlanan Kai Yufuin Kaplıca Oteli

Kengo Kuma tarafından tasarlanan geleneksel kaplıca oteli Japonya'nın Ōita Bölgesi'nde bulunuyor.

Ufkun sonsuz renk oyununu yansıtan basamaklı pirinç terasları etrafında inşa edilen, Hoshino Resorts’un Kai Yufuin kaplıca ryokanı*, Kengo Kuma & Associates’in son çalışmalarından birisi. Bir kamuya açık, hamam, misafir odaları ve ayrı villa süitlerinden oluşan projenin tasarımı, geleneksel Japon mimarisinin unsurları ve bölgenin çiftlik evi dili ile tanımlanıyor. Özellikle Beppu şehri ve çevresindeki kaplıcalarıyla ünlü Ōita Eyaletindeki Kyushu Adası’nda bulunan Yufuin Vadisi havzası, bol miktarda mineral su kaynağına sahip. Her iki unsur da bu projede birleşerek Kengo Kuma’nin konaklama üzerine en yeni projesinin karakterini oluşturuyor.

Çakıl, toprak ve kireç karışımından yapılmış lobi zemini, tataki veya bir tarım evinin geleneksel toprak zemin girişini çağrıştırıyor. Ön büronun küre şekli, geleneksel çiftlik evi mutfak ocağı olan kamado‘yu taklit ediyor.

Bir itama‘nın (ahşap zeminli oda) benzeri olan Seyahat Kütüphanesi, bambudan yapılmış zeminin yanı sıra, Kuma’nın tarlalardaki yerel kelebeklerin çırpınma hareketlerinden esinlenerek washi kağıdından tasarladığı aydınlatma armatürlerine sahip.

Kütüphanenin arkasında yer alan, Pirinç Seyir Terası, pirinç tarlalarına bakan bir kamusal alan, zemini ahşap olan ve oturma yerleri aromatic shichitoi (çok yıllık çimen)’den oluşturuyor. Bu, bölgede üretimi ve kullanımı yeniden canlanan bir malzeme.

Kai Yufuin’in hamamının buharlı kapalı havuzu, siyah ahşap damarlı panellerden yapılmış duvarları ve siyah çakıllardan yapılmış zemin ile koyu, bastırılmış renklere sahip bu sayede heybetli Yufu Dağı’nın manzarasının bozulmadan kalmasını sağlıyor. Yarı özel yemek alanında, hasır, pirinç, bambu ve shichitoi otu gibi yerel unsurlarla tasarlanan washi kağıttan duvarlar, bir kez daha geleneksel bir çiftlik evinin estetiğini çağrıştırıyor. Her masanın üzerine sarkan, buruşuk washi kağıdı ve ince bambu çubuklardan yapılmış mütevazı aydınlatma, bir başka Kengo Kuma tasarımı.

Otelin en karakteristik özelliklerinden biri, bağımsız villa süitleri, tek katlı çiftlik evleri olarak pirinç tarlaları arasına yerleştirilmiş bungalovlar. Ahşaptan yapılmış süitler, geleneksel Japon mimarisinden alıntılanmış saçakların ince detayları ve dış cephenin güçlü dokuları ile ayrılan batı Japonya’ya özgü siyah sedir ağacından tahtalardan yapılmış kırma çatı şekline sahip.

İç mekanın sedir ağacından zeminleri, ahşabın deseninin görünür kalmasını sağlayan uki-zukuri adı verilen bir teknikle tamamlanırken, oturma odasının arkasındaki teras manzaraya doğru açılıyor.

Sawtooth meşe ormanına bakan yapılar, hafif bir yamaçta duruyor ve sedirden yapılmış kendi özel hamamlarına sahipler. Japonya’da en fazla dev bambu kerestesi üreten bir bölgedeki konumuna saygı duyan otelin ana konuk binası, yerel bambu el sanatlarının bir ifadesi olan ve bambu yatak başlıkları ve kanepeler içeren odalara sahip.

Odalardaki diğer bir ayırt edici unsur ise, shichitoi çim ustası Chika Iwakiri tarafından yapılmış ve geleneksel ateş böceği sepetlerinden esinlenilmiş benzersiz bir sarmal şekle sahip olan aydınlatma.

*Geleneksel Japon otelleri ve genellikle bir veya iki katlı geleneksel ahşaptan inşa ediliyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın