Kendi elektriğini kendin üret

Ev ya da işyerinizin elektriğini kendiniz üretmek isterseniz, ihtiyacınız olan tek şey rüzgar ve güneş... Bir de hazırlanan enerji kanununun yönetmeliğinin bir an önce yazılması...

“ISSIZ bir adaya giderken yanınıza alacağınız üç şeyden biri nedir?” sorusuna artık “Güneş panelim,” yanıtını verenlerin sayısı artıyor. Nasıl artmasın ki… Önce domates ve biberle başlayan ‘kendi yiyeceğini kendin üret’ modası, şimdi de ‘kendi enerjini kendin üret’ şeklinde gelişim gösteriyor. Rüzgarı ve güneşi bol ülkemizde de bunu gerçekleştirmek hiç zor değil. Üstelik sonuç hem ekonomik hem de çevreci… Almanya, Japonya, Çin gibi ülkelerde kullanım oranı çok yüksek. Bizde ise yeni ama hızlı adımlarla ilerliyor. Büyük kuruluşlar, fabrikaların yanı sıra şahıslar da artık doğal yollarla elektrik üretimi konusunda bilinçlenmeye başladı. Artık Türkiye’nin her yerinde rüzgar türbinleri ve güneş panelleri görülüyor. Fakat hem uygulayıcı şirketler hem de kullananlar için tek sorun, Enerji Bakanlığı’nın çıkardığı yasa için henüz bir yönetmeliğin yazılmamış olması. Bakanlık alternatif enerji üreten elektrik ekipmanlarının kullanımı açısından halkı teşvik etmek için kanun çıkarttı ama yönetmelik yazılmadığı için uygulamada sorunlar yaşanıyor. Türkiye’de pek çok ilde rüzgar türbinleri ve güneş panelleri kullanılıyor. Elektrikte küçük bir sistem 1300 dolardan başlıyor, 55 bin dolar ve üzerine kadar devam ediyor. Güneş enerjisi ise 100 avrodan başlıyor, kuracağınız sisteme göre değişiyor. Güneş enerjisi sistemini kurmak, rüzgara göre daha pahalı.

YÖNETMELİĞİN YAZILMASINI BEKLİYORUZ

Bozcaada’nın arka tarafında sakin bir koyda, eşiyle birlikte Akvaryum adlı bir pansiyon işleten Deniz Pak, rüzgar ve güneş enerjisini ilk kullananlardan biri… 2006’da internette araştırma yaparak ithal ettiği aletleri tek başına kurarak, rüzgar enerjisiyle elektrik üretmeye başlayan Pak, bu konuda kanun çıktığı halde yönetmelik yazılmadığı için sistemi sökmek zorunda kaldığını anlatıyor: “Küçük otelimizde hem güneş hem de rüzgar enerjisiyle yıllarca elektrik ürettik. Aletleri ABD’den ithal ettik. O tarihte bu panellerin fiyatı çok yüksekti, ama gün geçtikçe ucuzladı. Biz de bu nedenle ithal etme yoluna gittik. Ucuzlamaya ve teknolojilerini geliştirmeye devam ediyorlar. Altı yedi yıl önce 185 vatlık paneller vardı, şimdi 400 vatlık paneller üretildi.” Daha sonra oteli büyütmeye karar vermişler. Mekanı büyütürken, önceden satın aldıkları alternatif enerji üreten elektrik sistemleri yetersiz kalmış. Bunun üzerine elektrik dağıtım şirketiyle anlaşarak kendi şebeke hatlarını döşemişler, kendi sistemlerini sökmüşler. Kendi ürettikleri elektrikle, devletin sattığı elektrik arasında entegrasyon sorunu varmış. Enerji Bakanlığı’nın, 2007’de çıkardığı bir kanunla, 499 kilovata (0.5 megavata kadar) kadar şahısların elektrik üretmesine izin verdiğini belirtiyor Pak: “Bu sistemi direk işletmenizin bahçesinde kullanabilirsiniz. Ancak, diyelim ki rüzgarı daha az olan Adana’da bir fabrikanız ya da işletmeniz var. Rüzgarı daha fazla olan Çanakkale’de de rüzgar enerjisi üretiyorsunuz. Burada ürettiğiniz elektrik, Adana’daki fabrikanızın faturasından düşülüyor. Kanun çıkartıldı, ama yönetmeliği yazılmadığı için uygulamada sorunlar yaşanıyor.” Pak sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu iş için 2000’den beri akıllı sayaçlar var, hatta piyasaya çıktılar ancak tüketim olmadığında, ürettiğin enerjiyi şebekeye verebileceğimiz geri dönüşüm sistemi çalıştırılmadığı için kullanılamıyor. Yönetmelik yazılmadığı için ve çift yönlü sayaç kullanamadığımızdan sistemi söktük, ama yönetmelik çıkınca akıllı sayaçlarımızı ayarlatıp tekrar rüzgar ve güneş enerjisi sistemine bağlanacağız. Böylece hem kendi ürettiğimiz elektriğin fazlasını devlete vereceğiz hem de üretmeye devam edeceğiz. Hepimize katkısı çok büyük olacak. Bunu bekleyen birçok insan var. Bir mevzuat yetersizliği söz konusu. Bu sistemin bir an önce kurulması, ülke ekonomisine müthiş bir katkı sağlayacaktır. Günümüz dünyası müthiş bir enerji açlığı çekiyor.”

Karavan, ev gibi oldu

Seyahat etmeyi seven Asiye ve Nurettin Küçük çifti, bir süre önce karavanda yaşamaya karar verince, kendi elektriklerini de kendileri üretmek istemiş. Arabalarına taktıkları bir güneş panelinin hayatlarını kurtardığını anlatıyorlar: “Uzun yıllar Avrupa’da yaşadım. Birkaç ay önce karavan aldım. Önce su için bir depo aldım. Elektrik sistemi için internet üzerinden araştırma yaptım ve güneş panelinin iyi olacağını gördüm. Bunun üzerine arabama güneş paneli taktım. 270 vatlık güneş paneli ve iki tane de 100’er vatlık jel akü aldım. Şimdi çok memnunum. Karavan, müstakil ev gibi oldu. Artık istediğimiz yerde konaklayabiliyoruz. Gittiğimiz yerlerde elektrik var mı, yok mu diye araştırmaya gerek kalmadı. İki küçük panelle bu kadar iyi sonuç alabileceğimizi hiç düşünmezdim. İleride Akçakoca’daki otelimize de aynı sistemi kurmaya karar verdim.”

Etiketler

Bir yanıt yazın