Karantinada Kucaklayan Mobilyalar

COVİD-19 virüsünün yayılımını engellemek için fiziksel temas günlük yaşamdan radikal olarak kesildi. Yaşam mekanları, özellikle beyaz yakalılar için internet çekim gücüne göre yeniden belirlenerek çalışma alanlarına dönüşüyor.

Bununla beraber özel alanın tarifi yeniden yapılmaya başlandı; kalabalık ailelerde özel alandan bahsedilemezken tek başına karantina sürecindekiler için özel alan tanımı bir çeşit tutsaklığa evriliyor. Daha da önemlisi, fiziksel mesafe uygulaması, günlük hayatın en gereklilerinden olan dokunma ihtiyacını ve insanlarla fiziksel etkileşimi kesiyor, devamında ise anksiyete, uyku problemleri veya depresyona kadar gidebilen sorunlara yol açıyor.

Bu yüzden, Şefkatli Mobilyalar, insan vücudunun oran ve hareket sistemi ile benzerliği sayesinde karantina sürecini tek başına geçirenlere sarılarak psikolojik destek sağlar. Modernizm ile standartlaşan, form ve malzeme düzeyinde katılaşan mobilyaların aksine her modül kendine özgü boyutları ve biçimleri ile ayrı karakteristiklere sahip. Böylelikle kullanıcı, kucaklama ihtiyacını (SlouchR) veya oynama ihtiyacını daha hafif, hareketli olan (RockR) modüller ile giderebilir.

Beton yarım küre formlu tabanı ile serbest menteşeli (üniversal joint) karbon fiber strüktürü sayesinde modüller dinamiktir. Dış katmanı Spandeks kumaş olan, içi ise farklı malzemeler ile ( %100 geri dönüşümlü EPS mikro polistren boncuklar, kum veya hafıza köpüğü gibi) doldurulan modüller esnek ve pürüzsüz bir yüzey özelliğine sahiptir. Bununla beraber renk yelpazesi, biçim ve dokusu ile dokunma duyusunu harekete geçirirken cinsiyetsizlik, toplumsal cinsiyet kavramlarını da sorgular.

Sigfried Giedion’ın modern mobilyaların tek düzeliği ve insan bedeni üzerindeki hakimiyetine referans veren Şefkatli modüller, “mobilya” kavramını tekil ve stabil özelliğinden çıkararak, kullanıcının da etkisi ile birbiri ile iletişime geçen dinamik bir peyzaja dönüştürür. Böylelikle yeni normalde birbirine evrilen iş ve yaşam alanlarının yanında, “Şefkatli mobilyalar” domestik mekanlarını sosyal bir aktiviteye dönüştürür.

Proje, NYC SOHO 40 Wooster Galerisi’ nde sergilendi ve Türkiye’nin birçok basın organında yer aldı. Suan Los Angeles Mimarlık + Tasarım Müzesi’nin (A+D Museum) ilk dijital sergisi olan ‘Future of _Space’ de gösteriliyor. Sergiyi linkten ziyaret edebilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın