İngiltere’deki “Mimar Enflasyonu” Tartışmalara Yol Açıyor

Birçok meslekte olduğu gibi mimarlıkta da mesleki bir enflasyon yaşanıyor. Piyasa koşulları, sayıları gittikçe artmakta olan mimarların sektör içindeki konumlarını oldukça zorlaştırıyor.

Çalışma şartları, çalışma saatleri oldukça ağırken ücretler oldukça düşük ancak iş imkanları bu duruma itiraz edilemeyecek kadar sınırlı. Bir çok mimar için durum bu iken sektörün bir grup star mimarın çevresinde dönüyor olması oldukça kaygı verici bir tablo çiziyor.

Bir süredir işsizlik ve dış göç tehditlerinin ortalıkta dolaştığı ve bu mesleki enflasyon sürecinin çok daha ağır yaşandığı İngiltere’ye dair Building Design’da iki makale kaleme alınmış.

Makalelerden biri 11.04 Mimarlık Şirketi’nin kurucusu olan Chris Roche’a ait. Roche’a göre bu sorunun ilk temelleri, 1967 yılında üretim ve hizmetlerin el değiştirerek kamudan özel sektöre geçeceğine ve ekonomik durgunluk dönemlerini atlatabilmek için yeni çözüm yollarının bulunması gerekliliğine dair sinyaller alan RIBA Başkanı Owen Luder tarafından atılmış.

Ekonomik tartışmaların başlangıç noktasını, bir grup mimarın yüksek ücretleri, prestijli konumları ve yükselen değerleri elinde tutmaya devam ederken geride kalan çok sayıda mimarın piyasa koşullarını, ücretleri ve mesleki itibarı aşağıya çekmesi olarak ifade eden Roche, bu tarz etik tartışmalar için çok geç kalındığını ve çok sayıdaki işsiz mimara, piyasanın bu kesat gidişatına rağmen mimarlık okullarının akın akın mezun veriyor olmasının durumu daha da kritik hale getirdiğini vurguluyor.

Makalede RIBA’ya ve RIBA’nın çözüm yollarına eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan Roche “RIBA bir çözüm yolu olarak öğrencilerin ödeyeceği tutarı minimuma indirmek üzerinde duruyor fakat atladığı asıl büyük sorun mimar arzının piyasadaki talebin karşılayabileceğinden çok daha fazla olması.” diyor ve ekliyor: “RIBA mimarlık eğitimi almak isteyen birçok öğrenciyi 5 yıl boyunca git gide daha da pahalılaşan bedeller ödemek zorunda bırakıyor ve bu durumun mimarlık okulları için düpedüz etik dışı olduğunu kabul etmek gerekiyor.”

Roche’a göre piyasadaki yönetici güçler tarafından deneyimli mimarlardan seçmece bir topluluk oluşturmak ya da gelecek nesillere ağır yükler ve gerçekçi olmayan beklentiler yüklemek bir çözüm yolu değil.

Almanya’da ise bu sorunun üzerine eğilmek adına birçok şehir üniversiteisndeki öğrenci kontenjanları %50 oranında azaltılmış ancak Roche bu çözümün İngiltere için pek uygun olmadığını söylemekle birlikte yeni çözüm yolları aramak için artık çok geç kalındığını belirtiyor.

Mimarlık eğitiminin ve mesleğinin İngiltere’deki akibetine değinen ikinci makale ise RIBA eski başkanı (2005-2007) ve Pringle Brandon Consulting’in yöneticisi Jack Pringle tarafından kaleme alınmış.

Muhafazakar politikacıların bir yandan piyasa özgürlüğünü savunurken diğer yandan totaliter kontrol mekanizmalarına bu kadar bağlı olmalarının çok da tutarlı bir davranış olmadığına değinen Pringle, mimarlık mesleğindeki “insan gücü planlaması”nın son yükselişini, Margaret Thatcher ve Lord Esher’in 1980’lerdeki raporuyla yaşamış olduğunu ancak bu yöntemin bir sonraki ekonomik krizle birlikte utanç verici bir çöküş yaşadığını vurguluyor. Pringle, RIBA’nın bu süreçteki tutumuna dair olarak, RIBA’nın kurallara uyarak North East London Polytechnic (NELP)’i yok saydığını fakat bu durumun RIBA’nın yeni başkanı (Christine Hawley) ile birlikte tersine döndüğünü ve NELP’in geçerliliğine tekrar kavuştuğunu aktarıyor.

Pringle’a göre mimarlık üzerindeki Stalinist denetim teorileri, ihtiyaç anında sadece kısa bir süre için verim sağlayabiliyor. Ofisi için “İngiliz olmayan” mimarlar çalıştırmaya başlamasına dair olarak ise Pringle, “Bence bu İngiliz mimarların tembel olduğu anlamına gelmiyor. Tam tersine, biz yabancı mimarları çalıştırmak zorunda kaldık.” diyor.

Pringle makalesinde mimarlık eğitimi içinde; mimarlık eğitimi ne kazandırıyor, mezunlar yeterli mi, mimarların sektör içindeki koumları nasıl daha güçlü hale getirilebilir, ücretler nasıl iyileştirilebilir, ofisler uygulama esnasında öğrencileri nasıl destekleyebilir gibi sorunları ele aldıklarından fakat artık öğrenci sayısı çok fazla olduğu için bu sorunlara bir çözüm yolu bulunamadığından bahsediyor ve ekliyor: “Ben alanında yükselmek ve eğitimini daha ileriye taşımak isteyenler için mesleki eğitim alabileceği 1. kurs ve ihtisasını tamamlayabileceği bir 2. kurs olması gerektiğine inanıyorum.”

Etiketler

Bir yanıt yazın