İklim Değişikliğiyle Mücadelede Mimarlık ve Meslek Örgütleri

Türkiye’de 28 Temmuz’da başlayan orman yangınları devam ederken, son yıllarda dünyanın birçok farklı noktasında artış gösteren orman yangınlarının iklim krizi ile ilişkisi sorgulanıyor. İşler daha da kötüye gitmeden önce fark yaratabilmek için önümüzde kısa bir süre var. Dünyanın birçok yerinde meslek odaları/örgütleri, yapılı çevreyi karbondan arındırmak için bildiriler yayımlayarak iş dünyasını, kuruluşları, şehirleri, eyaletleri ve bölgeleri iklim eylem planı yapmaya çağırıyor. Bu haberde AIA ve RIBA örneklerini özetledik.

Dünya çapında fırtına, kuraklık, sel ve hastalık gibi sorunları beraberinde getiren artan sıcaklıklar, bu felaketlerin şiddetini, sıklığını ve yarattığı yıkımı gün geçtikçe arttırmaya devam ediyor. Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC)’in son raporuna göre, 2030 gibi erken bir tarihte 1,5°C ısınma eşiğine ulaşabiliriz. (1)

Bu krizin getirdiği çok yönlü zorluklara tek bir çözüm bulunmamakla birlikte, hem kişisel hem de profesyonel kapasitede her vatandaşın doğal dünya üzerindeki baskıyı ele almak için becerilerini ve eylemlerini kullanması gerekiyor. İster mimarlar, ister plancılar ya da vatandaşlar olsun, binaların ve şehirlerin tasarımına dahil olan herkesin, iklim değişikliğinin etkisinin farkında olması ve bunun için tasarım yapması önem arz ediyor. (2)

Kentsel yapılı çevre, yıllık küresel sera gazı emisyonlarının %75’inden sorumlu iken binalar bunun tek başına %39’unu oluşturuyor. (3) Küresel enerjinin %36’sının binalara ayrıldığı ve küresel emisyonların %8’inin yalnızca çimentodan kaynaklandığı düşünüldüğünde mimarlık camiasının zamanımızın en büyük kriziyle mücadele etmede önemli bir rolü olduğu görülüyor. Tasarım topluluğu, daha esnek, adil ve sürdürülebilir topluluklar yaratmak için daha da fazla çalışmalıdır. (2)

Dünyanın birçok yerinde meslek odaları/örgütleri, yapılı çevreyi karbondan arındırmak için bildiriler yayımlayarak iş dünyasını, kuruluşları, şehirleri, eyaletleri ve bölgeleri iklim eylem planı yapmaya çağırıyor.

American Institute of Architects (AIA) 2030 Bildirisi

Bunlardan bir tanesi American Institute of Architects (AIA) 2030 Bildirisi. 2009 yılında kurulan gönüllü program, mimarlardan, mühendislerden ve tüm tasarım mesleklerinden iklim değişikliğini ele almak için sağlam adımlar atmalarını ve 2030 yılına kadar karbon nötr yapılı bir çevre elde etme yolunda kaydettikleri ilerlemeyi rapor etmelerini istiyor.

Mimarlık pratiğini bütünsel, proje tabanlı ve veri odaklı bir sürece dönüştürmeyi hedefleyen AIA, katılımcılarına basit metrikler ve ilerlemeyi ölçmek için standartlaştırılmış bir raporlama formatı ile oluşturulan Design Data Exchange (DDx)’e erişim imkânı veriyor. DDx, en faydalı uygulamaların belirlenmesine, firmalar içinde ve arasında anonim olarak proje performans karşılaştırması yapılabilmesine olanak tanıyor. (3)

[pdf-embedder url=”https://www.arkitera.com/wp-content/uploads/2021/08/2030-Annual-Report.pdf”]

 

Royal Institute of British Architects (RIBA) 2030 Bildirisi

Royal Institute of British Architects (RIBA) ise 2050 yılına kadar net sıfır emisyon taahhüdü konusunda Birleşik Krallık hükümetiyle güçlerini birleştirmeyi kabul etti ve 2030 İklim Mücadelesi Bildirisi’ni yayımladı. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni temel alan RIBA, inşaat sektörüne uygulanabilecek yaklaşımları ve standartları belirlemiş. Bu liste, sürdürülebilirliğin bina tasarımının merkezinde yer almasını sağlamak için bir çerçeve oluşturuyor. Tasarlanan binalarda operasyonel enerji gereksinimlerini, gömülü karbon emisyonlarını ve içilebilir su kullanımını azaltma hedeflerine ulaşmayı taahhüt ediyor. (4)

İlk 3 standart şu şekilde:

1. Operasyonel Enerji: Bina kullanımı sırasındaki ısıtma, soğutma, aydınlatma gibi operasyonel enerji kullanımına bakıyor. %75 oranında azaltılması hedefleniyor.
2. Gömülü Karbon: Malzemenin karbon ayak izine, tedarik zinciri boyunca salınan sera gazlarının düzeyine ve bunun inşaat sektöründeki genel emisyonlara nasıl etki ettiğine bakıyor. %50-70 oranında azaltılması hedefleniyor.
3. İçilebilir Su Kullanımı: İçme suyu, ya içmesi güvenli olan ya da yemek hazırlamak için kullanılan sudur. Ancak bu bağlamda duş, banyo, tuvalet sifonu, temizlik vb. su kullanımlarını da ifade etmektedir. Yeni inşa edilen evlerde genel olarak su verimliliğinin artırılması hedefleniyor. (5)

[pdf-embedder url=”https://www.arkitera.com/wp-content/uploads/2021/08/RIBA-2030-Climate-Challenge.pdf”]

Etiketler

Bir yanıt yazın