Her Ürünün 5 Yıllık Ömrü Olduğu Bir Dünyada Tasarım Yapmak

"Aklın Gözüyle Görmek" mottosuyla yola çıkan alldesign İstanbul 2014 sözünü tuttu. 2 gün boyunca dünyaca ünlü konuşmacıları ve sunumları ile tüm (görünen-görünmeyen) gözlerimizin ve kulaklarımızın paslarını temizledi!

BMW ana sponsorluğunda gerçekleşen alldesign 2014, 21 Şubat günü  Özlem Yalım Özkaraoğlu, Murat Akın, Eşref Biryıldız, Gamze Güven ve Erol Batislam’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Sahne tasarımı, salon yerleşimi, görsel-işitsel uygulamaların uyumu ile geniş seyirci kitlesinin biraraya gelişi temposu yüksek, heyecanlı, belki de konuşmacıları bir tık üste çıkaran ilham verici bir atmosfer yarattı. 

Aslında konferanslar serisi için belki de söylenebilecek en önemli anahtar kelime buydu: ilham verici!

Doğru bir tercihle başladı alldesign. BMS Mobilya’nın Yöneticisi Neslihan Işık ve tasarımcı-sanatçı Arik Levy arasında geçen keyifli sohbete misafir olduk. İkilinin tasarımın hayatımızdaki yükselen değerine değindikleri konuşmada, Arik Levy’nin tasarımları perdede akarken; teknolojik aletlerde tasarımın sadece interaktif yüzeyde kalmadan iç parçalarına kadar nüfuz etmesi, sosyal sorumlulukların sosyal çözümlemelere evrilmesi gerekliliği gibi temalar üzerine konuşuldu. 

“Detayların Ustası” olarak bilinen Levy, sanat ve tasarımın, aklın farklı durumlarını ifade ettiğini ama kendini her ikisi arasında bir köprü olarak tanımlayabileceğini söyledi. Uzmanlaşmanın günümüz handikaplarından biri olduğunu belirten tasarımcı-sanatçı, yeni birşeyler öğrenmenin kişiyi ve yeteneklerini geliştireceğini de ekledi.

Mimarların belki de o gün orda bulunma nedeni, Mimarlıkta Biyomimikri kitabının yazarı, “eko-mimar” olarak bilinen Michael Pawlyn’in konferansıydı. Biyolojik organizmalarda bulunan sıradışı uygulamaları örnek alarak yeni tasarım çözümleri üreten biyomimikri tasarım anlayışıyla geliştirdiği projelerini anlatan Pawlyn, kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlamak için doğanın içinde varolan çözümleri tasarıma nasıl aktardığını anlattı. 

Merak edenler, konferansında uzun uzun anlattığı Biomimetic Ofis Binası projesini izleyebilir.

İlk günün nefes kesen diğer konuşmacıları da ise şüphesiz, Lidewij Edelkoort ve Karim Rashid’di.

“Tasarımda B Planı” başlıklı konuşmasında Lidewij Edelkoort, 2015 ve ötesi için tasarım ve yaşam tarzı öngörülerinde bulundu. Moda tasarımı okumuş olmasına rağmen kendini tasarımcı olarak değil, senelerdir yaptığı trend danışmanlıklarına istinaden “kahin” olarak tanımlayan Edelkoort, “B” harfinden yola çıkarak verdiği isimlerle (better, bold, bare, brick, bland, bulbous, vs.) geleceğin trendlerini açıkladı. 

Edelkoort’un değindiği noktalar, aslında bir süredir yaşadığımız ve farkında olduğumuz değişikliklerdi. Örneğin, daha yalın, daha sade tasarımların ön plana çıkması, balonların formal özelliklerinin tasarıma yansıması, ya da çocukların kullandıkları ürünlerin büyükler tarafından kullanılmaya başlanması ve böyle bir market oluşması gibi. 

Ama, konuşmayı heyecanlı kılan Edelkoort’un gerçekten de bir kahin rahatlığında görselleriyle pekiştirdiği konuşma tarzıydı. Genel trendlerle ilgili yaptığı tahminlerin yanısıra bazen tek vuruşluk saptamalarda da bulundu. Örneğin, fuar alanında birçok ofis sandalyesine rastaladığını söyleyen kahin, 1-2 sene sonra ofis sandalyelerinden eser kalmayacağını bildirdi üzülerek: “E malum, oturarak çalışmanın insan sağlığına zararlı olduğunu yeni öğrendik, yakın bir tarihte yürüyerek ya da daha yüksek sandalyelerde çalışacağız.” Söylemeden geçmeyelim, artık en gözde renk yeşilmiş, tüm renkler yeşillenecekmiş.

Kahinden sonra belki de en çok dikkati “gelecekten gelmiş” gibi duran başka bir tasarımcı çekebilirdi: Karim Rashid. 

Bembeyaz kıyafetleri, pembe atleti, ayakkabıları ve saatiyle alldesign konseptine uyum sağlamanın yanısıra, attığı her adım, söylediği her kelime onu gelecek ile daha da bağdaştırdı. Ama Rashid daha çok şimdiki zamandan bahsetti. Perdede akan tasarımlarına insanların gözü kaydı mı bilinmez… Öyle bir konuşma yaptı ki, içselleştirmek zor ama hak vermemek elde değildi. 20 sene öncesinde yaşanan kırılmayla manuel çağdan dijital çağa geçtiğimizi söyleyen Rashid geçmişle tüm iplerin koparılması, günümüz şartlarına uygun tasarımlar yapılması gerektiğini söyledi. Artık hayatımızdaki her ürün 5 senelik bir ömüre sahip olduğu için “rahatlık” teriminin, “demokrasi / herkesin uygun bir fiyata ulaşabilir olması” ile birlikte tasarımın değişmez kuralları olduğunu dile getirdi. 

Kravatlar bitti, yüksek topuklu ayakkabı diye birşey kalmayacak diyen Rashid, Edelkoort’un bıraktığı yerden devam etti denebilir. İnsanlığın sanal dünyada geçirdiği vakti hesaba katarak fiziksel tasarımın azalması gerektiğini vurgulayan Rashid artık daha az üretebileceğimizi söyledi.

Bahsettiğim isimler ve metinde ismi geçmeyen diğer değerli tasarımcılar, hepsi de tasarım dünyasına farklı bir noktadan bakılabileceğini gösterdi konferanslar serisinde. Yapılan her konuşma adeta üniversitede bir ders niteliğindeydi. Bazen not alırken, bazen de not almayı bile bir kenara bırakıp konuşmanın akışına bırakıyordunuz kendinizi. Başta da söylediğim gibi, tek kelimede özetlesem etkinliği, ilham verici derdim.

Uzmanlaşmamayı Levy gibi çok değerli buluyorum, ama önemli olan bir başka şey daha var. Tasarım dediğimiz “şey”, yaşadığımız dünyayı içinde gördüğümüz bir kıyafet. Bu mimarlık da olabilir, kıyafet de, bir tabak da… Kendi disiplinimiz içerisinde bir dalda uzmanlaşmasak bile diğer tasarım disiplinlerine gözümüzü kaparsak en basiti Edelkoort’un kehanetlerini duyamayız bile. 

Alldesign 2014 bitti, darısı bol tasarımlı diğer günlere…

Etiketler

Bir yanıt yazın