Haydarpaşa’nın Geleceği Ne Olacak?

Haydarpaşa Gar Binası ve çevresinin geleceğinde söz sahibi olan ve olacak yetkililer ve uzmanlar, 8 Şubat 2011 tarihinde İTÜ Maslak Kampüsü Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde bir araya geldiler.

Danışma kurulu, TCDD’nin talebiyle İTÜ Arı Teknokent’te kurulmuş olan akademik firma TechnoBee bünyesinde yer alıyor ve uzmanlık alanlarına göre İTÜ Rektörlüğü tarafından görevlendirilmiş akademisyenlerden oluşuyor.

“Haydarpaşa Gar Binası ve yakın çevresinin korunması, kültürel ve tarihsel değerinin yaşatılması ve kent hayatına daha etkin katılımının sağlanması amacıyla” kurulan danışma kurulu, bina ile yakın çevresindeki 1. derece tarihi yapıların rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin ve çevre düzenlemesi işinin yaptırılması sürecini yönlendirmek, denetlemek ve yönetmek; yeniden kullanım ve işlevlendirme çalışmaları yürütmek, bina ve yakın çevresi kapsamında yapılacak tüm restorasyon çalışmalarının akademik denetim içinde tamamlanması görevlerini üstleniyor.

Bilgilendirme toplantısının açılış konuşmasını İTÜ Rektörü Prof.Dr. Muhammed Şahin gerçekleştirdi. Toplantıda TechnoBee Danışma Kurulu üyeleri Prof.Dr. Afife Batur, Prof.Dr. Ahmet Arısoy, Prof.Dr. Hasan Dağ, Prof.Dr. Atilla Dikbaş, Prof.Dr. Oğuz Cem Çelik, Doç.Dr. Aslıhan Tavil, Y.Doç.Dr. Hüseyin Kahvecioğlu, Dr. Nuri Serteser, Dr. Meryem Fındıkgil ve Mine Dikbaş’ın yanı sıra, çok sayıda mimar, akademisyen ve koruma kurulu üyesi ile TCDD yetkilileri de hazır bulundu. Danışma Kurulu üyelerinden Doç.Dr. Yegan Kahya ise toplantıya katılım gösteremedi.

Ulaştırma Bakan Danışmanı Adnan Ekinci, yaptığı bilgilendirme konuşmasında Haydarpaşa Garı’nın bakım ve onarımının kaynaksızlık sebebiyle yıllar boyu ertelendiğini, ancak 2000 yılından sonra bu konuda çalışmalar yapılmaya başlandığını anlattı. Çatı yangını sonrasında TCDD’nin İTÜ’den yardım talebinde bulunduğunu ve akademisyenlerden oluşan kurula giriş holünün fonksiyon açısından yeniden değerlendirilmesi ve çevre düzenlemesi konusunda danışıldığını belirtti. Ekinci’ye göre, TCDD konuyu bu işin uzmanlarına, ilgililere ve İstanbullu’lara bırakıyor. Bunun için bir yarışma düzenleneceğini ve jürinin uzmanlardan oluşacağını söyleyen Ekinci, projenin gelirinin ise TCDD tarafından yeni demiryollarının yapımına aktarılacağını belirtti.

Ekinci’nin konuşmasından sonra TCDD 1. Bölge Müdürü Hasan Gedikli, TCDD ve Haydarpaşa konulu bir sunum gerçekleştirdi. Ardından söz alan TechnoBee Genel Müdürü ve Proje Yürütücüsü Prof.Dr. Atilla Dikbaş “Danışma Kurulu ve Çalışmaları – Yol Haritası” başlığı altında yaptığı sunumda, “RRR” olarak adlandırılan Rölöve, Restitüsyon ve Restorasyon Projesi için kurulan danışma kurulunun hizmet kapsamını anlattı. Kurulun, proje yönetim planını ve iş programını hazırlaması, RRR kapsamında yaptırılacak projelerin uygulama ihalelerinin yapılmasına yönelik idari ve teknik şartnameleri hazırlaması, teknik danışmanlık işlerini yürütmesi, yapının “özgün mimari yapısına uygun” çalışmalar yapılmasını sağlaması, yeniden kullanım önerilerinin geliştirilmesi sürecinde gerekli denetim ve kontrolleri yaparak rapor hazırlaması ve görüş bildirmesi ve RRR süreci içinde yapılan işler ve gelişmeler hakkında kamuoyunu bilgilendirmesi ön görülüyor. Çalışma sürecinde kullanılan metodu da anlatan Dikbaş, sözü mimarlık tarihçisi Prof.Dr. Afife Batur’a bıraktı.

Afife Batur’un “Devrimci Bir Dönüşümün Uzun Öyküsü ve Dünden Bugüne Haydarpaşa Garı” başlıklı ilgi çekici sunumu, ilk trenlerin, rayların ve istasyonların yapımından başlayarak demiryolu tarihine pek çok açıdan değindi ve konuyu günümüze getirerek, Haydarpaşa Garı bağlamında çevrenin ele alınışı konusundaki önceliklerden ve yapılması gerekenlerden bahsetti. Batur’un üzerinde durduğu ve altını çizerek tekrarladığı konu “Haydarpaşa’nın işlevinin ve kentsel bağlamının sürdürülmesi konusundaki kararlılık”tı. Bu doğrultuda bir ön tespit ve dilekler paketinden söz açan Batur, bu başlık altında bina ve yakın çevresinin korunması, gar işlevinin sürdürülmesi, kentsel kullanım potansiyelinin artırılması, kara ve denizden ulaşım olanaklarının artırılması, yolcu ve kullanıcılar için gar binasında konforun artırılması, bina ve çevresinde yapılan etkinliklerin artması, binanın kültür turizmi potansiyeli gibi konulardan söz etti.

Verilen kısa aradan sonra başlayan değerlendirme toplantısı oldukça hararetli tartışmalara sahne oldu. İlk olarak söz alan Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi ve Haydarpaşa Dayanışması üyesi Mücella Yapıcı, Haydarpaşa Garı ve çevresi 1. dereceden kentsel ve tarihi SİT alanıyken, henüz koruma imar planı yapılmadan yangından bir ay önce yeniden işlevlendirme yetkisini TCDD’nin nerden aldığını ve “RRR” ifadesinden sonra kullanılan “YK (Yeniden Kullanım)”nın ne anlama geldiğini sordu. Yapıcı, akademik çevrelerin de bu konu ile ilgili olarak kafasının karıştırılmaya çalışıldığı iddiasında bulundu. Sonrasında pek çok katılımcılardan gelen sorular arasında şunlar vardı:

– Haydarpaşa Garı, gündemden düşmüş gibi görünen Harem – Haydarpaşa arası büyük projenin bir parçası olacak mı?

– Rölöve ve restitüsyon mevcut ve geçmişteki durumun belgelenmesidir, restorasyon ise kullanım konusunda kararlar alınmasını gerektirir. Bu bağlamda, alınmış bir karar yoksa, restorasyon neye göre yapılacak?

– Marmaray’la başlayan devinim nerede son bulacak? Bu proje sebebiyle Haydarpaşa yolcusuz kalmayacak mı? İstanbul’a gelmek demek, Haydarpaşa’ya gelmek demektir. Bu durumda Anadolu’dan gelen trenlerin Pendik’te Maltepe’de inip oradan dağıtım ve aktarmasının yapılması Haydarpaşa’yı atıl duruma sürüklemez mi?

– Haydarpaşa ve çevresi planlanırken kullanılan “yeniden işlevlendirme” ifadesi ne anlama geliyor?

– Projeden elde edilen gelirin TCDD’ye aktarılacağı söylendi. Peki kamu kurumları gelir getirmesi için mi proje yapar?

– Trenler, burada gerçekleşecek projeden sonra Haydarpaşa Garı’na yaklaşmaya devam edecek mi? Etmeyecekse bu binanın sürekliliğinden söz etmek mümkün müdür?

– Restorasyonun hangi şartlarda, neye ve hangi amaca hizmet edeceği belli değil, burası özelleştirilirse durumu ne olacak?

– Bir yere işlev vermek için, öncelikle oranın atıl durumda olduğunu kabul etmek gerekir. Bu durumda Haydarpaşa’yı atıl mı kabul ediyorsunuz?

Bütün bu sorular tartışılırken ortaya çıkan ilginç diyaloglar sayesinde konu pek çok yönden ele alındı. Ancak hala, sorulması gereken tek bir soru var: Haydarpaşa’nın geleceği ne olacak?

Etiketler

Bir yanıt yazın