Genç Kız Çocuklarının Kent İçerisindeki Varlığı Hakkında Bir Araştırma: Urban Minded

Kopenhag'da, Yalda Pilehchian ve Maya Shpiro tarafından 14-16 yaş grubundaki genç kızların kentteki deneyimlerini iyileştirmek amacıyla, konu hakkında bir araştırma yapıldı.

Kızların ve kadınların ruh sağlığının çöküşe geçmesiyle, bu kullanıcı grubunun şehirlerimizin dokusu içerisinde yok sayıldığı ve unutulduğu daha da açığa çıktı. Bu sorunun en iyi şekilde anlaşılabilmesi için Yalda Pilehchian ve Maya Shpiro, kadınlar ve kızlara kentsel yaşam hakkındaki deneyimlerini paylaşmaları için mikrofon uzattı.

Kapsayıcı olmaya özen gösteren kentsel tasarımcılar olarak yaptıkları “Urban Minded” adlı araştırma projesinde, “Kentsel tasarım, genç kızların ruh sağlığı ve refah seviyesine nasıl katkıda bulunabilir?” sorusuna odaklanıldı.

Araştırma projesinde, genç kadınlarla ilgili anlatıları sorgulamak ve çeşitlendirmek amaçlandı. Dikkatler, ihtiyaçları genellemek yerine yaşanmış deneyimlere çevrildi. Etnografik araştırma yöntemleri kullanılarak (sokak röportajları, video günlükleri, atölyeler vb.) Kopenhag’da yaşayan 14-16 yaş arasındaki genç kızların yaşam deneyimleri araştırıldı.

Araştırma ekibi, genç kızların kent deneyiminde önem arz eden 3 adet tasarım kriteri saptadı: “akışkanlık”, “var olmak” ve “oyun oynamak”. Her ne kadar ayrı ayrı sunulsalar da bu kriterler, konfor ve kendini ifade etme konularında birbirlerini besleyen ve geliştiren faktörler. “Akışkanlık”, şehrin temel kullanımını ifade ediyor; “var olmak”, kent içerisinde zaman geçirme arzusu ve yapabilitesini yansıtıyor; “oyun oynamak” ise bu alanlarda eğlenceli ve özgür hareket edebilme durumunu anlatıyor.

Akışkanlık:

“Çocukken yalnızca ebeveynlerimizi takip ederiz. Büyüdüğümüzde ise şehri kendi kendimize gezme ve tanıma fırsatı buluruz. Kent içerisinde, her an gizli kalmış bir şeyler keşfedebiliriz.”

“Ben pek fazla duran ve oturan biri değilim. Sokaklarda hayat akmaya devam ediyor ve ben de izlemek yerine bunun bir parçası olmaktan keyif alıyorum.”

Var Olmak:

“Şehirde bizim için de alana ihtiyaç var! Her zaman bizim için doğru olan en az bir alan bulabilmemiz gerçekten çok önemli.”

“Bazen yalnızca doğanın içinde ya da su kenarında olmak istiyorum. Stresli ya da gergin olduğum zamanlarda zihnimi sakinleştirmeme yardımcı oluyor.“

“Şehir ortamını seviyorum. Etrafta birçok insan ve yapının olması, her yerde insanların yaşamından parçalar görebilmek hoşuma gidiyor. İnsanlara baktığımda, zihnimde onların hayatlarıyla ilgili hikayeler yazıyorum.”

Oyun Oynamak:

“Her zaman yapacak bir şeyler buluyoruz. Kendi kendimize oyunlar türetiyoruz ve bunun için ekstra hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Her şey mümkün. Bazen yalnızca saklambaç oynayıp bununla eğlenebiliyoruz.”

“Şapşal ve şakacı tarafımı yansıtabildiğim ortamları çok seviyorum. Yeniden çocukluğuma dönmüşüm gibi hissediyorum. Bence birçok insan bu hissi özlüyor… Özleyenler yalnızca benim yaşımdaki insanlar değil, yetişkinler de bu özlem hissini paylaşıyor. Oysa ki her zaman sorumluluk sahibi ve olgun insanlar olmak zorunda değiliz.”

Proje Kopenhag’da başlasa da, belirli kullanıcı gruplarını merkeze almayı ve tasarımları zenginleştirmek için onların görüşlerini almayı amaçlayan daha kapsayıcı bir çalışmanın bir parçası. Urban Minded, kapsayıcı ve kesişen tasarım etrafında daha geniş bir tartışmaya katkı sağlıyor. Urban Minded çalışması, belirli bir kullanıcı grubunun ötesinde farklı bağlamlara uyarlanabilme potansiyeli taşıyor ve araştırma ekibi de ileride araştırmanın kapsamını bu şekilde genişletmeyi amaçlıyor.

Urban Minded hakkında detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Süreç ve Tasarım Rehberi’ni keşfetmek için tıklayabilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın