Fareler Oyunda: Oyun Mekanları

"Fareler Oyunda" dergisi kapak konusunu çok çeşitli boyutlarıyla ele alınan "Oyun Mekanları"na ayırdı.

Fareler ve Oyunlar dergisi editörü K. Mehmet Kentel “Fareler Oyunda, farklı bir oyun blogu olma amacıyla yola çıkmış; yerli ya da global oyun sektörünün organik temsilciğine soyunmuş oyun dergilerinin ‘inceleme’ mantığını reddederek, yerine oyun ‘eleştirileri’ ve ‘hikayeleri’ koymayı önermişti. Bundan daha da önemli bir amaç da, oyun denen şeyin günümüz dergilerinin sınırladığı video oyunları ekseninin ötesinde, koca bir dünyaya, koca bir tarihe ait olduğunu göstermek, oyuna ve oynamaya bir nefes alanı açmaktı.” sözlerine yer veriyor. Derginin kapak konusu olan Oyun Mekanları da oldukça farklı perspektiflerden ele alınıyor.

Kentel dosyanın amacını “Derdimiz, oyun deneyiminin çok önemli bir kısmını oluşturan ama oyun yazınında kendine çok az yer bulan bir unsurun daha görünür, daha çok konuşulur olması.” sözleriyle dile getiriyor. Yiğitcan Erdoğan ise somut mekan kavramından sıyrılarak, “Mulgore” oyunundaki doğa ve insan bağlamında, mekanı farklı bir bakışla değerlendiriyor. 

Cem Erkli’nin ele aldığı konu “Yol”. Oyunun doğasındaki galibiyet-mağlubiyet ikileminin farklılaştığı “yol oyunları”nı irdeleyen yazar, bunun yanı sıra oyunlardaki yollarda oynananlara, kısaca yol imgesine değiniyor. 

Derginin ilk sayısında, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi “Bilgisayar Oyunlarında Mimarinin Kullanımı” başlığında bir yüksek lisans tezi ve “Tasarım Eğitiminde Bilgisayar Oyunlarının Kullanımına Yönelik Bir Model Önerisi” başlığında bir doktora tezi hazırlamış Güven Çatak ile oyunlardaki mekan kurgusu, farklı mimari üslupların kullanımı, mimarinin oyun tarafı gibi çeşitli konuların işlendiği keyifli bir söyleşi gerçekleştirilmiş.

Hüseyin Güngör yeni aparatlarla boş zaman aktivitesi olan “oyun”un nasıl mekansızlaştığından bahsederken, Kentel mekanın oyunla birlikte nasıl dönüştüğüne dikkat çekiyor. Ahmet A. Sabancı eylemcinin deneyiminden yola çıkarak bu deneyimin bir oyun deneyimiyle eşdeğer olup olmadığını sorusunu soruyor. Armanc Yıldız ise “zamanını ve mekanını kendi yaratan tiyatro”nun “sokak”la olan ilişkisinden söz ediyor. 

Dosyada son olarak Selim S. Kuru’nun “Şehir Alanlarında Oyunlar” başlıklı nefis yazısı yer alıyor.

Dergiye buradan ulaşabilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın