Dönüşümün Vakti Ne Zaman Geldi?

"İstanbul Tasarım Bienali" ile Koleksiyon'un ortak çalışması "İstanbul'un Yüzyılı Sergisi"nin açılışı Prof. Dr. İlhan Tekeli'nin konferansı ile yapıldı.

Prof. Dr. Murat Güvenç’in küratörlüğünü yaptığı “İstanbul’un Yüzyılı Sergisi”nin açılışını Faruk Malhan yaptı. Ardından söz alan, Murat Güvenç serginin yapılış sürecini; “dışarıda gündelik yaşamda şehir uzmanı kesilmiş bir çok İstanbullu varken, bunu bir de İlhan Tekeli önünde yapmak oldukça zordu” şeklinde tanımladı. Elde bulunan analiz verilerinin İlhan Tekeli’nin kavramsal zeminlerinden faydalanarak bir bütünsel derleme oluşturulduğuna dikkat çeken Güvenç serginin bu anlamda öZgün bir üretim olduğuna dikkat çekti.

Ardından söz alan İlhan Tekeli konuşmasının başlığınıN “İstanbul’da Yaşanan Kentsel Dönüşüm Üzerine Düşünmek” olduğunu belirtereK, “Toplumun içinde olması kaçınılmaz durumunun tartışılması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde sözlerine başladı.

Konuşmasında kentsel dönüşümün neden vaktinin geldiğini ve Türkiye’de gerçekleşen kentsel dönüşümün Dünya pratiklerinden farkını açıklmayı hedeflediğini belirten Tekeli, “Dönüşümde alternatifler ortaya çıkmaya başladıysa, üstünde konuşmaya devam edelim. Bu büyük kaynağın ziyan olmaması için yola çıkalım,” dedi.

Türkiye ile dünyadaki dönüşüm pratiğinin farkını ortaya koyan Tekeli, dünyada kentsel dönüşümün 4 boyutu olduğu bunların, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş, fordist üretim biçiminden esnek üretim biçimine geçiş, ulus devletler dünyasından küreselleşmiş dünyaya geçiş, modernist bir zihniyetler dünyasından post-modernist bir zihniyetler dünyasına geçiş, bu dört boyutlu dönüşüm dinamiğinin mekana yansımalarına uygun kentsel düzenlemeler olduğunu belirtti.

Bu tarihsel süreçte sanayi toplumunda, tek merkezin hakimiyetinde olan metropoller olduğunu, kentsel dönüşümle metropoliten kentlerin yerini, büyük bir alana yayılan, her parçası küreselle ilişkilenmiş, çok merkezli kentsel bölgelerin aldığına daha sonra esnek üretime geçilmesiyle birlikte kentlerde sanayisizleşme yaşandığına ve hizmet sektörü geliştiğine dikkat çeken Tekeli, çalışanlar içinde mavi yakalılar azalıp, beyaz yakalılar artıtığını, yeni orta sınıflar ortaya çıktığını belirtti.

Peki Türkiye’deki kentsel dönüşüm bu dinamiklerden mi beslendi sorusuna ise İstanbul’da yaşananların, bir sanayi dönemi metropolünün, bilgi toplumu kentsel bölgesine dönüşümüne benzemediğine, daha çok bir azman sanayi kentinden kentsel bölgeye geçişe benzediğini belirtti.

İlhan Tekeli, Türkiye’de yaşanan dönüşümün lokal problemlerin “çözüm”üne yönelik parçacıl projeler olduğuna, dünyada gerçekleşen, dönüşümden referans alması gerektiğine vurgu yaptı.

Peki Türkiye’de dönüşümün vakti niye geldi?

İlhan Tekeli dönüşümün tetikliyicisinin ekonomi olduğunu ama topluma deprem üzerinden sunulduğuna dikkat çekerek “insanlar ölsün mü? Diye sorduğunuz da kimse evet diyemezdi değil mi?” diyerek devam etti.

Bugün ekonomik kalkınma modelinin konut sektörüne dayanmasından yola çıkarak tarihsel süreçte konutun gelişimini aktaran Tekeli, “1960’larda sınırlı kapital varsa, seçeneğiniz olan altyapı (konut) ya da sanayi seçeneklerinden sanayiyi seçmeniz gerekirdi. Öyle de olurdu. Çünkü istihdam yaratırdı. Bu süreçte gecekonduların yapılması ile kentleşme ucuzladı,” diyerek, kentte değişen arz talep dengelerine yönelik açıklamalarda bulundu. Konut talebinin canlandırılmış krize karşı bir çözüm olarak görülüyor olmasını riskli bulan Tekeli, “Meskun olmadan Metruk olan konutlar!” sözünü izleyicilere aktardı.

Kentsel dönüşümün, şeffaf olmayan bir karar sürecinin sonunda, topluma emri vaki yapıldığını ve meşrulaştırmak için insanlara afet üzerinden sunulduğu üzerine vurgu yapan Tekeli, dönüşüm yapılacak mekanlarda oturanların talepleri değil, buranın dışındakilerin, estetik kaygıları desteklediğini belirtti. Yetkiler ve karar alma süreçleri bağlamında TOKİ’nin tarihsel süreçteki gelişimi üzerine açıklamalarda bulundu ve daha önce hiç bir kurumun tepki alan bir sürecini aşmak için tekrar yetki almadığını vurguladı.

İlhan Tekeli sunumunu Ankara’da yapılan Dikmen Projesi’nin hiçbir spekülasyon ya da şaibeye bulaşmadan gerçekleştirilmiş iyi bir proje olduğunu hatırlatarak, kentsel dönüşümün, sadece şehirlerin sorunlu yerlerini yıkıp yerine yeni binaların dikilmesi anlayışına hapsedilmemesi gereken ve bu nedenle de üzerinde daha fazla konuşulması gereken önemli bir mesele olduğunu vurguladı.

Konuşmanın ardından sergi katılımcıların ziyaretine açıldı.

Etiketler

Bir yanıt yazın