Doğada Mimarlık Buluşması, Ahşap Tanıma-Tasarım-Uygulama Atölyesi 5-10 Haziran’da Yalıkavak’ta Gerçekleşti

Doğa ile iç içe, yerinde görüp öğrenirken kolektif bir çalışma ortamı fikriyle yola çıkan Erguvan Özgür Ünal ve Mahir Ünal (Maer Partners Mimarlık) bu yaz ilkini gerçekleştirdiği doğada mimarlık atölyesi ile başlangıç yaptı.

Katılımcı Cansu Özdemir ve Ezgi Özkoç, atölye çalışmasını anlatıyor:

Ahşabı tanıma ve ahşabın uygulaması üzerine düzenlenen atölye çalışması 5-10 Haziran tarihlerinde Bodrum/Yalıkavak’ta gerçekleşti. 

Geçmişin izleriyle çevrelenmiş Yalıkavak’ı anlamak için, Sandima Köyü’ne yapılan gezi bölgenin yapısı hakkında önemli bir deneyim oluşturdu.

Yalıkavak’ın güzel koylarından birinde bulunan plajda ihtiyaca bağlı olarak kabin ve çardak uygulaması yapıldı. Çalışma, uygulama yapılacak alanın hemen yanında bulunan bir ağacın gölgesine yerleşmiş eski bir masada başlarken, ilerleyen günlerde burası şantiye alanı haline geldi. Modüllerin burada oluşturulup alana taşınmasının ardından, farklı birleşim detayları olan ahşap parçaları, planlar doğrultusunda birleştirilerek çalışmaya başlandı. Her ne kadar belirli planlar doğrultusunda çalışılsa da, uygulama sırasında beklenmedik sorunların ortaya çıkabildiği görülürken, belki de mimarlığın en temel gerekliliklerinden birinin sorun çözmek olup, bu sorunlar karşısında hızlı ve tasarıma uygun çözüm bulabilmenin de bir o kadar önemli olduğu, kamp süresince öğrenilen noktalardan biri oldu. Üzerinde durulan bir diğer önemli konu ise, malzeme seçimi ve seçilen malzemenin özelliklerini tanımaktı. Örneğin, ahşap birleşimini tutkal ile yaptıktan sonra dayanıklılığı arttırmak için vida ile sabitlemek ve kullanılacak vidanın cinsi gibi değerleri öğrenmek, vidayı tutkal donmadan sabitlemiş olmak, aksi halde çok daha fazla kuvvet uygulamak zorunda kalınacağına deneyimlendi.

İçinde yaşadığımız doğaya; biraz daha farklı bir bakış açısıyla yaklaştığımız zaman, aslında her şeyin tasarımın bir parçası olduğunu, doğayla ne kadar bütünleşmiş olursa o derece yerine ait olduğunu görüyoruz. Kırılmış bir dal ya da her gün yanından geçip gittiğimiz körek bitkisi işlenip kapı kolu haline gelebilirken, atık malzeme olarak bir kenarda toplanmış mantarlar, geri dönüştürülerek tasarımın bir parçası haline gelebiliyor. Doğada bulunan nesnelerin de mimari yapı elemanı olarak kullanılabileceğini görmek, hangi malzemelerin nerede ne kadar ya da ne şekilde kullanılabileceği konusunda farkındalık oluşturdu.

Modülleri uygulama alanına taşıdığımızda daha önce düşünülmeyen bir etki ile karşılaşıldı, gün ışığı. Işığın çok önemli bir etken olup, gölgelerin tasarımının bir parçası olabileceğini, her nesnenin bulunduğu konumda ayrı bir etki yaratabileceği görüldü. Son olarak tüm parçalar bir araya gelip kullanılmaya başlanmak üzere hazır olduğunda, ortaya bir ürün çıkartılması ile verilen emeğin en güzel şekilde noktalamasının gururu ve mutluluğu yaşandı.

Tek bir vida ile başlayan bu süreçte öğrenilen en önemli şeylerden biri ekip çalışması oldu. Ekip çalışmasını Alexis Carrel’in sözleri en iyi şekilde ifade ediyor: “Bir mimar, bir doktor, bir öğretmen hatta bir rahip ya da siyaset adamı, tek başına insanların yaşamını düzeltemez. Çünkü hepsi yaşamın yalnız bir cephesini tanırlar.”

Farklı düşünen, sorgulayan, başka kollardan beslenirken bir fikir etrafında konuşarak büyüyen, kendi içinde birbirinin eksiklerini tamamlayan, görev paylaşımı yapan, disiplinli, koordineli çalışan bir ekip oluştu. Farklı özellik ve yetenekteki kişilerin bilgi-birikim ve fikir paylaşmaları ekibi ekip yapan en önemli etken olduğunu düşünen bu ekip, her mimarın karakterinin farklı bir perspektif kattığına, bu karakterlerin bir arada bulunmasının çok önemli ve değerli olduğuna inanıyor. Aynı şekilde ekibimiz; eleştirinin de ekip çalışması içinde çok önemli bir yere sahip olduğuna ve ekip içinde birbirlerini eleştirmenin tasarım sürecinin ilerlemesi, hızlanması adına etkili olduğunu düşünüyor.

Atölye, okulda öğrenilen teorik bilgiler dışında yerinde uygulanarak, tecrübelerden faydalanarak daha etkili ve kalıcı bilgi birikimine olanak sağladı. Mimarlar ve farklı disiplinlerden gelen insanların katılımlarıyla, konular farklı bakış açılarından ele alınarak, sohbet ortamında tartışıldı. 

Bu ekip, yakalanılan bu yüksek enerjinin devamlılığı adına bir platform oluşturup, büyüyerek kendini geliştiren, mimarlığa farklı bir ses getirmek için yoluna *UNION olarak devam etme hayali kurdu. Gezerek görme, araştırarak gelişme, paylaşarak çoğalma temelleri üzerinde büyüyen bir aile olma amacı ile ilerleyecek.

Projeye verdiği destek için Oğuz develiye ve tüm konuklara teşekkür ederiz.

*UNION vida yuvası anlamına gelmektedir. İlk vida ile başlayan bu macera için öğrenciler, ortak kararlarıyla bu başlık altında çalışmalarına devam etme hayali kurmaktadır.

  • Yürütücüler: Erguvan Özgür Ünal, Mahir Ünal
  • Katılımcılar: Bilge Gizem Mete, Burak Emre Ekşi, Büşra Gizem Yılmaz, Cansu Özdemir, Cemre Nazilli, Deniz Gürel, Diliara Kısa, Emre Çelebi, Ezgi Özkoç, Hazal Ekin Uyar,
  • Konuklar: Ahmet İğdirligil, Murat Artu, Zerrin Erülgen, Erkut Söylev, Ömer Talha Yağcı, Dilan Çelik Yağcı.
Etiketler

Bir yanıt yazın