Dikey Villa Olur mu?

Sektörün yeni oyuncularından Nissa İnşaatın ortakları "Amacımız çabuk yoldan para kazanmak değil kardan önce marka güvenirliği" diyor.

2000’ler belki tüm Türkiye’de ama özellikle de İstanbul’da kentsel dönüşüm yılları olarak tarihe geçecek. Kentin merkezinden çevresine yeni yaşam merkezleri kuruluyor. Bu gelişimin ürkütücü yanları da var. Mimarlar değilse bile müteahhitler yıkıp yeniden yapmayı seviyor. Geçmişe ya da geleceğe bir bağlılıkları yok.

Yeter ki izin alınsın, tarihi bir bina da yıkılabiliyor, bir yeşil alan da yok edilebiliyor. Tabii ki aralarında sorumlulukla çalışan gruplar da yok değil. Neyse ki bu dünya sadece arabaları, çapkınlıkları ya da saatleriyle övünenlerden oluşmuyor.

Hafta içinde bu sektöre yeni giren IPC şemsiyesi altında kurulan Nissa Grup’la bir araya geldik. Nissa, Georg (Yorgo) Kutelan, Turgut Demiroğlu ve Yaşar İncesu ortaklığıyla kurulmuş. Şirketin merkezi Viyana’da. Aslında ortaklardan Yorgo Kutelan 1964 yılında Avusturya’ya yerleşen bir İstanbullu Rum.

Grubun Türkmenistan’da da yatırımları var. Zaten Nissa da Türkmenistan’da bir yerin adı. IPC olarak Bergama Antik kentine teleferik yapmışlar. Kayseri’de fabrika kurmuşlar. Uluslararası marka ‘Coffeshop Company’nin Bakırköy Carousel’de ve İzmit Optimum Outlet’te şubesini açmışlar.

Bahçeşehir’de 72 milyon dolar yatırım yaptıkları, 80 milyon dolarlık proje O2 Residence’ı dikey villa olarak tanımlıyorlar. Dünyada ve Türkiye’de konut olarak ilk kez bu projede çift cephe kullanılmış. Ne işe yarar derseniz, 32 katlı binanın hangi katında olursanız olun güvenle doğal havalandırma imkânı veriyor. Rüzgârın etkisini de kesiyor. Ve aynı zamanda her katta açık bahçe gibi kullanılacak teraslar bu sayede mümkün oluyor.

Mimari projeyi Walter Micheller yapmış. Uygulamayı ünlü mimar Tuncay Çavdar üstlenmiş. Proje geliştirme ve pazarlamadan ise FYP ile sektörde yirmi yıllık deneyime sahip Füsun Yılmaz Phillipson sorumlu.

Küçükçekmece ve Marmara Denizi manzaralı birbirine bağlı dört bloktan oluşan Nissa O2 Residence’ın 9 dönümlük bir yeşil alanı da olacakmış. Amacımız marka yaratmak ve itibar görmek diyorlar. Bu yüzden de kârdan önce prestij ve güvenirlik öncelikleri. Şehir merkezinde de yeni projeler planlar arasında.

Sektörde güvenilir, sorumlu, kent bilinci ve estetik duygusu gelişmiş inşaat firmalarının sayısının artması hepimiz ama özellikle İstanbul için çok önemli. Anlatılanlar çok güzel, umarız yeşil alanlar bir çok projede olduğu gibi üç boyutlu bilgisayar görüntülerinde kalmaz…

Etiketler

Bir yanıt yazın