Beyazperdede Japonya – Film Lokasyonlarının İzini Sürüyoruz

JNTO (Japonya Ulusal Turizm Örgütü) "Beyaz Perdede Japonya" başlıklı bülteninde Japonya'nın çeşitli yerlerinde çekilen filmlerin izini sürüyor.

Yıllardır birçok yönetmene ilham veren, sinematik bir görünüme sahip olan Japonya’nın şehir veya doğa manzaralarına, beyaz perdeden aşinayız. Haydi gelin, birlikte, kült klasiklerden Oscar ödüllülere kadar pek çok filmin çekildiği yerlere doğru uzanan bir yolculuğa çıkalım.

Japon filmlerini bu yıl dünya sahnesinde ön plana çıkaran yönetmen Ryusuke Hamaguchi’nin Drive My Car isimli filmiyle başlayalım.

En İyi Uluslararası Film dalında 2021 yılında aldığı Oscar ödülünün yanı sıra, Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo da dahil olmak üzere birçok ödül alan film, Haruki Murakami‘nin bir kısa öyküsüne dayanıyor. Adından da anlaşılacağı gibi, ana karakterlerin eski model kırmızı bir Saab marka araba ile yola çıktıkları filmde, bolca manzaraya tanık oluyoruz. Çoğu Hiroşima çevresinde çekilen bu üç saatlik filmin çekildiği noktalardan, kendi destansı rotanızı yaratabileceğiniz en iyi yerleri seçtik.

Seto İç Denizi‘nin muhteşem manzarasına tanık olmak için, Hiroshima Eyaleti’nde bulunan Kure kentini Shimo-kamagiri Adası‘na bağlayan, 1,175 metrelik bir asma köprü olan Akinada Ohashi’ye gidebilirsiniz.

Filmin başkahramanı, aktör ve tiyatro yönetmeni olan Yusuke Kafuku, Seto İç Denizi kıyısındaki, masmavi sulara ve yemyeşil adalar manzarasına bakan Grand Prince Hotel Hiroshima’da kalıyor.

Zamanda geriye gitmek isterseniz, tüccar evleri, çay evleri, mabetler ve tapınakları bir arada görebileceğiniz, Edo Dönemi’ne (1603-1867) uzanan mimari tarzlara tanıklık edeceğiniz Mitarai semtinin tarihi evlerini ziyaret edebilirsiniz. İster uzun metrajlı bir film için olsun, ister kendi Instagram hesabınız için, kaydetmeye değer görüntüler sizi bekliyor.

Japon sinemasını düşündüğümüzde, çoğumuzun aklına gelen ilk şey, Studio Ghibli ve ikonik animasyon filmleri olur. Rüya ve gerçeğin bir arada harmanlandığı ve genellikle doğal çevreyi korumanın önemine dair mesajlar ileten, Japonya’nın inanılmaz manzaralarından ilham alan Studio Ghibli filmleri, izleyiciyi fantastik dünyalara sürüklüyor.

Stüdyonun en ünlü filmlerinden ve 1988’de gösterime girmesinden bu yana popülerliğini koruyan filmlerden biri ise, “Komşum Totoro” olarak bilinen Tonari no Totoro.

Aichi Eyaletinde, filmde Kusakabe ailesine ait olan evin gerçek boyutlu bir replikasını ve büyülü Totoro ile karşılaşan iki ana karakter olan kız kardeşler Satsuki ve Mei’yi ziyaret edebilirsiniz.

Aslen 2005 yılında Aichi World Expo’nun bir parçası olarak lanse edilen bu ev, şu anda Nagoya şehir merkezine yaklaşık 40 dakika uzaklıkta bulunan ve Maglev treniyle erişilebilen Expo Memorial Park‘ın en önemli parçası.

1 Kasım 2022’de Ghibli hayranlarını başka bir sürpriz bekliyor. Expo Memorial Park’ta yeni Ghibli Park’ın açılışıyla, hayranları, kendilerini en sevdikleri filmlerin mekanlarında bulacaklar.

Aichi Eyaleti’nde bulunan harikalara yakından bakmak için, Studio Ghibli tarafından hazırlanan ve Aichi’yi bu kadar özel kılan yerlerle birlikte, Satsuki ve Mei’nin evini de görebileceğiniz bu videoya bir göz atabilirsiniz.

Bir başka popüler Japon animasyon filmi olan, “Your Name”, 2016’da beyazperdeye geldiğinde, dünyanın dört bir yanından büyük beğeni aldı, Los Angeles ve İspanya’ya kadar pek çok yerde ödül ve takdir topladı.

Fantastik, romantik bir anime filmi olan bu filmde, bedenlerini birbirleriyle değiştiren ve tekrar kendi bedenlerine geri dönmeden önce, kendilerini, birbirlerinin hayatlarını yaşarken bulan iki lise öğrencisinin yaşadıkları anlatılıyor.

Yazar ve yönetmen Makoto Shinkai, Büyük Doğu Japonya Depremi’nden sonra Temmuz 2011’de Miyagi Eyaletine yaptığı bir ziyaretten ilham almış olsa da, filmin büyük kısmı, Gifu Eyaleti, Nagano Eyaleti ve yönetmene her daim büyüleyici gelen Tokyo’da çekilmiştir.

Filmdeki birçok sahnenin gerçeğe yakın temsili, ilham aldıkları gerçek hayattaki yerleri keşfetmenin kolaylığına vurgu yapıyor. Tokyo’da, Shinjuku’dan şehir manzaraları ve gökdelenler, aslına uygun bir görünümde ve Tokyo İstasyonu’nda eski ve yeni mimarinin birleşimi de yine aslına uygun şekilde canlandırılıyor.

Her ne kadar bir trajediye sahne olsa da, filmin gerçek yıldızlarından biri, Nagano Eyaleti’ndeki Suwa Gölü. Suwa Gölü, sadece filmdeki görünümüyle ünlü olmakla kalmayıp, aynı zamanda, popüler bir manzara noktası olup çeşitli sanatçıların eserlerinde de resmedilmiştir.

Önümüzdeki yıl 20.yıldönümünü kutlayacak olan, Sofia Coppola’nın yönettiği, başrollerini Bill Murray ve Scarlett Johansson’un paylaştığı Lost in Translation (Bir Konuşabilse) filmi, Tokyo’dan kareleri, yeni nesil uluslararası sinemaseverlerle paylaşarak bir kült yaratırken, pek çok hayranı da hikayenin büyük bölümünün nerede geçtiğini görmek için, filmin çekildiği otele akın etti.

Shinjuku’nun gökdelenleri arasında, Shinjuku Park Kulesi’nin 39’uncu katı ile 52’nci katı arasında yer alan otel, 1990’ların estetiğine sahip; ancak bu onun cazibesinin bir parçası ve günümüzde, açılışından 28 yıl sonra bile, şehrin en iyi otellerinden biri olarak kabul ediliyor.

“Lost in Translation” filminin hayranlarındansanız, filmden önemli sahnelere ait anları birebir hissetmek için, 52. kattaki New York Grill’e gidebilirsiniz. Otelin meşhur caz barı, filmde ön plana çıkmasıyla birlikte, bir anda ikon haline geldi. Gündüzleri, şehrin olağanüstü panoramik manzaralarını seyretmek için veya geceleri, Murray ve Johansson’ın canlandırdığı karakterlerin, yani, Bob ve Charlotte’un filmde ilk kez buluştuğu sahneyi anmak için bu mekana gidebilirsiniz.

Eğer bu kült filmin hayranlarından biriyseniz, ister yemek yemeye gelin, ister başkentteki geçici yuvanız olsun, bu otelde, nostaljik bir yolculuğa çıkmaya hazır olun.

アニメの中での建築 三 宮崎駿 の 堺 – 幻想曲 *

Miyazaki Severlere Müjde: Filmlerine Özel Tema Parkı İnşa Edilecek

Etiketler

Bir yanıt yazın