“Aziz Başbakan’ım, Ataşehir Camisi Olmadı..!

Ahmet Vefik Alp'in Ataşehir Camisi ile ilgili yazısı.

“Kulun Apartmanı Allah’ın Evini Ezmesin…!”

RTE Başbakan’ımı 1994 yılı yerel seçimlerinden bu yana tanırım. İkimiz de İstanbul Büyükşehir Başkan adayıydık. Sayın Erdoğan, RP’den, ben ise MHP’den. Daha kimler yoktu ki: Bedrettin Dalan, Ertuğrul Günay, Zülfü Livaneli, İlhan Kesici beyler hepimiz adaydık. Sayın RTE kazandı, bizler kaybettik. Sonraki yıllarda o bir dünya lideri oldu, ben ise muhtar bile seçilemedim. Bir eğitimci, bir projeci, bir vizyonist olarak hayatıma devam ettim.

İnanıyorum ki zaman zaman Türkiye için gerçekleştirmek istedikleri büyük projelerine çekinceler getirsem de başbakanım bana kızmıyor, alınmıyorlar, beni partilerüstü bir uzman, bir hoca olarak algılıyor, söylediklerimi ve yaptıklarımı zihinlerinde not alıyor ve bir kısmının dikkate alınması için talimat veriyor.

Konum Ataşehir’de TEM kavşağında bitmek üzere olan anıtsal camii…

Doğma büyüme bir İstanbullu olarak sayın başbakanıma tebliğ etmek isterim ki Ataşehir’ e yaptırmakta oldukları bu devasa cami bir hayal kırıklığıdır. Ser Mimaran-ı Cihan Sinan’ın yaklaşık 500 yıl evvel gerçekleştirdiği şaheseri Edirne Selimiye Camisi’ni andıran Ataşehir Mimar Sinan Camisi’ni öncelikle mimari üslup açısından tartışmak isterdim. Ancak konuyu dağıtmamak için bu boyutu başka bir zamana bırakıp Başbakan’ıma, hoşgörülerine sığınarak, aşağıdaki soruyu yöneltmek istiyorum:

Aziz Başbakan’ım, Ataşehir de devasa bir konut gökdeleninin altına bir anıt cami inşa etmek ne kadar isabetli bir yaklaşımdır?

Ben kendi cevabımı hemen vereyim…
Yapılar çevreleri ile değer kazanır veya kaybederler. Anıtsal, büyük bir cami etrafı boş veya alçak yapılanmış olan bir alana inşa edilmelidir. Kubbenin azametini, minarelerin zarafetini bozan kendinden daha yüksek daha azametli binaların yanına yapılmamalıdır. Aksi takdirde çok ciddi bir yanlış yapılmış olur ve kulun apartmanı Allah’ın evini ezer geçer.

Kudüs’teki kutsal varlıklarımız Mescid-i Aksa’ya, Kubbet-ül Sahra’ya bakınız. Çevrelerinde onları değil ezip geçmek, boylarına yaklaşan, onların egemenliği ile yarışan bir yapı var mıdır?

Bunun içindir ki imar planları, Kültür Varlıkları Koruma Kurulları bir mahalle cami çevresinde dahi kubbenin alt çizgisini aşan binalara izin vermemektedir. Bunun içindir ki Zeytinburnu Sahili’nde yapılan 3 yüksek rezidans kulesinin bazı açılardan bakıldığında Sultan Ahmet Camisi’nin minarelerinin aralarına girmeleri duyarlı kimselerin içini sızlatmış, koca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bu konudaki çaresizlik ve ezikliği bizleri ziyadesiyle üzmüştür. Bunun içindir ki Haliç’e yapılan Metro Köprüsü’nü alttan taşıtmak yerine Sinan’ın Süleymaniye’nin minareleri ile yarışan 2 adet devasa ayak yapılmasına UNESCO dahi karşı çıkmış, ne acıdır ki bizim koruyamadığımız Sinan’a ve İstanbul silüetine elalem sahip çıkmaya çalışmıştır. Bizlerin anlamsız ısrarı karşısında bu yanlışlığı engelleyememişler, ancak güzelim İstanbul’umuzun siciline bir kara lekeyi işlemiş ve “Tarihi Yarımada’yı Dünya Kültür Miras Listesi’nden çıkarabiliriz” uyarılarını yapmışlardır…

Sayın Başbakan’ım, zat-ı alinizin yapımını bizzat takip ettiği bu camii inşaatı için koca Ataşehir’de etrafı açık bir arsa bulunamamış mıdır? Mimarlarınız (!), danışmanlarınız (!) ve dostlarınız bu Selimiye replikasının komşu konut binası tarafından ezildiğini, yok edildiğini, bitirildiğini size söylememişler midir?

Bu durumda Ataşehir Camisi’ne harcanmakta olan kaynaklara ve emeklere yazık olmamış mıdır?

Mekke-i Mükerreme’de büyük bir bölümünü ecdadımızın inşa ettiği Kutsal Kabe’nin yanına gökdelenler diken Suudilere en sert tepkileri bizler vermemiş miydik?

Ataşehir’de Büyük Usta Mimar Sinan’ın ruhu muazzep olmamış mıdır?

Etiketler

2 yorum

  • ismail-seker says:

    Bunlar takiye yapmayı çok iyi biliyorlar.Bursa Konak mahallesinde cıkmaz caddeye Mimar Sinan Cd.adını vermişler.

  • alper-irfan-bay says:

    Sayın Başbakanın Camilere önem vermesini taktirle,sevinçle karşılıyoruz.Ancak Bu işler ,haslaten MİMARİ ve ona ait bağımsız,saygın ehil MİLLİ bir MİMARLIK ÜST KURULUNCA Milli, mahalli ve özel ölçekte yapılmalıdır.Bunun için önce yıllarca kurullar-kurumlar içine sinmiş ideolojik unsurları temizleme BASİRETİ göstermekle işe başlanmalı..Başvekil ve hükümet ne mimari ne de başka işlere ÖZEL EMEK harcamamalı.Başvekil ve vekiller sadece TIKANMIŞ YOLLARI DAMARLARI AÇMALI.Kurulması gereken teşekküllerin,EHİL ellerde olmasına dikkat etmeli.Bu konuda geleneksel politik ahbapçılıktan kaçmalı..ZİRA MİMARİ adına yapacak ÇOOOK İŞİMİZ var.Tüm bunları sayın Başbakanın zihnine gelmesini ve ihsan ve irade buyurmasını(!) bekleyemeyiz..Emin olsun ki Milletin çocukları nereye hangi camii ya da yapıyı hangi şekilde yapacağını çok iyi bilir..Bu noktada Muhterem Baş vekilin arzularını anlama mahareti gösteren mimarlara değil MİLLİ MİMARLIK MERKEZİNİ (mimarinin 5 temeli üzerine) bir SİNERJİ ve FİKİR REAKTÖRÜNÜ Teşekkül ettirecek ve burayı ehliyet-liyakat-basiretle yönetecek GLOKAL bir BAKIŞA ihtiyaç var. SAYGILARIMLA

Bir yanıt yazın