Ankara’nın da Salt’ı Var

Garanti'nin kültür kurumu Salt'ın üçüncü binası Ankara'da açıldı. 90'lar sanat ortamına ışık tutan arşiv sergisi 'O Zamanlar Konuşuyorduk'la açılan Salt Ulus, Ankara çıkışlı projelere öncelik verecek.

Ankara Ulus’ta, Atatürk Bulvarı üzerinde, Gençlik Parkı’nın karşısında küçük, şirin bir tarihi bina… İtalyan mimar Guilo Mongeri’nin 1926’da yaptığı, eskiden Osmanlı Bankası’nın misafirhanesi olarak kullanılan bu bina, Garanti Bankası’nın kültür kurumu Salt’ın Beyoğlu ve Galata’dan sonraki üçüncü şubesi olarak kapılarını açtı. Başkentin Salt’ı, Salt Ulus adını taşıyor.

“Ankara’da devasa bir potansiyel var” diyor Salt Programlar Direktörü Vasıf Kortun, “Güzel sanatlar alanında Hacettepe öyle, Bilkent öyle… Ayrıca çok iyi sanat tarihi bölümleri var. Ayrıca en iyi arşivler burada, çok sağlam kütüphaneler burada. O yüzden çok ciddi bir fırsat olarak görüyorum bunu. Ankara’nın derin birikimini daha iyi değerlendirmek için önemli bir imkân.”

Kortun’a göre Salt Ulus’un İstanbul’daki Salt’lara göre küçük olması bir şeyi değiştirmeyecek: “Bizim için değeri aynı. İstanbul’da yaptığımızın devamı olarak görülmeli. Orada bir Salt var uzakta gibi olmayacak, sürekli gidip geleceğiz. Mekâna uygun şeyler yapacağız. Biz bombastik şeyler peşinde değiliz, zaten bizim DNA’mıza uymaz. Mümkün olduğu kadar deneysel olmaya çalışıyoruz. Sadece sanat olmayacak burada. Temel derdimiz sanat değil. Salt’ta disiplinler ötesi, yenilikçi araştırma ve programlar oluşturarak kamuyla paylaşma derdindeyiz.”

İstanbul’un Tekrarı Değil

Salt Ulus’un ilk sergisi daha önce Salt Galata’da açılan ‘O Zamanlar Konuşuyorduk’ başlıklı arşiv sergisi. Açılış için bu serginin seçilmesinin nedenlerinden biri, sergide ele alınan üç sergiden birinin 1995’te Ankara Garı’nda açıldıktan bir gün sonra ‘halkın moralini bozuyor’ gerekçesiyle kapatılan meşhur ‘Gar Sergisi’ olması (hani şu Selim Birsel’in çarpıcı enstalasyonu ‘Kurşun Uykusu’nun olduğu sergi)… Yoksa İstanbul’da açılan sergilerin Ankara’da tekrarlanması gibi bir durum yok. Sergi, gösterim ve konuşma gibi programların gerçekleştirileceği Salt Ulus, Ankara çıkışlı projelere öncelik verecek, kentin kapsamlı araştırma potansiyelinden de yararlanacak. Salt’ın İletişim ve Yönetim Direktörü Derya Açar Ergüç, Salt Ulus’taki iki ofisi, Mayıs 2013’ten itibaren dört ay süreyle başkentteki genç araştırmacıların kullanımına açacaklarını söylüyor. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere de “Salt Ulus’un İstanbul odaklı kültür gündemini genişletmek üzere bir ağ oluşturacağına inanıyoruz. Bu tür kurumlara İstanbul dışında daha çok ihtiyaç olduğunu gözlemliyoruz” diyor. ‘O Zamanlar Konuşuyorduk’, Türkiye ‘de 90’ların güncel sanat ortamına ışık tutan bir arşiv sergisi. 90’ların ilk yarısında düzenlenen üç güncel sanat sergisini, arşivleri üzerinden yeniden gündeme getiriyor. Odakta Türkiye’deki ilk küratoryal sergiler ‘Elli Numara/AnıBellek II’ (1993, İstanbul), ‘Gar Sergisi’ (1995, Ankara) ve ‘Küreselleşme-Devlet, Sefalet, Şiddet’ (1995, İstanbul) var.

‘Elli Numara’, Vasıf Kortun küratörlüğünde, Akaretler 50 numaralı yapıda (bugünkü W Hotel) düzenlenmişti. Sergi, afişinin kaldırılıp yerine Demokrat Parti afişinin asılması nedeniyle planlanan tarihten önce kapatılmıştı. ‘Gar’, Ankara temelli Sanart’ın Tabular ve Sanat Sempozyumu çerçevesinde, sanatçı Selim Birsel, Vahap Avşar, Claude Leon ve Füsun Okutan’ın girişimiyle Ankara Garı’nda açılmıştı. Sergideki işler, ‘toplumun moralini bozduğu’ gerekçesiyle açılışın ertesi günü gar yönetimi tarafından toplatılmıştı. Ali Akay’ın küratörlüğünü yaptığı ‘Küreselleşme’, o zamanlar Müşerref Zeytinoğlu ve Emre Zeytinoğlu’nun atölyesi olan mekânda, Beyoğlu’ndaki Devlet Han’da açılmıştı.

90’lara Yolculuk İyi Geliyor

‘O Zamanlar Konuşuyorduk’taki en geniş arşiv ‘Elli Numara’ya ait. Bu sergiyle ilgili sanatçı dosyalarından sponsor yazışmalarına her şey mevcut. ‘Gar Sergisi’ndeki bazı işler yeniden üretilmiş, serginin orijinal afişi de sergide. ‘Küreselleşme’ ise yeniden üretilen bazı işler, Ali Akay’ın sergiyi anlattığı televizyon programı, serginin tanıklarıyla yapılmış söyleşiler aracılığıyla aktarılıyor.

Sanatın siyaset ve sosyolojiyle kesiştiği, ticari kaygıların geri planda olduğu, sanatçıların kolektif hareket edebildiği 90’lara yolculuk insana iyi geliyor. 2 Haziran’a kadar Salt Ulus’ta. Giriş ücretsiz.

Etiketler

Bir yanıt yazın