Amik’in dönüşü

Anadolu'nun kaybettiği ilk doğa harikası Amik'ti. Belki de ilk geri dönen yine Amik olur.

Su ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun odasında sürekli su sesinin duyulduğunu geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir röportajından öğrendim. Su işlerini unutmasın diye Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından bir mermer havuz yaptırılmış odasına. Bunu öğrenince bir garip oluyor insan. Türkiye’nin tüm derelerini HES şirketlerine sattığı ve Anadolu’da suyun sesini yok ettiği için kapısında birçok kez eylem gerçekleştirilen Eroğlu meğer içeride suyun sesini dinliyormuş… Bir nevi düşmanına âşık olma sendromu bu. Korkunun ve çıkarın aşk pantentli sunumu.

Aslında bu, DSİ’nin kuruluşundan bu yana kendini suyun patronu olarak gören yöneticilerinin neredeyse tamamına sirayet etmiş bir hastalık. Bu hastalığın ilk belirtisi “su boşa akıyor” sözüyle kendini gösteriyor. Bu söz söylendikten sonra akan ya da duran her su zerreciği ister istemez düşmanınız oluyor. Nehir varsa önünü kesip durdurmanız, göl varsa kanal açıp akıtmanız gerekiyor.

Anadolu’da kutsal abul edilen suya duyulan bu düşmanlığın bedeli elbette ağır. Bunun belki de en güzel örneği de bugünlerde canlı kanlı yaşanıyor. Bu hesabın adı Amik Gölü…

Eski baskı atlaslarda Hatay’ın ortasında kocaman mavi bir leke gösterilir. Burası, şimdilerde tarım alanına dönüştürülmüş Amik Gölü’dür. Amik Gölü’nün suyu, 1968’de açılan dört drenaj kanalı ile Asi Nehri’ne boşaltılarak altı yıl süren çalışmalar sonucunda kurutuldu. Kurutulan gölün yerini haritalarda yeşil bir alan kapladı. Göl tabanı tümüyle tarım alanına dönüştü. Ayrıca, çok önemli bir kuş göç yolu üzerinde olması nedeniyle kuş – uçak çarpışmaları açısından Türkiye’nin en riskli bölgesi olan Amik Gölü’nün zeminine trilyonlar harcanarak bir de havaalanı yapıldı.

Ne var ki, bu yılın başında belki de bir ömürde bir defa görülebilecek bir olay gerçekleşti. Amik Gölü geri geldi! Bu sene yağışlar nedeniyle eski göl yatağının neredeyse tamamı suyla dolmuş durumda. Bazı bölgelerde derinlik iki metreyi aştı. Eski göl havzası bir anda kuşların yeniden uğrak yeri haline geldi. Subaşı Kuş Gözlem Topluluğu’nun yaptığı gözlemlere göre gölde yaklaşık 2 bin 500 civarında sukuşu sayıldı. 40 yıldan bu yana bölgeye uğramayan pek çok canlı türü yeniden Amik’e geldi. Kurutulan göl tabanına trilyonlar harcanarak yapılan havaalanı ise sular altında şimdi!

Doğa, geri döndü. Havaalanının yapımına karşı çıkanlara vatan haini diyenlerden ise yaptıkları bu yanlışın hesabını soran yok.

Neyse ki Amik’i yaşatmak için çalışanlar var. Abdullah Öğünç, işte bu insanlardan biri. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin Hatay Şubesi Başkanı Öğünç, Amik’in geri getirilmesi meselesini bir hayal olmaktan çıkarabilmiş ilk insan belki de. Öyle ki, onun attığı adımlar sayesinde her gün yeni biri daha bu işin gerçekleşebileceğine inanıyor.

2012 başında Amik’in yüzünü yeniden göstermesi tesadüf olmayabilir. Bu geri dönüş, santim santim yok edilen bir Anadolu’da Öğünç gibi doğayı yaşatmak için direnen insanlara büyük güç verdi. Anadolu’nun kaybettiği ilk doğa harikası Amik’ti… Kim bilir, belki de ilk geri dönen de yine Amik olur.

 

Etiketler

Bir yanıt yazın