AKM ‘Tescilli’ Mirastır

Tarihe geçen “Gezi Parkı Direnişi”ne sadece polis ordusuyla değil, siyasi sözcüleriye de yüklenen iktidar, “AKM yıkılacak, Taksim’e cami yapılacak” sözüyle de yılların gerilimini kaşıyıp durdu.

Bu “kışkırtıcı” söylem öylesine gemi azıya aldı ki kimi yağdanlıklar tüm cehaletleriyle diyorlar ki; “AKM’nin korunması için ne bir resmi karar ne de onaylanmış bir proje var. İstenirse hemen yıkılabilir…”

Hükümet adına konuştuklarına göre ağızlarından çıkanı işitmeleri gerekenlerin bu tür açıklamalarına hop oturup hop kalkanlardan biri de Mimarlar Odası’nın İzmir’deki emektarlarından Şükrü Kocagöz.

Yıllarını mimarlığın hukuksal güvencelerine adamış arkadaşımız, AKM’nin de korunması gerekli mimarlık mirasımız olduğunu anımsatan e-mektubunda özetle diyor ki:

“1 – AKM, 06.01.1999 gün-10521 sayılı Koruma Kurulu kararıyla “korunması gerekli kültür mirası” olarak tescil edilmiştir.

2 – Aynı kurulun 30.10.2007 gün – 1344 sayılı kararıyla koruma derecesi “1. grup” olarak belirlenmiştir.

3 – “Rölöve”si bile 06.12.2006 gün – 689 sayılı kararla onaylıdır.

4 – 14.05.2008 gün – 1783 sayılı kararla da “restorasyon avan projesi” uygun görülmüştür…”

Şimdi bu yapı için hiçbir tescil ve koruma kararının bulunmadığını söyleyen hükümet sözcüleri, acaba gerçekten ilgisiz ve bilgisizlikten mi ya da cahil danışmanlarından mı; yoksa gerçekleri belli amaçla gizlemelerinden ötürü mü böylesine yanıltıcı söylemle toplum önüne çıkıyorlar?

Eğer yanıtlarlarsa, köşemiz tüm “doğru” açıklamalarına açıktır…

‘Onay’ların anlamı

Peki, mimar Kocagöz’ün belirttiği resmi “onay”lar ne anlama geiyor? Sırasıyla açalım:

1 – Bina, 20. yüzyıl kamu mimarlığımızın özgün bir örneğidir. Mimarlık sanatının ülkemizdeki çağdaşlaşma sürecini de temsil etmesi bakımından yaşatılarak gelecek kuşaklara aktarılması, Türkiye’nin imzaladığı uluslararası koruma sözleşmelerinin de gereğidir,

2- Koruma grubunun “1” olması, sadece dış görünüşü açısından değil, iç mimarisi ve mekânsal planlama özellikleri bakımından da “tüm özellikleriyle” korunması gerektiği anlamına geliyor.

3 – Rölövesinin onaylanması, tüm korunması gerekli mimarlık örneklerinde olduğu gibi kısmen ya da tamamen yıkılması durumunda bile “özgün nitelikleri ve özellikleri”yle yapımının güvencesidir.

4 – Restorasyon avan projesinin uygun görülmesi de rölöveye, güvenceye alınan mimari özelliklerine uygun bir restorasyonun, buna yönelik uygulama projesiyle gerçekleşmesini sağlamak içindir…

Bu kısa açıklamalar, eminim Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndaki tüm koruma uzmanlarınca da doğrulanacak; hükümet sözcülerinin “tescili yoktur” demesine ise belki de sadece gülümsenecektir.

Eğer hükümettekiler, atıp tutmadan önce bakanlık yetkililerinden bilgi alsalardı, hem “iktidar” olmanın yararını görür hem de gülünç duruma da düşmezlerdi…

Evet. AKM yıkılamaz; sadece restore edilebilir. Yeter ki bunu sağlayan ulusal koruma hukukumuzda, bizi dünyaya rezil edecek “korumamayı” öngören değişiklikler yapılmasın…

Etiketler

Bir yanıt yazın