Afet Sonrası Kültürel Miras Alanlarına Nasıl Yaklaşmalı?

6 Şubat 2023 günü Güneydoğu illerimizde başlayan depremler dizisi, 11 ilimizi ve 12,5 milyondan fazla kişiyi etkileyen, 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en büyük afetlerinden birine yol açmıştır.

Deprem sonrası Antakya tarihi kent merkezi, Foto: hatay.com

İlk haftalarda arama-kurtarma ve insani yardıma odaklanan faaliyetler, depremleri izleyerek başta kültür mirası olmak üzere, yıkılan ve hasar gören on binlerce yapının enkazının nasıl inceleneceği ve kaldırılacağı ve bu alanların nasıl yeniden planlanarak yerleşime açılacağı konularını da mimar ve şehir plancıları kadar sivil toplumun da gündemine getirmiştir.

Antakya tarihi kent merkezinde enkaz temizleme çalışmaları, Foto: Hakan Boyacı

Devlet kanallarıyla, kapalı/davetli yöntemle yapıldığı anlaşılan ihaleler kapsamında çalışmalar sürerken bu katılımcı olmayan süreçler, sürekli olarak ulusal basın ve sosyal medya gündemine düşmekte ve uzmanlarca tartışılmaktadır. Kültür mirası alanında çalışan sivil toplum örgütleri ve bilimsel kurum ve kuruluşlar tarafından devlet organlarına yapılan uyarı ve gönüllülük esasına dayalı işbirliği tekliflerinin ise bu süreçte genel olarak dikkate alınmadığı üzüntü ile izlenmektedir. Eşzamanlı olarak, afet bölgesi ilan edilen 11 ilde enkaz kaldırma çalışmaları, bu uyarı ve işbirliği önerileri dikkate alınmadan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hızla sürdürülmektedir.

Antakya tarihi kent merkezinde enkaz temizleme çalışmaları, Foto: Hakan Boyacı

15 Şubat 2023 tarihinde KORDER Koruma ve Restorasyon Uzmanları Derneği, docomomo_Türkiye Ulusal Çalışma Grubu ve Europa Nostra Türkiye tarafından sosyal medyada ve kuruluşların internet sitelerinde yayınlanan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iletilen metin, kültür varlıklarının enkazına yapılacak müdahalelerde dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat çekmektedir. Ardından 1 Mart 2023 tarihinde ICOMOS Türkiye Milli Komitesi de “Kültür Varlıkları ve Deprem: Görüş, Değerlendirme ve Öneriler” başlıklı detaylı bir metni sosyal medya ve internet sitesinde paylaşmış ve ulusal bilimsel uzmanlık örgütü olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın dikkatine sunmuştur.

Ancak Mart ayının son haftasında, özellikle Antakya Kentsel Sit Alanında yoğunlaşan ve gelişigüzel olarak nitelendirilebilecek enkaz kaldırma çalışmaları yeniden sivil toplum kuruluşlarının dikkatini çekmiştir. 31 Mart 2023 günü Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yapılan sözlü görüşmeleri izleyerek, 1 Nisan 2023 tarihinde aralarında bilimsel uzmanlık örgütlerinin de yer aldığı 29 sivil toplum kuruluşunun (dernek, vakıf ve inisiyatiflerin) ortak görüşü olarak yayınlanan ve ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na da iletilen metin ana hatlarıyla aşağıdaki konulara tekrar dikkat çekmektedir.

Antakya Tarihi Kent Merkezi’nde, henüz tescilli yapıların koruma altına alınması bile tamamlanamamışken, ağır iş makinalarıyla ve çok hızlandırılan bir enkaz kaldırma çalışması yapılmakta olduğu belgelenmiştir. Kentsel Sit, 1. Derece Arkeolojik Sit ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı içinde yer yer “temizlenmiş” alanlar açma uğruna, tescilli ya da tescile değer nitelikteki yapı kalıntıları hızla yok edilmektedir.

“Tescilsiz” bir  Antakya konutu, iç mekan, Foto: Mert Nezih Rifaioğlu

Sit Alanları içindeki enkaz kaldırma çalışması, herhangi bir yerleşmedekine benzememelidir. Süratli ve kontrolsüz yapılmamalıdır

Kentsel Sit Alanı içinde 600 civarında tescilli, 1300’e yakın tescile değer yapı vardır. Bunlar Koruma Amaçlı İmar Planı ile tespit edilmiş durumdadır. Bu yapıların tescilli olma şartı aranmadan tümünün sahada işaretlenerek “kontrollü enkaz kaldırma” kapsamına alınmaları gereklidir. Bu önlemler alınmadan sürdürmekte olduğunuz “temizlik” harekâtı, yüzlerce yıllık Roma, Memlük, Osmanlı, Fransız Mandası dönemi, erken Cumhuriyet ve Modern Miras dokusuna ait yapıların kalan izlerini de yok edecektir.

Temizleme sürecinde yapıların gördüğü hasarlar, Foto: Hakan Boyacı

Bu vahim hatayı önlemek üzere ACİL taleplerimiz şunlardır:

A-  1 Nisan 2023 sabahından itibaren Kentsel ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı ile 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı sınırları içindeki enkaz kaldırma işlerinin durdurulması;

B-  Antakya Koruma Amaçlı İmar Planı ile tespit edilmiş tüm tescilli ve geleneksel (tescile önerilen) yapıların emniyet bandı ve tabelalarla işaretlenerek enkazlarının koruma altına alınması;

C-  Kentsel ve 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ile 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı sınırları içinde yapılacak tüm enkaz kaldırma yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisinde yürütülmesi;

D-  Tüm enkaz kaldırma iş ve işlemlerinde 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda tanımlanan ilke, kural ve koşullara uygun davranılmasıdır.

Enkaz alanının büyüklüğünü, iş gücü yetersizliğini, enkazlar altında halen cenazelerimiz olduğunun yarattığı zorlukları bilerek, ülkenin tüm yetişmiş kadrolarının bu konuda destek vermek üzere göreve davet beklediğini hatırlatır, gereğini arz ederiz.

Antakya Kentsel Sit Alanı içinde tescilli ya da tescilsiz tüm nitelikli yapıları gösteren harita, görsel: Pelin Özilkiz Çelik

Bu ortak görüşü imzalayan sivil toplum kuruluşları aşağıda yer almaktadır:

Hatay Ortak Meselemiz Platformu, Ortak Akıl Antakya Platformu, Hatay Turizm Derneği, Hatay Fotoğraf Sinema Derneği, Buradayız Hatay Derneği, Yeniden Antakya Platformu,  Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği, KADOP Kadim Antakya Dostları Platformu,  Nehna, Alikev, Ayhan Kara Vakfı, Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu, Asi-Der, Antakya Medeniyetler Korosu, Hatay Sosyal ve Kültürel Kalkınma Derneği, Hatay Ekoloji Platformu, KORDER Koruma ve Restorasyon Uzmanları Derneği, Mimarlar Derneği 1927, Çekül Vakfı, Türk Serbest Mimarlar Derneği, docomomo_Türkiye Ulusal Çalışma Grubu,  Europa Nostra Türkiye, Tarihsel Çevre ve Yapı Korumacıları Derneği, Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği, İklim Adaleti Koalisyonu, Arkeologlar Derneği, Ankara Edebiyat Dergileri Platformu, Kültürel Sürdürülebilirlik Derneği, Ekoloji Birliği

Bu açıklamanın ekinde “Depremde Hasar Gören Kültür Varlıklarının Enkaz Kaldırma İşlemlerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler” de aşağıdaki biçimde özetlenmiştir.

6 Şubat 2023 tarihinde başlayan ve 11 ilimizi etkileyen depremler, bölgenin sahip olduğu kültürel mirası da olumsuz etkilemiştir. Yukarıda imzası olan sivil toplum kuruluşları olarak, bu zor süreçte kültür varlıklarının daha fazla zarar görmemesi için aşağıdaki konuları yetkililerin ve kamuoyunun dikkatine sunarız:

– Deprem sonrası müdahalelere esas oluşturmak üzere, sit alanları ile tescilli veya tescilsiz kültürel miras niteliğinde yapıların konumları ve sınırlarını gösteren haritalar ilgili kurum ve kuruluşlara ivedilikle iletilmeli; bunlarla ilgili yerinde gerekli işaretlemeler yapılmalıdır.

– Bu alanlarda tespit, değerlendirme ve enkaz kaldırma çalışmaları çok büyük bir hassasiyetle, enkaz sahibine de haber verilerek ve mutlaka uzman gözetiminde gerçekleştirilmeli; bu alanlara ağır iş makineleri sokulmamalıdır.

– Enkaz kaldırma işlemi öncesi mutlaka fotoğrafla detaylı belgeleme yapılmalıdır.

– Yıkılmış ve büyük oranda hasar görmüş kültür varlıklarının yapı malzemeleri, onarım ve restorasyon çalışmalarında kullanılabilecek ve yıkılan yapılardan izler taşıyan değerli nesnelerdir. Bu nedenle, kültür varlıklarına ait kalıntıların,  ulaşımı aksatması ya da çevre için tehlike yaratması durumunda öncelikle parseli içinde toplanarak istiflenmesine, başka bir yere taşınmaması;  başka bir yere taşınmasının zorunlu olduğu durumlarda diğer molozlardan ayrıştırılarak (ayrı bir alanda ve mümkün olduğunca yapı ve yapı adası bazında ayrı ayrı tasnif edilerek) saklanması; ayaktaki tehlike arz eden yapı ve yapı kalıntılarını yıkmak yerine mümkün olduğunca askıya alınarak yerinde tutulması, yerleşmelerin özgünlüğünün korunabilmesi açısından önemlidir.

Bu öneriler enkaz kaldırma çalışmalarına acilen dâhil edilmelidir.

Koruma alanında çalışan uzmanlık örgütleri ile farklı yerel değerlere dikkat çeken sivil toplum kuruluşlarının ortak bir paydada buluşarak yayınladığı bu görüş ve öneriler, “Tarihi Antakya Kenti” başta olmak üzere depremlerden etkilenen tüm yerleşimlere hassasiyet ve özenle yaklaşılması gerektiğini vurgulamaktadır. Kentin tarihi merkezi içinde kimi yasal koruma statüsü olan (tescilli) kimi ise benzer değerler taşımakla birlikte henüz bu statüye sahip olmayan (tescilsiz) yüzlerce yapı bu hızlı “temizleme” sürecinden hiç şüphesiz geri dönüşü olmayacak bir şekilde olumsuz etkilenecektir. Nitekim görüş yazısının ekinde sunulan harita, kentin miras değeri taşıyan yoğun dokusunu açıkça göstermektedir.

Nilüfer Baturayoğlu Yöney, Yıldız Salman / docomomo_tr

Etiketler

Bir yanıt yazın