Açık Yarışma Olsaydı da Rakip Üniversite mi Kazansaydı?

İTÜ Ayazağa Yerleşkesi Sınırlı Kentsel Tasarım ve Mimari Proje Yarışması'nın kolokyumu 24 Haziran Salı günü İTÜ Taşkışla Kampüsü'nde yapıldı.

İTÜ Rektörü Muammed Şahin’in de katıldığı kolokyum, mimarlık fakültesi dekanı Orhan Hacıhasanoğlu’nun konuşması ile açıldı.

İkinci olarak söz alan Rektör Muhammed Şahin konuşmasında yarışma ile teknik bilgilere yer verirken, yarışmaya 23 başvurunun geldiğini, bunlardan 1 tanesinin teknik koşulları sağlamadığı gerekçesiyle elendiğini belirtti.

Yarışmanın bir dünya üniverisitesi olarak İTÜ’nün kimliğinin mekansal yansımasını belirleyeceğine dikkat çeken Şahin, geçen rektörlük sürecinde kampüsün yeniden yapımı için gereken bütçenin hazırlanmış olduğuna dolayısıyla yönetim değişikliğinin ardından bu yarışmanın uygulanması için ellerinden ne gerekiyorsa yapacaklarına dikkat çekti.

Ödül töreni ardından geçilen kolokyumda gelen ilk eleştiri juri raporunun özellikle ödül alamayanlar açısından yeterli olmayışı üzerine oldu.

Dikkat çekici bir diğer soru ise, yarışmanın neden İTÜ özelinde yapıldığı, açık bir yarışma olmadığıydı.

Soruyu cevaplamak üzere söz olan Rektör Şahin, “Açık bir yarışma yaptığımız takdirde Mimarlar Odası devreye girecekti ve kontrol bizden çıkacak, belki mahkemeler derken süreç uzayacaktı. Sonuç olarak biz bu ülkenin en iyi mimarlık okuluyuz. İşte düşünün ki biz bu yarışmayı dışarıya açtık ve rakip bir üniversite kazandı?” şeklinde konuştu. Ardından söz alan juri üyesi Prof.Dr. Ahsen Özsoy İTÜ’de yapılacak bir yeniliğin İTÜ’lüler tarafından yapılmasının bir gelenek olduğunu bunun aynı zamanda kendilerinin de gelişmesi için bir fırsat oluşturduğunu belirtti.

Kolokyum sonrası katılımcı projelerin sergilendiği salona geçildi.

Kolokyumun ve ödül töreninin tümünü ArkiteraTV’den izleyebilirsiniz.

{video640 src=”http://player.vimeo.com/external/46349484.sd.mp4?s=e63f60ff46d8c65880a072e9df7c4a4a”}

Etiketler

19 yorum

  • gurkan-kutluakdogan says:

    “Ya açık yarışmayı yapsaydık ve rakip bir üniversite kazansaydı? Sonuç olarak biz bu ülkenin en iyi mimarlık okuluyuz,” 😀

  • bay-cambaz says:

    Rektör Şahin süpermiş hakikaten, hem en iyi mimarlık okulunun İTÜ olduğundan emin, hem de rakip okuldan biri kazanacak diye de ödü kopuyor.

    İTÜ’yü tebrik ederim, böyle bir rektörle şu anki halinde olması büyük başarı.

  • onur-deniz-yilmaz1 says:

    kast sistemini getirelim de olsun bitsin.insanlar nasıl sınıfçılık yapacağını şaşırdı

  • tekir-bej says:

    gün geçmiyor ki ilim yuvası güzide üniversitelerimizde yeni bombalar patlamasın..bazen az konuşmak en iyisi

  • omer-yilmaz says:

    Rektör aslında sadece son noktayı koymuş. Yarışma açılırken bu belli değil miydi zaten. O zaman da Twitter’a yazmıştım.

  • gonca-cetinkaya1 says:

    Ömer Bey’in de dediği gibi yarışmanın zaten sadece İTÜ’lü öğrencilere açık olduğu belliydi.Ancak yarışma herkese açık olasaydı da ”RAKİP” üniversite mi kazansaydı lafı gerçekten çok çirkin ve uygunsuz olmuş.Bence diğer üniversiteleri rakip olarak öğrencilere aşılamak ve bunu bir rektörün söylemesi ne kadar doğru.Yarışmayı da kendi içlerinde yaparak kendi egolarını mı tatmin ediyorlar demiyeceğim bu ortada zaten.Böyle bir şey yaptıysan diğer üniversiteleri karıştırma, sadece okulumuzu okulumuzun öğrencileri inşa etsin istedik de geç.Polemik yaratmak ve illa ayrım yapmak zorunda mısınız bu ülke de? anlamıyorum bu zihniyeti ve anlamayacağım!

  • huseyin-kahvecioglu says:

    Arkitera editörü Rektörün sözlerini özetlerken;
    “…İşte düşünün ki biz bu yarışmayı dışarıya açtık ve rakip bir üniversite kazandı?” cümlesinin sonundaki “…tabi ki bu işin şakası…” kısmını çıkarmış. Kalanını da habere başlık yapıp sansasyonel bir haber yaratmış. Tebrik etmek gerek, büyük bir habercilik başarısı !!! Keşke, daha az ilgi çekeceğini bilse de, kolokyumda tartışılan ve yarışmalar adına son derece önemli olan konulara vurgu yapıp, haber başlığına bunları taşısaymış.

    Yarışmanın sınırlı tutulması konusu tartışmaya ve eleştiriye açık. Ancak rakip üniversite kazanır endişesiyle böyle yapıldığını iddia etmek anlamsız. Bunun için aynı Rektörün onayı ile, İTÜ KKTC Yerleşkesi için açılan davetli yarışmaya bakınız: Türkiye’den davet edilen 5 ekipten 3’ü İTÜ dışından ve kazanan ekip de İTÜ’lü değil.

    herkese saygı ve sevgiler

  • omer-yilmaz says:

    Sansasyonel manşetlerden Hürriyet sayesinde ziyadesiyle nefret ediyorum belki çoğumuz ediyoruz. Şimdi Hürriyet’i açsak mutlaka manşette verdiği cümle ile haberin içeriğinin ilgisiz olduğu bir manşete rastlarız. Demem o ki “evet popülist, ilgi çeksin, reyting yapsın diye haber yapmak çok rahatsız edici.”

    Ancak bu haberde Arkitera editörü bana kalırsa son derece doğru bir habercilik yapmış. Kolokyumun videosu zaten kayıt altına alınmış ve dileyen tümünü izleyebiliyor. Ama kolokyumun en can alıcı noktası Rektörün sözleri bana kalırsa. Evet Arkitera editörü cümleyi bir yerde kesmiş ama bunu sansasyonel olsun diye yapmamış bence. Devamı çok da senin söylediğin gibi şaka amaçlı söylenmiş değil bana kalırsa. Tam olarak şöyle devam ediyor: “Biz Türkiye’nin en iyi mimarlık okuluyuz. Düşünün ki biz dışarıya açtık ve bu yarışmayı rakip bir üniversite kazandı. Olabilir yani. İşin şakası belki ama…”

    Ben bundan çok da şaka anlayamıyorum açıkçası. Kaldı ki yarışmanın MO’nun kontrolüne geçtiği gibi tuhaf bir fikri dillendirmiş olması, “Biz Türkiye’nin en iyi mimarlık okuluyuz.” sözünü açıklamak istediği konuya eklemlemesi başka arızalar olduğunu da aktarıyor bana. Ben de İTÜ mezunuyum ve bu açıklamalardan, bu yarışmanın kapalı yapılmasından, Kolokyum’daki Rektör Sayın Şahin’den, yeni rektörü henüz tanımasam da açılıp tamamlanan doğru konseptli bir yarışmaya yaklaşımından çok mutsuzum.

    Hani bir söz vardır ya Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur diye sanırım “mimarın mimardan başka dostu yok.” Çok olumsuz yaklaşıyor olabilirim ama ortam buna itiyor.

  • azmi-acikdil says:

    Davutpaşa Ana Giriş Kapısı ve Yakın Çevresi Mimari Proje Yarışması
    Yıldız Teknik Üniversitesi, “Davutpaşa Ana Giriş Kapısı ve Yakın Çevresi Mimari Proje Yarışması” başlıklı bir yarışma düzenliyor. Son başvuru 12 Şubat 2010.

    Yarışmaya sadece YTÜ öğretim elemanları (kadrolu ya da saat başı ücretli), YTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Anabilim Dalı lisansüstü programlarında (yüksek lisans ve doktora) kayıtlı öğrenciler ya da bu programlardan mezun olanlar ve YTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü lisans mezunları katılabiliyor.

    Ben de Yıldız Akademisi mezunuyum.Bu yarışma Yıldız mezunlarina dahi kısıtlama getirmiş herkes Yıldız (lı) olamaz gibi.
    Bu konu ile ilgili forumda ki yorumum da aşağıda.

    Yarışma açılmasaydı acaba nasıl bir proje elde edilecekti ?
    a-Bundan farklı olmazdı.
    b-Bundan farklı olabilirdi.
    c-Zaten bu yarışma sayılmaz.
    d-Hepsi doğru.

    Bunların hiçbiri doğru yaklaşımlar degil bu üniversiteler devletin, kimse şahsi veya şirket imkanları ile buralara gelmemiş, devlet dahi böyle bir ayırım yapmazken (yapamaz) devletin imkanlarını kullananların daha dikkatli olması lazım gelir.
    Fikriniz bu olsa dahi zikrinizin bu olmaması gerekir.
    Yarışma herkese açık olur rakip dediğiniz mimar meslekdaşınız kazanırsa da endişenizi gözden geçirirsiniz, zaten böyle bir endişe varsa bana göre kapalı olması uygun olmuş.

  • huseyin-kahvecioglu says:

    Sevgili Ömer, uzun açıklamana kısa da olsa bir Arkitera özeleştirisi ekleseydin iyi olurdu 🙂 Ne olur Hürriyet’e benzemeyin…

    Rektörü, açıklamalarını, yarışmayı, prosedürü eleştirmek ayrı; çok daha kayda değer konular yerine sansasyonel bir cümleyi başlık yapıp, herşeyi ona odaklamak ayrı. Başlığa çıkan konunun gerçeği tam yansıtmadığını KKTC somut örneği ile anlatmak istedim. Ona da değinebilirdin.
    Hepsi budur.

  • omer-yilmaz says:

    Arkitera nasılsa bolca eleştiriyor 🙂 benim özeleştiri yapmama gerek yok ki. Kaldı ki editörlere sorsan şu yeryüzünde eleştirisinden rahatsız oldukları sıralamasında ilk olarak benim adımı yazarlar. Gerek böyle yorumlarla gerek kapalı emaillerle.

    Ama bu haberde gerçekten yazdığım gibi düşünüyorum. Mesele karşılaştırmak ya da başka örnek üzerinden konuşmak değil bence. Eğer öyle olacaksa bu işlerin elebaşısı ODTÜ. Onu da ekleyebilirim. Azmi Bey YTÜ örneğini vermiş zaten bir önceki mesajda.

    Hürriyet olmamaya özen gösteriyoruz demek istediğim için o ilk cümleleri yazdım zaten. Bu tartışmalar bence çok işe yarıyor, en azından ben yararlanıyorum. Uzaması için yazmadım 🙂

  • derya-gursel says:

    Öncelikle eleştiriler için teşekkür ediyorum her zaman bu tartışmalar ve eleştiriler benim için çok değerli.

    Hüseyin bey, belirtmek isterim ki haberimiz de yarışmanın kapalı oluşunun öne çıkan unsur oluşu rektörümüzün tek bir sözünün sansasyonel bir tavırla kısaltılıp manşete çıkartılmasından ötürü değil, en başından yarışmaya dair bir tartışma konusu olmasından ötürüdür. Fakat tabiki haberimize eklediğimiz, kolokyuma dair videoda da izlenebileceği gibi okuyucularımızın daha değerli görebileceği ve vurgu yapılması gerektiğine inandığı konular, eleştiriler olabilir. bu hakkkı saklı tutmak adına Ömer Bey’in video yayıncılık anlayışının hakkını vermek lazım. Fakat vurgu yapılan konuları sansanyonel bir tavırla değilde daha iyi bir mimarlık ortamı adına seçmeye gayret ediyor ve titiz davranmaya çalışıyoruz. Eleştirilerinz için tekrar teşekkür ederim.

    Sevgiler.

  • ahmet-turan-koksal says:

    Efendim tartışmaya dahil olan kişiler hem candan dost hem de ikisi de İTÜ’lü.

    Hani İTÜ’nün sınıfçılığı vardır yoktur konusunda girmeyeceğim. Bir keresinde bana çok ciddisini yapmışlardı bazı İTÜ’lü akademisyenler ama ben pek ciddiye almadım. Zaten arkası da gelmedi ve münferit bir olaydı. Geçti gitti.

    Ancak geçen yıllarda YTÜ böyle kapalı olduğu iddia edilen bir yarışma açtığında, ilk elemede gitme meraklısı olduğu halde yarışmaları kaçırmayan ben girmeme kararı aldım. Benle yarışmaya girmeye niyetli YTÜ’lü arkadaşım da neden böyle yaptığımı sorguladı durdu. Ona çok normal geliyordu bu. Bana ters.

    Sonra şu gelecekistanbul yarışması var. O da akademisyen istiyor. Konu iyi diye giriyorum. Nispeten kapalı ama o da yanlış. Raporda bunu da yazacağım. Zaten elenmem ilk 3-5 cümle ile mümkün olacak zaten. Yine içim rahat. Sistem eleştirisi olsun biraz da millt okusun diye daha çok yazı yazacağımız için mimari proje yarışması sayılmaz. Ama yine bunun da böyle kısıtlı olması doğru değil.

    Kapalı yarışma olur. Seçici kurulu 5-10 mimari büro seçebilir. Ama şu şu özelliği olanlar gelsin demek bana ters geliyor. Rektörlük seçse deseki Hüseyin Hocam sen ekibini kur, sen de kur, sen de kur hatta dışarıdan sen de kur katıl dese. Sorun yoktu ki.

    Neyse konuya gelelim, ben de Rektör’ün dediklerini anlayabilmiş değilim. Yanlış. Rektörler hırslılar ve öyle olmalılar biraz da. Çok fazla rektör ile haşır neşir olmuş biri söylüyor bunu. Tabii ki ciddi rekabet ortamındalar. Bugün İTÜ’nin YTÜ’nün hatta ODTÜ’nün rektörü, ilk 30 içindeki öğrenci adayının cep telefonunu direkt arayabiliyor. 3-5 para ile vakıf ünivrsitesine gitmesin diye vallahi.

    Ama Rektör biraz samimi hissetmiş ki konuşmasında bundan komikçe bahsetmiş. Ama aslında pek komik olmamış. Böyle düşünen bir rektör bence çok tehlikeli.

    “Türkiye’nin en iyi mimarlık okulu İTÜ’dür” söylemi, İTÜ’lü olmayan bir İTÜ hayranı olan ben için bile çok iddialı. Ben de diyorum ki en iyi mimarlık okulu İTÜ değildir. Ben haklı çıkarım. Çünkü en az 80.000 kıstas var. Bunlardan hepsinde mi iyi İTÜ. Hepsinde mi tek ve vazgeçilmez. YTÜ var Mimar Sinan var,ODTÜ var, Gazi var. Daha sayamadığım varoğlu var. 2 yıllık vakıf üniversitesi ile karşılaştırılmıyor. Biraz abartmış da, bu kadar güvendiği halde neden dışarıya açmamış o zaman.

    Hüseyin Hocam’ın da “Zaten şu kadar dışarıdan eklenen birileri vardı” argümanı da pek doğru değil. O zaman tümüyle açsalarmış. O çok doğru bir sonuç değil.

    Hah şu olabilir. Katılanların İTÜ’lü olması yeniden yapılacak kampüsün müellifiyle anlaşırken bize zaman ve rahatlık sağlar neden denmiyor. Bunda kötü bir şey yok.

    Yine YTÜ’nün böyle bir işi olsa kısıtlı olsa girer miydin d,ye sorsalar girmezdim derim.

    Ama bu Çamclıca Camisi yarışmasında 200 TL’yi çöpe atıp heriflere kök söktürmeme sonra da biraz da alaycı bir proje teslim etmemi engel değil. İkisi çok farklı.

    Kısacası Rektörümüz biraz daha içi dışı bir konuşmasaymış iyi olurmuş. Çünkü “en iyisi biziz” demek için biraz iddialıca ve biraz itici olmuş.

    Teşekkürler.

  • emine-merdim-yilmaz says:

    Arkitera olarak yeri geliyor eleştirel olmamakla yeri geliyor eleştirel olmak ile suçlanıyoruz. Bu dengeyi kurmak elbette ki zor.

    Ekip olarak mümkün olduğunca kolokyumları izlemeye gayret gösteriyoruz. Sene içerisinde izlemediğimiz kolokyum sayısı çok azdır. Kolokyumların doğası gereği tartışmaya açık ortamlar. Bizler de kolokyumları objektif olarak aktarmak adına, videoya çekip yayınlıyoruz.

    Bu, kolokyum ertesinde de başlığı atmadan önce eğri oturup doğru konuştuk. Bu başlığı atmaya karar verdikten sonra yanlış bir şey yazmamak adına videoyu da tekrar dinledik. Tartışılacağını, farklı sesler duyacağımızı tahmin ediyorduk. Bu başlığın atılmasındaki amaç elbette sansasyon yaratmak değil. “İTÜ… Yarışması Kolokyumu Gerçekleşti” diye başlık atsak, haberin içerisinde rektörün tepki çekmesi muhtemel sözlerini verseydik konu yine gündeme gelirdi. Bundan oldukça eminim…

    Aşağıda yapılan yorumlarda da söylendiği gibi daha önce ODTÜ, YTÜ de benzerlerini yaptı, kendi okullarına yönelik yarışmalar açtı. Bu elbette ki yarışmayı açılan kurumların tercihidir. Buna söylenecek çok fazla bir şey yok. Bu noktadan sonra katılmak katılmamak tercih edilebilir.

    Şahsım adına konuşmam gerekirse, yıllardır yarışma konusuna bu kadar eğilen bir kurumun ferdi olarak sonucunu her kadar olumlu bulsam da rektör Şahin’in sözlerini yersiz bulduğumu da belirtmek istiyorum.

    İTÜ’de bir rektör değişikliği yaşanacak malum. Yeni rektörün bu yarışma konusundaki tavrı ne olur, mirası sürdürür mü, sadece yarışma açıldığı ile mi kalır? Bu noktadan sonra esas konuşulması ve takip edilmesi gereken konunun bu olduğunu düşünüyorum.

  • omer-yilmaz says:

    Kısacık: sanki bize söylediklerin İTÜ mensubu olduğun için senin için de geçerli gibi 😉

  • huseyin-kahvecioglu says:

    Ben İTÜ’yü temsil etmiyorum. Konu İTÜ tartışması da değil, Arkitera tartışması.

    Ama için rahat olsun, son sözü sen söyledin ve kazandın 🙂

    Yolunuz açık olsun…

  • omer-yilmaz says:

    Ortada kazanacak bir şey yok ki, neyi kazandık? Eleştiriye tahammül edebilmek hepimiz için geçerli dedim sadece.

  • bay-cambaz says:

    biraz uzadı sanki
    öyle dedim böyle dedini bıraksanız daha iyi olacak, denilenler zaten aşağıda yazıyor, okuyan karar versin kimin ne dediğine

    saygılar

  • murat-sahin says:

    Son sözü ilk söyleyerek başlamak istiyorum. Ben bu tarz uygulamalara karşı olma durumunu anlamıyorum. Çünkü buna karşı olunursa davetli yarışmalara da karşı olunması gerekiyor ki onlar bu durumdan daha vahim… Kime göre neye göre belirleniyor…Belki hiç bilmediğiniz bir ekip o yarışma için çok farklı ufuklar oluşturabilir.

    Azmi Bey’in belirttiği ‘Davutpaşa Ana Giriş Kapısı ve Yakın Çevresi Mimari Proje Yarışması’ yarışmasına katıldık ve hatta ödül aldık. Ama ödül alan ilk 3 projeden birisinin hayata geçme şansı henüz olmadı. Umarım olur. Ama değinmek istediğim konu Katıldık demiş olmam. Çünkü ekibimizde sadece YTÜ mezunları yoktu. Sadece ekip başının YTÜ’lü olma zorunluluğu vardı. Kaldı ki bizim ekibimizde de olduğu gibi yılda 2-3 yarışmaya giren ekipler ekip başlarını değiştirirler. ( Tüm ekipler için kesin konuşamıyorum tabi ki… ) Yani aslında bu yarışmalara herkes katılabilir. Sadece ekip içerisinde o kurumdan mezun birisi olması bu kadar vahim bir durum mudur? Üniversitelerimizden çoğu tip proje şeklinde beden bulmuşken bunu yapmamak için uğraşan ve bu uğraşı sırasında eğitimi verdiği insanlarında içinde olduğu bir topluluktan birşeyler beklemek çok kıymetli geliyor bana. Gönül isterdi ki biz de katılacak zaman dilimine sahip olabilseydik.

    Katılmadığım durumlar da var elbet. Türkiye’nin en iyi mimarlık okulu …. dır. Buraya herkes kendi kendi mezun olduğu, mensubu olduğu okulu konumlandırabilir. Öyle mimarlık eğitimi almamış ama benim diyen mimarlardan iyi örnekleri de vermeyeceğim. Okullar değildir binaları yapan mimarlardır…

Bir yanıt yazın