19. Yüzyıl Antreposuna Tuğladan Ek Yapı

Londra merkezli mimarlık stüdyosu HawkinsBrown, 19. yüzyılda inşa edilmiş antrepoyu, tuğladan yeni bir bina ekleyerek ofise dönüştürdü.

1890’da inşa edilen yapının demirci ocağı ve et fabrikası olarak kullanıldığı tahmin ediliyor. Yapılan ek bina eski yapının formunu taklit ederken taban alanını iki katına çıkarıyor.

“Projenin zorluğu yeni bir yapı inşa ederken ofisi tek bir bina olarak okutabilmek; var olan antrepoya sempati beslemek ile güçlü, çağdaş ve bağlamına uygun bir bina yaratmak arasında doğru dengeyi bulabilmek.”

Victoryen stildeki yapıya, yeni yapının yüksekliğine uygun olarak, bir kat daha eklendi. Her iki yapının da çatı katı penceresi, binaların genel büyüklüğünü değiştirmeden kat eklemeye izin verdi.

Antrepoya bindirilebilen ekstra yük çok az olduğu için, eklenen katın yükünü yeni yapıya dağıtacak bir konsol sistemi tasarlandı.

Binanın içinde konsol olarak çalışan çelik merdiven ofisin odak notasını oluşturuyor. Cam bir bölme içinde çalışan merdiven her ofisten görünebiliyor ve binanın içine güneş ışığı alan bir ışıklık gibi de çalışıyor. Merdivenin ham çelik malzemesine, yenilenmiş antrepodaki farklı mekanlarda ve yeni ile eskiyi ilişkiye sokan ekte referans veriliyor.

HawkinsBrown projede sıva kullanılmasından kaçınıyor; iç mekanda kullanılan malzemeler, çelik ve pirinç detaylar ile karşıklık oluşturacak şekilde çıplak bırakılıyor.

“Üzerinde dikkatle düşünülmüş, dokulu, el işçiliği ürünü, doğal malzeme paleti; antrepodaki malzemenin ham doğasını tamamlamak üzere seçildi.”

Yeni binada kullanılan tuğla bloklar, Alman üretici Janinhoff’tan, eski binanın malzemesine birebir uyması değil, fakat malzemeyi tamamlaması niyetiyle seçildi. Çatı katındaki ortak kullanılan teras çalışanlar için bir açık alan sağladığı gibi çeşitli etkinlikleri misafir edecek bir alan da yarattı.

 

 

Etiketler

Bir yanıt yazın