“Mimarlığa Önem Veren Bir İşveren Profili Çizdiler, Bu da Mimariye Yansıdı”

2011 Arkitera İşveren Ödülü'nün sahiplerinden M artı D Mimarlık ortakları Dürrin Süer ile Metin Kılıç ve Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (UİB) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu ile Genel Sekreteri Mümin Karacakayalılar ile görüştük.

Selin Biçer: UİB’i Arkitera İşveren Ödülü için neden aday gösterdiniz?

Dürrin Süer: OİB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi hem projelendirme hem de uygulama aşamalarında bizi çok keyiflendiren bir proje oldu. Çok memnun edici sonuçların ortaya çıktığını düşünüyoruz. Bu aşamada böyle bir mimari sonuçtaki aktörlerin (yüklenici ve işverenin) sorumlulukları, donanımı ve duruma bakışı önemli. Bu projede işveren açısından çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum, çünkü bu rolü başarıyla yüklendiler. Projenin elde edilişi şekli bir mimari proje yarışmasıyla gerçekleşti. Sadece bu bile mimarlığa veren değeri gösteriyor. Davetli bir yarışma yapıldı ve değerlendirme sürecinde kurum yalnızca kendi yetkililerinden oluşan bir jüri ile değerlendirmeyip aralarına mimar, akademisyen ve mimarlar odaları temsilcileri aldı. Bu da çok önemli bir tavır.

Ayrıca projenin uygulama aşamasında da olumsuz bir tutumları olmadı. Hem bizim hem de jürinin görüşlerine değer verdiler.

Bu bir yarışmaydı ve yarışmanın jürisinin profesyoneller tarafından kurulu olması ve sonrasında uygulama aşamasına dönüştürülmesinde olumsuz anlamda müdahil olmamaları hep avantajlı davranışlardı. Projenin ihaleye çıkarılması, yüklenici tarafından alınıp inşaata başlanması ve bütün bu imalat aşamasında projenin nasıl uygulanacağını kontrol ettik. Ve bu aşamalarda müteahhitin taleplerinde ya da imalatta bütün nokta detaylarına kadar değişiklik yapılması gerektiğinde bizim onayımızın alınmadığı hiçbir uygulama yapılmadı. Karşı karşıya geldiğimiz zaman da kurum projede nasılsa onun uygulanacağını belirten bir yaklaşım içindeydi. Zaman zaman kurumda çalışacak öğretmenlerle özellikle mobilya seçimleri için görüşmeler yapıldı. Kurum bizi karşıya karşıya getirerek fikir alışverişi için yardımcı oldu. Tüm bunlar her işverenin göstermediği davranışlar. İşverenin bir kurum olması hem bir avantaj hem de dezavantaj olabilirdi. Aslında bu projede işveren birebir kullanıcı değil, ancak sorumlu bir işveren. Hem bir eğitim yapısını hayata geçirme fikrini ortaya atmaları hem de bunu çok kısa bir süre içinde gerçekleştirmiş olmaları bunu kanıtlıyor. Tüm projeler yaklaşık 50 günde tamamlandı. İhaleye çıkması, ihale sonrasında inşaatın tamamlanması, eğitime başlanma süreçleri 16 ay sürdü.

SB: Projenin tasarımı 16 ay gibi kısa sürede tamamlanmasına yardımcı olacak şekilde mi düşünüldü?

DS: Projede birçok şeyi minimize etmiştik. İmalat sürecini hızlandıracak bir anlayış vardı. Birçok şey çok standartlaştırıldı, çabuk üretilebilecek kolay detaylar düşünüldü, imalat katmanları mümkün olduğunca azaltıldı. Tüm bunların işi hızlandırdığını düşünüyorum. Ayrıca kontrollük yapmamız da çok önemliydi. Her hafta sahada bulunmamız sürecin aksamamasına neden oldu.


Fotoğraf: Uğur Ceylan

SB: Projenin tamamlanması için son bir tarih verildi mi?

DS: Tabii, 2008 yılının Ekim ayı sonunda yarışmanın bilgisi geldi, program iletildi, bundan 1 ay sonra projeyi teslim ettik ve teslim gününde jüriye sunum yaptık. Bundan 2 ya da 3 gün sonra sözleşme yapmak üzere telefonla davet edildik. 2009’un Eylül ayında okulun açılması planlanıyordu. 50 veya 60 gün içinde bütün uygulama projelerini (mimari, statik, mekanik, elektrik, peyzaj) hazırladık.

SB: Bu kadar kısa bir sürede projeleri yetiştirmeyi nasıl başardınız?

DS: Büyük bir ekiple ve çok büyük bir çabayla çalıştık. Verdiğimiz sözü tutup tam tarihinde teslim ettik. İhaleye açıldığında beklenen fiyat elde edilemedi. Daha sonra tekrar ihaleye açıldı ve firma belli oldu. 2009 yılının Haziran ayında inşaata başlandı. 2010’un Eylül ayında ise okul açıldı. Bu kapsamdaki bir proje için çok iyi bir süre olduğunu düşünüyorum. Ve özellikle şunu da söylemek istiyorum, bütün bu aşamalarda hala sorumluluklarını devam ettirdiler. Orhan Bey’in de bahsettiği gibi bir vakıf oluşturuldu, şantiye sürecinde eğitimciler ve idareciler seçildi, eğitim programının oluşturulması için çalıştay düzenlendi. Bu çalıştayda mezun olacak öğrencinin nasıl bir profili olacağı belirlendi. Bunlar da aslında işverenin nasıl bir tutum içinde olduğunun iyi bir göstergesi. Ayrıca yarışma sonrasında bütün projelerin bulunduğu bir proje sergisi düzenlendi ve içinde tüm projelerin toplandığı bir kitap hazırlandı. Mimarlığa ve bütün emeğe verilen değeri anlatan bir belge oldu. Bina tamamlandıktan sonra tüm süreci anlatan bir kitap hazırlandı. Bunların önemli farklılıklar olduğunu düşünüyorum. Mimarların sık sık karşılaşmadığı, mimarlığa önem veren bir işveren profili çizdiler. Bu da mimariye yansıdı.

Bütün aşamalarda İşveren Ödülü’ne başvurmak aklımın bi köşesindeydi. Her farklılığı gördüğümüzde hep aramızda başvurmamız gerektiğini konuştuk.


Fotoğraf: Uğur Ceylan

SB: İşveren Ödülü’nü kazandığınızı öğrendiğinizde ne düşündünüz? İyi bir işveren olduğunuzun farkında mıydınız? Mimarlarla ilişkiniz nasıldı?

Orhan Sabuncu: Açıkçası iyi bir işveren olduğumuzu düşünüyoruz. UİB tamamen otomotive yönelik kurulmuş bir ihracatçılar birliği. Yönetim kurulumuzda da belli başlı firmaların temsilcileri var. 2008 yılında bir sosyal sorumluluk projesi yapmaya karar verdik. Ekonomik krizin hemen öncesinde sektörün işleri çok iyiydi. O günlerde nitelikli eleman sıkıntısı en üst seviyeye çıkmıştı. Firmalar ya nitelikli eleman bulamıyordu ya da buldukları elemanları başka firmalara kaptırabiliyordu. Çok büyük bir sirkülasyon başladı. Bu sorunların sonucunda yapacağımız sosyal sorumluluk projesinin sektöre yönelik bir okul olmasına karar verdik. Bu fikir yönetim kurulunda tartışıldı ve kabul edildi. Böylece süreç başladı. Çalıştay düzenlendi. Bunun esas amacı okulun amacını ve eğitim türünün belirlenmesi, fiziki yapının nasıl olacağının tartışılmasıydı. Bütün sektörün ileri gelenleri, üniversiteler ve kurumumuzun ileri gelenleri bu çalıştaya katıldı. Sonuçta bu okulun ihtiyaç doğrultusunda nitelikli eleman eğitecek, otomotive yönelik olması gerektiği ortaya çıktı. Sektörde elemanlarla ilgili yaşanan sorunların değerlendirilip bu doğrultuda uygun bir eğitim sisteminin bu okulda var olması gerektiği anlaşıldı. MEB tarafından uygun görülen müfredat ile eğitim sistemi birleştirildi.

Bunun yanı sıra fiziki olarak da farklı bir şey yapmak istedik. Ankara’dan onaylarımızı aldıktan sonra bir yarışma açmaya karar verdik. 14 tane mimarlık ofisi yarışmaya katıldı. Yarışma jürisi belli başlı üniversitelerin mimarlık bölümlerinin rektör ve öğretim görevlilerinden oluştu. M artı D Mimarlık’ın projesi birinici seçildi.

SB: Bu davetli bir yarışmaydı. Katılan ofisler nasıl belirlendi?

OS: Kendimiz belirledik. Bazı kıstaslar koyduk, danışmanlarımızın yapmış olduğu araştırmalar sonucunda davetler gönderdik. Ulusal mimari proje yarışması açsaydık, çok sayıda başvuru olacaktı. Biz yaklaşık 20 tane firmanın katılmasını amaçlamıştık, konuyu çok dağıtmak istemedik. Sonuçta M artı D Mimarlık’ın mimari projesi kazandı. Biz uygulama projelerini de onların çizmesini istedik, çünkü uygulamada farklılıklar olmasını istemedik. Projeler teslim edildikten sonra ihale sürecine geçildi. Ancak yaklaşık 6 aylık bir süre vermiştik ve bu süreç kış aylarına denk geldi. Binanın 6 ayda tamamlanması maliyeti arttırdı. Bu kadar kısa sürede inşaatın bitmesi için farklı teknolojilerin kullanılması gerekiyordu. Fiyat çok yüksek gelince ihaleyi iptal ettik ve süreyi 12 aya çıkardık. Ankaralı Mescioğlu İnşaat ihaleyi kazandı ve belirlenen sürede istenilen ciddiyette işi bitirdi. Ayrıca M artı D Mimarlık ile kontrollük sözleşmesi de imzaladık. Böylece işin her aşamasında en ince detaya kadar kendileri kontrol etti. Sonuçta okulumuz belirlenen sürede bitti ve 2010 – 2011 öğrenime açıldı. Okul bittikten sonra yapılacak herhangi bir tadilatı üstlenmesi için de M artı D Mimarlık ile anlaştık. Ufacık bir değişiklik bile mimarlara soruluyor. Bizim için yapmanın ötesinde devam ettirmek de önemli.

Yaptığımız çalıştayda bir vakıf kurma fikri oluşmuştu. Bu süreçte bu fikrin üzerine gitmedik. Okul bittikten sonra ilk açıldığı günkü hali gibi korumak için destek olmamız gerektiğini farkettik. Vakıftan okulun ihtiyaçları her sene düzenli olarak karşılanacak.

Okulumuz bu sene 2. yılında ve sanayi ile arasında çok kuvvetli bir ilişki var. burada yetişenler alt yapıları sağlam bir şekilde üniversiteye gidecek. Sektör için çok faydalı olacak. Sektörden alınan para yine sektöre dönecek.


Fotoğraf: Uğur Ceylan

Mümin Karacakayalılar: Bu okul bizim bildiğimiz klasik konsepte sahip okullardan değil. Bir anımı paylaşmak istiyorum. Okulun açılışına katıldım. Okulun müdürüne çiçek yolladım, fakat ben oradayken çiçek ulaşmadı. Çiçekçi teslimatı yandaki okula yapmış çünkü OİB Teknik Lisesi’nin okul olduğunu anlamamış.

Ayrıca inşaat sırasında bir firma gelip okulu AVM zannettiği için dükkan kiralamak istemiş. Çok farklı bir okul çıktı ortaya. Siz de ARKİV Buluşmaları sırasında görmüştünüz.

Okulla ilgili tek zorluk muhafazası. Umarım şu anki haliyle gelecek nesillere aktarmayı başarırız.


Fotoğraf: Uğur Ceylan

Metin Kılıç: Davetli bir yarışmanın yapılması ve bu yarışmanın özellikle jürisi nedeniyle emsallerinden farklı oluşu, bir proje sergisinin düzenlenmesi, tanıtımlarının yapılması ve birebir uygulanıp bugünkü haline getirilmesi çok önemliydi. Bu nedenle İşveren Ödülü’ne UİB’yi aday gösterdik.

SB: Herkese çok teşekkür ediyoruz ve tekrar tebrik ediyoruz.

Etiketler

Bir yanıt yazın