Yeşil Bina Etütleri

Günümüzde binaları çevresel etkilerine göre değerlendiren pek çok sistem geliştiriliyor ve bu sistemler, yeşil dönüşüm sürecinde etkili bir araç olarak kullanılıyor.

Sürdürülebilir, ekolojik, çevre dostu kavramları çerçevesinde karşımıza çıkan yapılar, yapının araziyle olan ilişkisinden başlayarak kullanıcıya ulaşana kadar tasarım sürecinde doğaya karşı tutumunun sorgulandığı, iklime, bulunduğu çevre koşullarına, yenilenebilir enerji kaynakları ve atık üretmeyen malzemelerin kullanımına önem verdiği, ekosisteme duyarlı yapılar olarak değerlendirilir. Bu anlamda Dünya’da Ulusal Yeşil Bina Konseyleri yeşil binaları teşvik etmek, yaygınlaşmasını sağlamak ve yeşil bina üretmek isteyen mimar ve mühendislere kılavuz olmak amacıyla yeşilliği tescil eden birtakım standartlar belirlemiş.

Yeşil Bina Etüdü başlığı altında bu strandartlar, mevcut bina sahiplerine veya kiracılarına binalarının performansları hakkında derinlemesine bilgiler sunuyor ve yeşil bina olmanın gerektirdiği tüm kriterlerde inceleme yapılmasına olanak veriyor.

Dünya’da yeşil bina etüdü için kullanılan birçok yeşil bina değerlendirme sertifikası mevcut. Bunlardan başlıcaları 1990’da İngiltere’de ortaya çıkan BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method), 1998’de Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), 1998’de gelişmiş ülkelerin bir araya gelmesiyle kurulan IISBE (International Initiative for Sustainable Built Environment), 2003’de BREEAM’den uyarlanarak Avustralya’da oluşturulan Greenstar, 2004’de Japonya’da ortaya çıkan CASBEE (Comprehensive Assessment for Building Environmental Efficiency) ve 2009’da Almanya’da ortaya çıkan DGNB (Deutsche Gesellschaft fur Nachhaltiges Bauen).

Yeşil bina sertifikasyon sürecinde danışman ve denetim hizmetinde hedeflenen “yeşil bina tasarımı”nın ötesinde sürdürülebilirlik yönetimi anlayışı oluyor. Yatırımcının motivasyonuna göre çözüm geliştirmeyi önemseyen danışman firmalar yeşil bina yol haritasında izlenmesi gereken basamakları şu şekilde sıralıyor:
1. Entegre Tasarım: Konvansiyonel ve hiyerarşik proje tasarım sürecinden, tüm paydaşların tasarıma entegre edildiği katılımcı bir sisteme geçilmesi.
2. Arazi Tasarımı: Tasarım sürecinde, özellikle büyük şehirleri ilgilendiren; yağmur suyu kontrolü, ışık kirliliği, ısı adası oluşumu, biyolojik çeşitlilik gibi başlıkların dikkate alınması.
3. Su: Yağmur suyu ve gri su uygulamalarının önceden göz önünde bulundurularak projeye entegre edilmesi.
4. Enerji: Yeşil binaların olmazsa olmazı “enerji verimliliği” konusunda, öncelikle talebi azaltılıp, son aşama olaral alternatif enerji çözümlerine gidilmesi.
5. Malzeme: Türkiye’de çevre dostu malzeme üretimi yurt dışına oranla daha kısıtlı olsa da, bilinçlenmeyle birlikte son yıllarda bu konuda belirli bir artış gözleniyor.
6. İç Mekan Kalitesi: Hava ve akustik gibi alt başlıklara sahip iç mekan kalitesi, insan sağlığını doğrudan etkilemesi açısından çok önemli.
7. İnşaat Uygulamaları: Sadece şartnamelerin dayadığı maddelerle sınırlı kalmayıp, projelerin genel anlamda daha çevreci planlanması ve müteahhitlerin de bu anlamda bilinçlendirilmesi.
8. “Commissioning” (İşletmeye alma): Yeşil binanın tasarımının uygulamaya doğru aktarılması
9. Operasyon ve Bakım: Binayı işletecek olanların doğru şekilde eğitilmesi; uygulamanın ardından tasarımın tekrar ölçülüp değerlendirilmesi.
10. İnovasyon: Yeni bir icat gerektirdiği düşünüldüğünden, Türkiye’de çekinilen bir konu. Oysa Türkiye’de henüz gerçekleştirilmemiş bir uygulamayı buraya entegre etemek de inovasyondur.

Sertifikaların Kriterleri

Yeşil dönüşüm sürecinde en etkili araç olan sertifikaların belli kriterleri binaları çevresel etkilerine göre değerlendiriyor.

BREEAM Sertifikası
BREEAM kullanımında amaç bir binanın çevresel performansının standartlara bağlanarak ölçümünün yapılmasıdır. Sertifikanın özünde günümüzün çevre dostu teknolojilerini uygulayan binaların ödüllendirilmesi yatıyor.

BREEAM kriterleri, bina yönetimi, sağlık ve iyi hal, enerji, su, arazi kullanımı ve ekoloji, ulaşım, malzeme, atıklar, kirlilik ve inovasyon olarak sıralanabilir.

LEED Sertifikası
Bugün tüm dünyada en çok bilinen yeşil bina sertifikalarından biri olan LEED sertifikası sayesinde binalar daha enerji verimli, suyu daha tasarruflu kullanan, çevreye daha az zarar veren ve daha sağlıklı yaşanabilir mekanlar oluyor. Ayrıca LEED sertifikası, binanın uluslararası platformlarda tanınmasını, değerinin artmasını ve binayı yapan şirket ve kurumların prestij kazanmasını sağlıyor.

LEED kriterleri, arazinin sürdürülebilirliği, su verimliliği, enerji verimliliği, iç mekan yaşam kalitesi, inovasyon ve son olarak eklenen yerel önem sırası olarak belirlenmiş.

Greenstar Sertifikası
Green Star, binaların tasarım ve yapımını düzenleyen, kapsamlı, ulusal ve gönüllü bir çevresel etki değerlendirme sistemi. Avustralya’daki ticari binaların % 11’i Green Star sertifikasına sahip ve artık yeşil binaların tasarımı ve inşaatı iş dünyası için kaçınılmaz bir hale gelmiş.

Green Star, bir projenin alan seçimi, tasarımı, uygulaması ve bakımı sonucunda doğrudan ortaya çıkan çevresel etkileri kapsayan dokuz kategori içeriyor; yönetim, iç mekan çevre kalitesi, enerji, ulaşım, su, malzeme, arazi kullanımı ve çevrebilimi, salınım ve yenilik.

DGNB – Alman Sürdürülebilir Yapı Sertifikası
Binaların planlamasında ve değerlendirilmesinde kullanılmak üzere kurulmuş bir sistem olup tüm ilgili sürdürülebilir yapı konularını içeriyor. Sertifika, projenin başlangıç noktasında belirlenen sürdürülebilir yapı hedeflerinin bütünleşik tasarım prensipleri doğrultusunda uygulanması üzerine kurulmuş olup, sürdürülebilir yapılar, güncel teknolojiye göre tasarlanıp kalitelerini bu yeni sertifika ile belgelendirebiliyor.

DGNB kriterleri, çevrebilim, ekonomi, sosyal kültürel ve operasyonel konular, teknik konular, arazi yerleşimi ve süreçler olarak ele alınıyor.

Yeşil Bina Sertifikalı Yapılara Örnekler

Özyeğin Üniversitesi Kampüsü – Akademik

Mimarlık Ofisi: RMJM – B-Design
İşveren: Özyeğin Üniversitesi
Sertifika: LEED Altın

ArkiPARC 2013 etkinliği Gayrimenkul Ödülü finalistlerinden olan Özyeğin Üniversitesi Spor Kompleksi’ni de içinde barındıran Çekmeköy Kampüsü, aday olarak gösterildiği LEED Sertifikası’nı kampüsteki Mühendislik Fakültesi ve Öğrenci Merkezi binaları için “Gold” derecesi ile aldı.

Türkiye’nin ilk LEED Sertifikası adayı çevreci kampüsü olma iddiasıyla 127 bin metrekare alana kurularak 2011-2012 akademik yılında eğitime başlayan Çekmeköy Kampüsü, günümüzün lider teknoloji firmalarının ofislerini aratmayan donanımlı, sessiz ve rahat çalışma odaları; uluslararası standartlarda ileri eğitim teknolojileri ile donatılmış modern sınıf ve laboratuarları, pek çok etkinliğe sahne olan 350 kişilik oditoryumu, 1500 metrekarelik 7/24 hizmet veren kütüphanesi ve 13.000 metrekare’ lik Spor Merkezi ile öğrencilere her konuda imkan sağlayarak akademik, sosyal ve kültürel gelişimlerini bir arada tamamladıkları bir ortam sunuyor.

Magnesia Alışveriş Merkezi – AVM

Mimarlık Ofisi: Cem Mimarlık
Yatırımcı: Qubicon
Sertifika: BREEAM Avrupa Ticari 2009, İyi

Manisa’da bulunan,0 Magnesia Avm Cem Mimarlık tarafından tasarlanan 2013 ArkiPARC Gayrimenkul Ödülü’nün finalistlerinden biri. Manisa’nın ana yolu üzerinde yemyeşil bir alan içinde konumlanmış olan Magnesia, bir otopark katı ve üç alışveriş katına sahip bir alışveriş merkezi. Manisa’nın ilk ve tek alışveriş merkezi olan Magnesia Avm, “iyi” derece ile BREEAM sertifikası aldı.

Kağıthane OfisPark – Ofis

Mimarlık Ofisi: Emre Arolat Architects
İşşveren/ Yatırımcı: Tekfen Emlak Geliştirme
Sertifika: LEED-CS 2.0, Altın

Kağıthane OfisPark, Core&Shell kategorisinde Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından verilen LEED Altın sertifikasına sahip olan projelerden biri. ASHRE 90.1 (Amerikan Bina Enerji Verimliliği Standardı) standartlarına göre enerji tüketiminde %24 anında tasarruf sağlıyor.

KağıthaneOfis Park az katlı binaların bir avlu etrafında konumlandırılması prensibi ile tasarlandı. Sürüdürülebilir bir mimari anlayış için tasarım ve uygulamada LEED Core&Shell sertifikasyon sisteminin ölçütlerinden faydalanılıyor. Projede seçilen yerin eski bir fabrika arazisi olması ve endüstriyel bir alandan sağlıklı bir kullanıma dönüşümün sağlanmış olması olumlu açıdan önem kazanıyor. Projede öncelikle ısıtma ve soğutma sistemleri merkezi sistem olarak kurgulanarak değişken hızlı pompalı ve çok verimli sistemler tercih ediliyor. Seçilen sistemlerde çevre dostu gazların kullanılması ve ozon tabakasına zararlı gaz içermemesine dikkat ediliyor.

Ayrıca kabuk katmanları oluşturulurken TS 825’te belirtilen kriterlerin en az %25 oranında performans sağlayacak şekilde seçimler yapılıyor ve özel performans camlar kullanılıyor. Camların yüksek performansları sayesinde içeride optimum doğal aydınlatma düzeyi sağlanırken ısı kaybı oranı minimum düzeyde getiriliyor ve enerji performansı yüksek seviyede tutuluyor.

İç hava kalitesinin yüksek olması için zehirli gaz içermeyen boya ve yapıştırıcıların kullanılması yanında taze hava sisteminde ASHREA standartlarının belirttiği oranın üzerinde temiz hava girişi sağlanıyor.
Su tasarrufu için yüksek performanslı ürünler seçilerek %30 oranında tasarruf sağlanıyor.

Tüm sistemler bilgisayar ortamında modelleme yoluyla simule ediliyor ve binanın tüm yıllık enerji harcaması hesaplanıyor. Toplamda Amerikan ASHREA standartlarının belirlediği baz binaya göre yıllık enerji harcaması kWh olarak %24 daha verimli bir sistem elde ediliyor.

35. Sokak – Konut

Mimarlık Ofisi: Teğet Mimarlık
İşveren: Akşan Yapı
Sertifika: BREEAM Uluslar arası 2010 Özel, Çok İyi

Akşan Yapı’nın çevreci yaklaşımı ve yüksek enerji tasarrufuna yönelik sistemi le inşa ettiği 35. Sokak, yapısal çelik sisteminin %90 oranında geri dönüştürülebilir olması nedeniyle yeşil bina olarak yükseliyor. Bu sayede ömrünü tamamlayıp yıkılması gerektiğinde yaklaşık 4050 ton çelik/ 4000 m2 alçı levha geri dönüştürülebilecek.

Proje yine bu sistem sayesinde İzmir bölgesi için belirlenen değerlere göre, %50 daha fazla enerji verimliliği sağlıyor. Malzeme kullanımında “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ve yapısal çelik sisteminin öngördüğü şekilde seçiliyor. Kaplama malzemelerinde optimizasyona gidilerek daha az atık malzeme ortaya çıkıyor. Endemik bitki kullanımıyla beş yıllık ekolojik plan hazırlanıyor.

Siemens GOSB Tesisi – Endüstriyel

Mimarlık Ofisi: SEYAŞ
İşveren: Siemens
Sertifika: LEED NC 2.2, Altın

Siemens’in Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde ofis ve üretim merkezinden oluşan yatırım için tasarım, ihale ve inşaat aşamalarında yeşil bina kriterleri dikkate alınarak çevreye saygılı, sağlıklı ve ekonomik bir tesis meydana getirildi. Yeşil bina sertifikası olarak; LEED NC ver2.2 kriterleri göz önünde bulunduruldu ve LEED Altın sertifikası hedeflendi.

İnşaat aktivitelerinden dolayı oluşan çevre kirliliğini azaltmak, toprak kaymasını ve su kirliliğini önlemek için erozyon ve sedimantasyon planı kapsamında inşaat sahasında birçok tedbir alındı.

Gecenin doğallığını korumak adına aydınlatma kirliliğinin en az seviyede tutulması için iç mekanlarda bina aydınlatma otomasyonundan faydalanıldı. Gün ışığından en üst seviyede faydalanarak elektrik üretiminin düşük seviyede tutulması hedeflendi. Çatılarda güneş enerjisinden faydalınarak sıcak su elde ediliyor.

İnşaat malzeme maliyetinin %35’i geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılan ürünlerden oluşuyor. Çalışanların sağlıklı ortamlarda çalışması, verimlerinin artması ve kendilerini daha iyi hissetmeleri için iç mekanlara sağlanan taze hava miktarı ASHRAE 62.1-2004 standardına göre %30 daha fazla veriliyor.

Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn – Otel

Mimarlık Ofisi: TeCe Mimarlık
İşveren: Amplio İstanbul Hotel Yatırım
Sertifika: LEED NC v2009, Altın

Haliç siluetinden bakıldığında otel kitlesi çevre yapılar içinde dikkat çekerken aynı zamanda ön ve arka plandaki yapılaşmaya hükmetmeyen bir yaklaşım sergiliyor. ERKE Tasarım danışmanlığında, USGBC (Amerikan Yeşil Bina Konseyi) tarafından verilen LEED Altın (Enerji ve Çevre Tasarımı Konularında Liderlik) sertifikasını almaya hak kazanan ilk Türk otel projesi.

Projede enerjiden %23, su kullanımından ise %40 tasarruf sağlanıyor. Proje, manzara ve gün ışığından maksimum fayda sağlayacak şekilde tasarlanıyor. Projenin %30’u geri dönüştürülmüş malzemelerden oluşuyor. Binada ASHRAE standartlarına göre %30 daha fazla taze hava sağlanıyor. Dim edilebilir aydınlatma sistemiyle gereksiz enerji kullanımının önüne geçiliyor. Proje aşamasında, ESC planı (Erozyon ve Sedimentasyon Planı) ile hava ve su kirliliği önleniyor, erozyonun önüne geçiliyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın