Satın Alma, Antakya Köprübaşı Kent Meydanı ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması

Satın Alma, Antakya Köprübaşı Kent Meydanı ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması

PROJE RAPORU

“Adları bize kadar gelenlerin bünyelerine dikkat edilirse gerçekten acayip bir MOZAİK

elde edilir”

Ahmet Hamdi Tanpınar

 

Antakya tarihinde birçok uygarlığa ev sahipliği yapması nedeniyle önemli bir tarihsel birikime sahiptir. Bu birikim kültürel, mekânsal ve doğal yapısı ile çok katmanlı bir mozaik oluşturmaktadır. Taşınmaz kültürel mirasıyla tarihe ışık tutan şehrin bir diğer göz çarpıcı niteliği ise zamana meydan okuyan mozaikleridir.

Bu bağlamda, öneri tasarımda, kentin tüm bileşenleri mozaik metaforu üzerinden birbirleriyle ilişkilendirilerek kurgulanmıştır.

Antakya kentinin kimliği kavramsal olarak üç ana başlık üzerinden okunabilir. Uzun bir zaman dilimine yayılan kentin soyağacını anlamamızı sağlayan bu başlıkları fiziki olarak Arkeolojik; kültürel olarak Antropolojik; biyolojik olarak ise Ekolojik katmanlar olarak ele alabiliriz.

Öneri tasarım, bu kavramların gündelik yaşam pratikleriyle birlikte yeniden inşasına temellendirilmiştir.

MOZAİK

*türlü renklerde, küçük küp biçiminde mermer, taş veya pişmiş toprak parçalarının yan yana getirilmesiyle yapılan resim ve bezeme işi /

*değişik dillere ve kültürlere sahip insan topluluğu /

*renkli ve çeşitli doku /

 

Arkeolojik Mozaik


Bilinen tarihin tüm yaşanmışlığına şahitlik eden Mezopotamya coğrafyasının en eski kentlerinden birisi olan Antakya gibi kentlerde kentin kendisine özgü bir “fiziksel his” oluşur. Uygarlık tarihinin en değerli mozaiklerinin üretildiği kentin fiziki dokusu da bu mozaikler gibi bir bütünün üst üste/yan yana işlenmiş küçük küçük parçalarından örülmüştür. Çağlar boyunca işlenerek süre gelen bu mozaiğin yarattığı fiziksel his nesiller boyunca canlı anlamlar, kullanımlar ve yeniden kullanımlar ile örülmüş karmaşık bina katmanları ve açık alanlar ile oluşur ve tüm hiyerarşik zorlamaları bu karmaşıklık içinde eritip yok eder. Bu his kentin tüm yaşanmışlıklarını barındırır ve kentin sokaklarının, binalarının, boşluklarının üstüne siner. Oradan da kentlinin kimliğine bulaşır.

Antropolojik Mozaik


Uzun tarihi geçmiş boyunca farklı medeniyetlerin üst üste yığılarak kurulması kültürel çeşitliliği de beraberinde getirmektedir. Bu çeşitliliğin sürdürülebilir olması okunabilir bir “Soyağacı”nın yaşatılabilmesi ile olanaklıdır. Antakya, kendine özgü kentsel genetik bir yapının günümüze kadar bozulmadan evrilebildiği nadir kentlerdendir. Bu “Kentsel Genetik Soyağacı” tüm kodları ile “Tarihi Kent Hissi”nin yaratıcısıdır.

Tarihi Kent Hissi’nin duyumsanabilmesi ve sürdürülebilmesi tasarımın ana stratejisini oluşturur. Yaşanmışlık duyumsaması içinde gündelik hayat pratiklerinin sürdürülebilmesi ile yaratılan çoklu katmanlaşma ortamında, arzulanan heterarşik toplum yaratma ve diyalog zemini kurma becerisi karşılığını bulur. Ayrıca geçmişten bugüne tüm bileşenlerinin doğrudan birbirleriyle iletişim kurabildikleri eşit düzlem ve eşit düzen sağlayıcı bir aura yaratılması olanaklı hale gelir. Kentlinin aurası tüm yaşanmışlıkları ile birlikte gündelik hayatın merkezinde görünür ve okunabilir bir fiziki ortam olarak yer almalıdır. Kente özgü Soyağacı, özerk yapısıyla birlikte sürdürülmelidir.

Ekolojik Mozaik


Çağdaş kent morfolojisinde, göz ardı edilen tarihi ve doğal katmanların yapılara yenik düştüğü günümüz kentlerinden biri de Antakya’dır. Mavi-yeşil etkileşiminin seyrekleştiği, bu sebepten var olan zengin biyolojik çeşitliliğin azaldığı kentte, Asi Nehri’nin yerleşimi ikiye bölerek bir sınır oluşturması ve yapısal düzenin doğal yaşamı yutmasıyla oluşan ekolojik problemler, aslında ufak tefek ayrıntılarla, günümüz kentlerinin ortak sorunudur.

Ekosistem

*hayvanlar ya da bitkiler ile hava, toprak ya da güneşin birbiriyle olan etkileşimi

 

Ekoloji tüm canlıların ortak alanı paylaştığı ve bu alanı beraber şekillendirdiği kültürel ve doğal süreç ile oluşan bir sistemdir. Bu bağlamda ekolojik şehircilik veya peyzaj şehirciliği doğanın ve kentin uyum içerisinde, üretken, bütünleşik ve yaratıcı sistemini oluşturur; böylece biyolojik çeşitliliğin artmasında ve doğanın, kentin sürdürülebilir hale gelmesinde etkin rol oynar. Akış ve süreklilik kavramlarının altının çizildiği peyzaj şehirleşmesinde yapılar, ulaşım, yeşil ve mavi doku bütünleşik olarak ele alınır ve birbirinden ayrılamaz mozaiği oluşturur. Antakya’nın kent simgesi olarak öne çıkan Asi Nehri’nin ayırıcı özelliğini tersine çevirmek ve bölgede biyolojik çeşitlilik ve gelişmiş ekosistem için mavi-yeşilin kent ile uyumunu göz önünde bulundurmak zorunludur. Kentleşme, ancak bütün aktörlerin birbiriyle uyumu sağlanırsa kaybolan doğal ve tarihi yapıyı geri kazandırabilir.

G Ü N D E L İ K    Y A Ş A M     P R A T İ K L E R İ

Tasarım, Antakya kentinin üç ayrı başlık altında kategorize ettiğimiz mozaik yapısını  “Gündelik Yaşam Pratikleri” ile sürdürülebilir kılmak için tüm kenti yaşayan bir müzeye dönüştürmeyi hedefliyor. Bunun için Antakya’nın üzerini örten örtünün kaldırılması yeterli olacaktır. Örtünün altından/kenarlarından taşan ve görünebilir olan birikim dahi tüm kenti hem nitelik, hem de nicelik olarak müzeye dönüştürecek potansiyele sahip olduğu konusunda bizleri ikna etmeye yeterlidir.

Modern kitlesel teknoloji kültürünün ortaya çıkmasıyla birlikte özellikle karar vericiler kentlerin karmaşıklığını yok etmeyi ve hiyerarşinin monolog yapısını somutlaştıran tek katmanlı tablolara indirgemeyi başardılar. Parçalara ayrılan eşit düzlem ve eşit düzen içindeki kentsel dokuların yeniden inşası, çok katmanlı toplumları tekrar oluşturma mücadelelerinde devreye sokulmalıdır. Tarihi kentler ürettikleri değerler ve fiziki varlıklarıyla diyalog temelli yeni yerleşimler için model olma potansiyeline sahiptir.

Antakya’nın zaten bünyesinde var olan, genetik yapısına işleyen, tüm değerlerin görünür/kullanılır olması ve gündelik yaşam pratiklerinin içine yedirilmesi, böylece kentin kimliğini kuran/kurmaya devam eden sürdürülebilir nesneleri olarak yer almaları tasarımın hedefini oluşturur.

DİYALOG

1 İletişim 2 Mükaleme 3 Haberleşme 4 Muhavere

5 Konuşma  6 Mübahase 7 Görüşme 8 Söyleşme  

 

Projenin odağında Antakya’nın kültürel mirasını ve tarihi dokusunu binalar arasından kurtararak bu mirası tekrar kentin bütünleşik dokusuna ve karakterine kazandırmayı hedeflemektedir. Çevresel açık alanların kapalı çarşı alanlarına doğru sündürülmesi ve ortak bir zemin elde edilmesi, böylece kusursuz bir yaya akışının sağlanması projenin önemli hedeflerinden birini oluşturmaktadır. Proje, mevcuttaki tarihi kent dokusuna saygılı bir biçimde çağdaş bir kent meydanı tanıtmakta, bu sayede tarihi ve güncel dokunun bir arada yaşayabileceği bir alan oluşturmaktadır.

Antakya Köprübaşı Kent Meydanı ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması

Antakya Köprübaşı Kent Meydanı ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması Sonuçlandı

Etiketler

Bir yanıt yazın