Mansiyon (2. Kategori), Cami Tasarımı Fikir Yarışması

MİMARİ PROJE RAPORU

İNANÇ BAĞLAMI

 “Yeryüzü benim için bir mescit kılındı” *(2) Bakara Suresi 114. ayet.

 İslam anlayışınca bütün yeryüzü yaratıcı tarafından mescit kılınmıştır. İmar ve inşa edenin amacı, toplanma ve yönelmeyi destekleyen nispeten korunaklı bir yapı üretmek, sade bir yer sunmak olmalıdır. Etkileyici ama iddialı olmayan. Gelen herkesi kucaklayan yalın ve işlevsel.

 GELENEK

 “Sadelik İslam kültürünün temel özelliğidir. “*(3)

 Sözü edilen sadelik anlayışının, bina kompozisyonuna yalın bir yaklaşımdan öte, geleneksel mimariden gelen yerel yaklaşımların minimal çözümlerine, dingin ve ölçekli kütlelere, sükunete dayalı bir mekânsal deneyime işaret ettiğini düşünmekteyiz.

 Kithc den kaçınarak sergilenmiş bir yerel yaklaşım, bir külliyeyi tasarlarken “öz” ü sağlayacak güçtedir.

Geleneksel mimariden gelen bu öz, yüzeysel kısıtlarla kalıplaştırılmış bir biçimsel metot değil, yerel yaklaşımlara ışık tutacak ucu açık kalıplar olarak ele alınmalıdır.

YER

Evrensel niteliklerde mahalli bir yapı-yapı dizilimi olarak ibadethane ve diğer yapılar:

Proje, bir tipoloji geliştirmek maksadıyla tasarlanmış bir ürün değildir. Camiler, diğer tüm kamu yapıları gibi bulundukları yer içerisinde o yerin dinamiklerine, kısıtlarına, bağlamına göre tasarlanmalıdır. Yalnızca söz konusu çevrede yakın referanslarla üretilebilecek başka kamu ve ibadet yapılarıyla benzerlikler taşıyabilir ki bu yerelliğin doğal bir sonucudur.

Yarışma alanının dahil bulunduğu (Şanlıurfa ve çevresi) kimliğin ve yapı kültürünün çağdaş yorumlanmasına katkıda bulunmak amacıyla yerine bağlı ve işlevsel bir anıtsallık kurgusu projenin amaçlarından biridir.

YERLEŞİM KARARLARI

İmar planında konut ve eğitim yapıları arasında ayrılmış olan arsanın güneyinde bulunan yeşil alan, yerleşimin en belirleyici ögesi oldu. Projede ibadet mekanı, meydan ve parktan bakışta ezici olmayan bir anıtsallıkla bütün açık alana hâkim bir noktada konumlandırıldı.

Ana giriş park tarafından alındı ve konut bölgesine devam eden sokaklardan akslar çekilerek yerleşimin içerisine ikincil girişler sağlandı.
Avlular

Avlulu yerleşim önerisi, işlevsel bir açık alan sistemi olarak önerilen tasarımın yerleşim kurgusunun temelini oluşturdu. Geleneksel mirasta cami merkezli şehir yapılarında kent meydanı olarak işlevlendirilen cami avluları, günümüzde aktif bir toplanma mekânı olma özelliğini korumaktadır. Kütüphane, sohbet salonu, dükkanlar, çay ocağı gibi ek birimlerle kuşatılan ana avlu, tek ve merkezi bir anıtsal ağaçla tamamlanmıştır.

Alt avlu olarak nitelendirilen ana avluya oranla daha küçük alanları tutan avlular, ikincil işlevdeki mekanları bir araya getirerek onlar için ana avlunun kalabalık ve çok sesli yapısından uzaklaşmış yarı özel bir dış mekân oluşturur.

Alt avlulara ek olarak, yerleşimin açık alan kurgusunun son ögeleri; lojman için özelleştirilmiş bahçe, ana ibadethane yapısının arkasında ve kurs birimlerinin arkasında konumlandırılmış arka bahçeler olarak sıralanabilir.

Geleneksel cami mimarisinde belirli dönemlerde avluların zamanla harime dahil edildiği ve iç bahçe olarak varlığını sürdürdüğüne dair yorumlar mevcuttur. *(4) Selçuklu’da Beyşehir Eşrefoğlu Cami, erken Osmanlı’da Bursa Ulu cami bu konuda gözlemleyebildiğimiz örneklerdendir. Bu ve buna benzer örneklerde caminin çatısında oluşturulan açıklık pasif iklimlendirme aracı olarak kullanılmış, bazılarında avluda yer alan şadırvan tam bu açıklığın altına denk getirilerek tamamlanmıştır. Projede bu referanslarla bir iç bahçe/avlu oluşturuldu. Fakat mekânsal gereklilikler göz önünde bulundurularak bazı işlevsel değişiklikler yapıldı. Örneğin projenin açık mekanında avlu, şadırvan ayrıca tasarlandığından iç mekandaki su ögesi daha çok Doğu Anadolu’da karşılaşılan “doğum-yaşam-ölüm” döngüsünü simgeleyen su ögelerinin farklı bir yorumuyla bahçeden içeriye alındı. Caminin içerisinde farklı bir mekan gerektiren itikaf odaları-kitaplık gibi birimler bu iç bahçe/avlunun etrafında konumlandırıldı. Caminin lineer sınırlarının dışına taşan, bir çatı açıklığından ziyade cephe duvarındaki açıklıktan içeriye taşan bu bahçenin ara bir mekan olarak varlığı cami/mescit/namazgah yapılarının dışarıyla kurduğu kuvvetli ilişkiye bir atıftır.

Son Cemaat Yeri

Son cemaat yeri, avludan cami iç mekanına doğrusal bir geçirgenlik sağlayarak ana ibadet mekanının dışarıyla kurduğu kuvvetli bağa önemli bir katkıda bulundu.
Camilerde son cemaat yerine genel yaklaşım kıble duvarının tam karşısında olduğu yönündedir. Tarihi camiler arasında çevreyle kurduğu bağla ilgili olarak yan cephede konumlandığı örnekler vardır. Konya Sille’de bulunan Ak cami bu örneklerden biridir. Projede yerleşimin doğal bir getirisi olarak son cemaat yeri avlu tarafından, kıble duvarına göre sağ yüzden eklemlenmiştir.

Cemaatin dışarıya taşması durumunda ibadet yeri olarak kullanılan bu ara mekan- saçak, yanlara ve hatta kıble cephesine doğru çoğalıp taşarak yerleşimin en büyük ve ana hacminin diğer birimlerle eklemlenmesini sağlamıştır.

EKOLOJİ

Geleneksel mimarinin özünde var olan ekolojik tasarım, avluların oluşturduğu klimatik etkiyle, doğal havalandırma elemanı olarak rüzgar bacasıyla*(5), malzemenin minimal ve gün ışığının maksimum düzeyde kullanımıyla projede sürdürülmüştür.

DİĞER BİRİMLER

Avlulu yerleşimin bir gereği olarak her birim kendine ait sınırlı-geçirgen bir dış mekan veya özel bahçe oluşturacak biçimde konumlandırılmıştır. Örnek olarak, kurs birimleri kolay erişilebilir olması için sokaklardan doğrudan giriş alan alt avlu-2 de konumlanmakta, bunun yanı sıra arka tarafında kendi özel bahçesi yer almaktadır.

Yerleşimin kullanım açısından en özel birimi olan lojmanların, ortak olmak kaydıyla kendilerine özel bir ön ve arka bahçeleri vardır. Sokağa en yakın, avluların geçirgen yapısına en uzak yerde konumlandırılmıştır.

Etiketler

3 yorum

Bir yanıt yazın