KWIECO Kadın Sığınma Evi

Şiddet mağduru Tanzanyalı kadınlar için kurulan organizasyonun Finlandiya'dan mimarlarla ortak geliştirdiği proje, sınırlı kaynaklarla inşa edilmiş, bölgenin kültürel ve iklimsel verilerine uygun bir kadın ve çocuk barınma evi.

Kilimanjaro Women Information Exchange and Consultancy Organization (KWIECO)/ Klimanjaro Kadın Bilgi Paylaşımı ve Danışmanlık Organizasyonu 1987 yılında Tanzanya’nın Moshi kentinde kuruldu. Organizasyon; hukuksal, sağlıkla ilgili, sosyal ve ekonomik konularda kadınlara danışmanlık yapıyor. KWIECO’nun temel prensibi insan haklarını, ekonomik adaleti ve cinsiyetler arası eşitliği geliştirmek; kadınların ve çocukların da bu haklara eşit erişimini sağlamak. Sosyal ve kültürel tutumlar kadına yönelik şiddete izin verir durumda; kanunlar şiddette karşı yeterli korumayı sağlayamıyor ve kadınların temel haklardan yararlanmalarını desteklemiyor.

KWIECO son yıllarda giderek daha fazla sayılarda aile içi şiddet mağdurunu misafir ediyor ve kaynaklarının el verdiği ölçüde ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Organizasyon 2008’den beri Finlandiyalı kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan ve ihtiyacı olan topluluklara mimarlık desteği veren Ukumbi NGO ile işbirliği içinde. İki organizasyon beraber KWIECO Sığınma Evi projesini şekillendirdiler ve Finlandiya Hükümeti’ne fon başvurusunda bulundular.

KWIECO’nun yürüttüğü başarılı bir bağış toplama kampanyası sonucunda projenin arazisi alındı. Finlandiya Dışişleri Bakanlığı’nın ve vakıflarının destekleriyle projenin birinci aşaması inşa edilerek Mayıs 2015’te kullanıma açıldı. Sığınma evinin mimari projesi Ukumbi’nin mimarları Saija Hollmén, Jenni Reuter ve Helena Sandman tarafından hazırlandı.

Projenin ikinci aşamasında komünite için eğitim mekanlarının ve KWIECO için organizasyonun daha kalıcı ve güvenilir olmasına yardım edecek ofis mekanlarının inşa edilmesi planlanıyor. KWIECO ve Ukumbi şu anda projenin ikinci safhası için fon toplama aşamasındalar.

Sığınma evinin mimarisi Tanzanya kültürü, iklimi ve mekansal hiyerarşisi göz önünde tutularak geliştirildi. Yerel malzeme, yenilenebilir enerji, yerel iş gücü ve tekniklerinin kullanımına önem verildi. Kullanıcıların mekanı sahiplenmesini sağlayacak katılımcı planlama yöntemleri uygulandı. Sığınma evinin sakinlerine güvenli ve iyileştirici bir ortam sunmak için projenin birinci aşaması arazinin iç bölümünde inşa edildi, ikinci aşamanın ise içteki sığınma evini koruyacak şekilde arazinin girişine yerleşmesi öngörüldü.

Üstü örtülü, geniş açık mekanlar doğal havalandırmaya ve binanın içinde havanın serbest dolaşımına izin veriyor; aynı zamanda gölge ve yağışlı havalarda korunma sağlıyor. Örtülü açık alanlar buluşmalar ve seminerler için kullanılıyor. Çatı pencereleri odalara gün ışığı sağlıyor böylece gün içinde elektrik kullanımını azaltıyor. Yeniden kullanılan atık cam şişelerden yapılan cam karolardan tuvaletlere renkli bir ışık sızıyor. Su, yüksek teknoloji gerektirmeyen yöntemlerle ısıtılıyor. Çatı strüktüründe, oluklu metal çatının altında yalıtma katmanı bulunuyor, bazı mekanlarda ise üst örtü olarak muz ağacının yaprağı kullanılıyor.

Sığınağın kapıları metal çerçeve ve bambu ağacından yüzeylerden yapılmış. Ana giriş kapısı Tanzanya kadınları için önemli bir geleneğe göndermede bulunuyor: Kanga etekleri. Tanzanyalı kadınların giydikleri kanga etekleri, üzerilerinde yazılı cümlelerle misafirlere mesaj veriyor. Swahili dilinde, ana giriş kapısının üzerinde yazılan mesaj ziyaretçilere şöyle diyor:

Herkes için eşit haklar ilerlemenin temelidir.

Etiketler

Bir yanıt yazın