Katılımcı (Mekan Atölyesi), Beylikdüzü Belediyesi Cemevi ve Kültür Merkezi Yarışması

PROJE RAPORU

BİLİNMEZLİK VE KORKU

“Kişi bilmediğinin düşmanıdır.”
Hz. Ali

İnsanlar gündelik yaşamını kurarken bildiği ve alışık olduğu ‘sosyal, ekonomik, dini vs.’ bir atmosferi tercih ederler. Bu tutum insanlara konforlu bir alan oluşturur ve bu alanın dışına çıkma veya bu alanın dışından birileriyle karşılaşma fikri tedirgin edici olur. Bu refleks bireyden topluma sirayet ederek, toplumsal tavrında paralellik gösterdiği söylenebilir. ‘Bilinmeyene’ temas kaçınılan ola gelmiştir. Toplumlar kendi bildiği, alışık olduğu atmosferi korumak, konfor alanını genişletmek için tarih boyunca bilmediği kültürlerle mücadele etmişlerdir.

“Mücadele etme dışında alternatif durumlar da söz konusu olabilir”. Eğer; Hz. Ali’nin sözü üzerinden negatif okuma yapılabilirse, ortaya birbirini tanıyan insanların (toplumların) barış içinde yaşayabilecekleri önermesi çıkar. Bu önermeden ilerleyerek, bilinmeyenin bilinir kılınması ve bilinmeyene karşı duyulan önyargı üzerine düşünerek sürece başlamak doğru bulundu.

Bu bağlamda ülke genelindeki sosyal bir gerçekliğe yanıt oluşturma potansiyeli olan ‘Beylikdüzü Belediyesi Cemevi, Kültür merkezi ve Çevresi Ulusal Mimari Proje Yarışması’ projesi ile alevi toplumu için nitelikli mekanlar sunan, kent ve toplum için aleviliğin bilinilirliğini artırmaya yönelik kontrollü ve pozitif iletişim kuran bir yapı kurgulanmıştır. Toplu yaşam alanlarını canlı kılan ve sosyal yaşam ile olan bağı kuvvetlendiren, alevi toplumuna ve kentlilere kucak açan mekanlar ve rekreatif alanlar oluşturulmuştur.

Ülkemizde modern zamanlarda üretilmiş nitelikli örneğine neredeyse rastlanmayan bir yapı türü olan cemevi için izleri takip etmek oldukça zordur. Cumhuriyet tarihi ve öncesinde cemevleri ile ilgili kesin bir biçim, Alevilik kültürünün benimsediği ve katı olarak kabul ettiği mimari bir biçim, form gözlenememektedir. Bu nedenlerden dolayı cemevi projesi tasarlanırken, iddialı bir form önerisi veya katı bir işlevsel ve biçimsel yaklaşım sunma yoluna gidilmemiş; daha yere uygun, alevi ritüellerinin gerekliliklerine cevap veren, mütevazi bir yaklaşım ile cem evi projesinin mekansal kurgusu ele alınmıştır.

Alevi geleneğinin temel verilerine sadık kalınarak, birincil kullanıcıları (alevi toplumu) ve ikincil kullanıcıları (alevi olmayan toplum), hem kendi içinde, hem de birbirleri arasında diyalog kurabilecekleri sosyal mekanlar kurgulanmıştır. Bu sosyal mekanları tutan ve tanımlayan, aynı zamanda işlev barındıran yapılar ile tasarım yere, cemevi işlevine, alevi kültürüne ve kente olabildiğince az müdahale ederek potansiyeli yüksek mekanlar sunma eğilimindedir.

KONUM

Tasarım alanı, İstanbul’un yeni gelişmekte olan bölgelerinden Beylikdüzü ilçesinin yeni yapılaşmaya başlamış bir bölgesinde konumlanmaktadır. Parseli çevrelemeye başlayan parçalı anonim konut yapıları ve atıl yeşil alanlar gibi bileşenler sorgulanarak tasarım yaklaşımlarına karar verilmiştir. Kent ölçeğinde tuttuğu yerin potansiyelleri ve kenti alana bağlayan ulaşım hatları, arazinin vadiye ve manzaraya açılan konumu, yapılacak olan tasarımın önemli girdileri haline olarak kabul edilmiştir.

TASARIM YAKLAŞIMLARI

Tasarım, cemevi-kültür merkezi kampüsünün işlevleri ve arazinin eğimli konumu dikkate alınarak kurgulanmıştır.

İşlev temelde ibadet birimleri ve sosyal birimler olarak iki başlığa ayrılmış ve bu farklılaşan işlevler arazideki eğimden faydalanılarak iki farklı kotta çözülmüş ve birbirleri içine akan avlular ile mekansal süreklilik sağlanmaya çalışılmıştır.

İşlevler kotlara yayılırken manzara yönelimi de dikkate alınmış ve her avlu katı maksimum manzara kullanımına elverişli olarak kurgulanmıştır.

İbadet Avlusu arazideki eğimden faydalanılarak giriş kotu olarak ele alınmıştır. Bu avlu kotunda cem meydanı, muhabbet meydanı, aşevi, kurban kesim ve yönetim ofisi birimleri birbirleri arasındaki mekansal hiyerarşiye göre kurgulanmıştır. Kentin ana yaklaşım noktasında oluşturulan üstü kapalı giriş avlusu toplanma, aşevinin genişlemesi vb. etkinlikler için potansiyel bir alan olarak düşünülmüştür.

Cem Meydanı mimari kimlik ve malzeme olarak kampüsün diğer elemanlarından farklılaştırılmıştır. Yapısal formunu oluşturan ve sonsuz hissi uyandıran düşey ahşap lameller ve bu lamellerin sarmalından oluşan tekil yapı (cem meydanı) Alevilik kültüründeki ‘yol bir sürek bin bir’ değişinden referans alınarak oluşturulmuştur. İç mekanda ise bu düşey elemanlar cem düzleminden yukarıda (+4.50m) cemevinin aydınlanması için pencere boşluklarına dönüşmektedir. Postniş, ocak ve çerağ giriş bölümünün karşısında ve bir arada kurgulanmıştır.

Cem meydanının iç mekanı genel olarak cem ayninin konsantrasyonunu bozmayacak biçimde az malzeme ve az biçimsel formla kurulmaya çalışılmıştır. Böylece mekanın, cem esnasında geri çekilip, ibadetin ortaya çıktığı bir düzleme dönüşmesi temel amaçtır.

Sosyal Avlu Da cemevi kampüsünün Alevilik kültürünün tanıtılmasına yönelik işlevleri olan çok amaçlı salon, derslikler ve kitaplık çözülmüştür ve bu işlevler kamusal park ile kontrollü bir geçişle ilişkilendirilmiştir. Avlu girişinde konumlanan kafe ve kamusal parka bakan saçak altı duvar yüzeyinde kurgulanan ‘on iki imam çeşmesi’ ile sosyal avlunun parka ve spor alanlarına daha fazla hizmet etmesi ve bu alanlardaki kullanıcılara yönelik davetkârlığının artırılması amaçlanmıştır.

Cenaze Avlusu sosyal avlu ile aynı kotta konumlandırılmıştır. İki avlu arasındaki bağ, sosyal avluya bakan kafe ve açık merdiven çözülerek koparılmış, ancak kontrollü bir geçişle birbirleri ile ilişkilendirilmiştir. Cenaze avlusuna, gündelik kullanıma olanak verecek şekilde yol cephesinden doğrudan giriş alınmış ve önünde bu alana hizmet edecek bir açık otopark çözülmüştür.

Mekansal organizasyonlar ve kütle biçimlendirilmesinde Marmara bölgesinin iklimsel karakteri göz önüne alınarak tasarım kararları alınmıştır. Yapılarının yönlendirilmesi mevcut arazinin eğiminden de faydalanılarak kuzeye kapalı bir yönelim sağlanmıştır. Güneydoğu yönünde yer alan cepheler de kullanılan tuğla malzemenin aralıklı olarak dizilmesi ile kontrollü bir ışık alınımı sağlanmıştır. İçeri tuğla aralarından alınan ışık ile hem ısı ve ışık kontrolü sağlanmış, hem de ışığın süzülerek içeri düşmesi ulaşılmak istenen mistik mekana katkı sağlamıştır.

Ayrıca, yapıyı karakterize eden masif yüzeyler ve boşluklu tuğla ile oluşturulan bloklar, birbirlerinden koparılmış ve bloklar arası rüzgar dolaşımına imkan oluşturulmuştur.

Proje alanında istenen cemevi ve kültür merkezi, kent parkı ve spor alanları kesin hatlarla birbirinden kopartılmadan, fakat gerekli olan mahremiyeti koruyarak kurgulanmıştır. Spor alanları mevcut arazinin sahip olduğu kotlarından yararlanılarak, hafif teraslandırılarak bir birine akan alanlar olarak kurgulanmıştır.
Kent parkı ile cemevi arasında erişimde aynı şekilde, kotların düzenlenmesi ile sağlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın