Yusuf Mavuş, Hasan Hüseyin Sarıtaş, Hatice Kalenci Mavuş, İbrahim Durgut, Mine Batal Mirkan ve Elif Bora’nın "Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması" için tasarladığı proje önerisi.
“Mekân, toplumsal ilişkiler tarafından üretilir ve aynı zamanda onları üretir.” (Lefebvre, 1991)
Henri Lefebvre’in tanımıyla mekân, sabit ve edilgen bir nesne değil; toplumsal ilişkiler ve pratikler yoluyla sürekli olarak üretilen, dönüşen ve paylaşılan bir süreçtir. Bu görüşe paralel olarak, proje kamusal alanın sürekliliğini sağlarken, yerel yönetim yapısının şeffaf, erişilebilir ve katılımcı olması gerektiği fikrini mekânsal olarak vurgulamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, tasarım yalnızca bir kamu yapısının yerleştirilmesi değil; aynı zamanda kullanıcılarının etkin katılımıyla yeniden üretilen bir kamusal platform kurgusudur.
Proje alanı, İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki en önemli yaya ve toplu taşıma akslarının düğüm noktalarından birinde yer almaktadır. Mevcut ve planlanan ulaşım hatlarının (Metrobüs, Marmaray, metro ve tramvay hatları) kesiştiği bu alan, kentsel bir transfer noktası niteliği taşır. Bu yoğunluk ve erişilebilirlik potansiyeli, projenin yalnızca işlevsel değil; aynı zamanda çok katmanlı bir kent mekânı üretme amacına hizmet eden, çok aktörlü bir kamusal yaşam senaryosu olarak ele alınmasını gerekli kılmıştır. Bu bağlamda, kamusal kullanımı güçlendirmek ve alanı kullanıcıların gündelik yaşantısının bir parçası haline getirmek amacıyla zemin katın mümkün olduğunca kamuya açılması hedeflenmiştir. Bu doğrultuda, özellikle yaya akışları dikkate alınarak Metrobüs–Gazhane, Boğa Heykeli–Gazhane ve AVM–Gar Projesi akslarından gelen yaya hareketlerinin araziye doğru çekilmesi amaçlanmış; bu akışların kesişim noktasında kamusal bir meydan tasarlanmıştır.
Bu müdahale ile alan, yalnızca bir geçiş noktası olmanın ötesine geçerek, fiziksel ve sosyal bir düğüm haline getirilmiş; günlük karşılaşmalara, kamusal etkinliklere ve kolektif yaşantıya olanak tanıyan bir zemin hazırlanmıştır.
Araç erişimi ise, Kurbağalıdere Caddesi’nde beklenen trafik yoğunluğu ve tramvay hattının yaratacağı yol daralması dikkate alınarak bu cepheden uzaklaştırılmış; giriş-çıkış çözümü, Fahrettin Kerim Gökay Caddesi ile araziye sınır oluşturan tali aksın kesişim noktasında konumlandırılmıştır. Araç giriş çıkışının belirli ve kontrollü bir noktada çözülmesi sayesinde, alanın genelinde yaya odaklı, açık ve kesintisiz bir kamusal mekân deneyiminin sağlanması hedeflenmiştir.
Zemin kotunda önerilen kamusal süreklilik, yapı kütlesinin formasyonuna doğrudan etki etmiş; geçirgen, boşluklu, çok yönlü ve esnek kullanımlara olanak tanıyan bir mimari kurgu geliştirilmiştir. Ayrıca, zemin katlarda yaratılan boşluklarla yayaların sürekliliği sağlanmıştır.
Belediyelerin dijitalleşme vizyonu göz önünde bulundurularak, gelecekte belediye hizmet binalarına daha az ihtiyaç duyulacağı öngörülmüş ve yapıların uzun vadede kullanımını sürdürülebilir kılmak amacıyla kütleler bloklar halinde kurgulanmıştır. Böylece, bu bloklar, gelecekteki yaşam senaryolarında farklı fonksiyonlara cevap verecek şekilde yeniden işlevlendirilebilecektir.
Proje kurgusu, kültürel yapı ve belediye yapısı olmak üzere iki eksende ele alınmaktadır. Gazhane-Kadıköy Sanat Merkezi ve Boğa Heykeli ekseninde gelişen kültür izini güçlendirmek üzere, Kurbağalıdere Caddesi’ne paralel bir kültür merkezi tasarlanmış ve bu kültür aksının arazi üzerindeki devamlılığını sağlamak için yapı, üç kütlenin açılı hareketiyle ele alınmıştır. Ortada konumlanan geçirgen kütle, yayaları hem meydana hem de kültür merkezine taşımaktadır. Kültür merkezi, konferans salonu ve çok amaçlı salonun yanı sıra, gençlik merkezi ve kiralanabilir ofisler içermektedir. Gençlik merkezi ve kiralanabilir ofisler, alanın transfer merkezi niteliğindeki konumu sebebiyle, alanın 7/24 kullanımını sağlayacaktır.
Gençlik merkezindeki çalışma alanları ve amfi şeklinde tasarlanan merdivenler, sosyalleşmeye yönelik bir kullanım alanı oluştururken; kiralanabilir ofisler, belediyeye gelir sağlayacaktır.
Belediye Hizmet Binası, fonksiyonel olarak sessiz ve gürültülü alanlar olmak üzere iki ana bölgeye ayrılmıştır. Parçalı kütlelerden oluşan bu bölümde, zemin katta kütlede yapılan geri çekilmelerle hem kullanıcı dostu gölgelik alanlar oluşturulmuş hem de sokakla bina arasındaki sınır daha geçirgen hale getirilmiştir.
Ana giriş, gürültülü olarak tanımlanabilecek meydan yönünden alınmıştır. Fahrettin Kerim Gökay Caddesi ile Kurbağalıdere Caddesi’nin kesişiminde yer alan bölge, sessiz alan olarak ele alınmış ve bu alanda Belediye Başkanı ofisi ile kreşin konumlanması sağlanmıştır. Bu sessiz alanda tasarlanan yeşil alan, belediye çalışanlarının kullanımına yönelik iç bir bahçe olarak kurgulanmış ve kreş için ayrıca bir oyun alanı sunmuştur. Ayrıca, belediyedeki mekân algısını kolaylaştırmak, sirkülasyonu desteklemek ve katılığı kırmak amacıyla iç avlular eklenmiştir. İç avlular, teraslar ve yeşil bitkilerle zenginleştirilmiş biyofilik bir atmosfer yaratırken, mekân deneyimini güçlendirmiştir.
Modüler birimler olarak tasarlanan kentsel kanopiler ve altında boşluklu olarak kurgulanan ticari birimler, tasarlanan kütlelere ve meydana uzanarak ara mekan oluşturmaktadır. Saçaklarda yer alan güneş panelleri, enerji kazanımını sağlarken sürdürülebilirlik kapsamında yeniden kullanılmak üzere yağmur suları toplanarak sarnıçta depolanacak şekilde planlama yapılmıştır.
Halkın günlük kullanım yoğunluğu fazla olan müdürlükler zemin kata yakın katlara yerleştirilmiş, böylece iç mekândaki dolaşım mesafeleri en aza indirilmiş ve yapı içindeki yoğunluğun azaltılması planlanmıştır. Halkın daha az sıklıkla geldiği müdürlükler üst katlarda planlanarak yapı içinde fazladan bir sirkülasyon oluşması engellenmiştir. Kullanım yoğunluğu sebebiyle; zabıta, evrak kayıti engelli koordinasyon merkezi, afet koordinasyon merkezi, İBB çözüm merkezi ve kreş zemin katta kurgulanmıştır. Halkla en ilişkili başkanlıklar olması sebebiyle 4. Başkanlık ve 6. Başkanlık, 1. Ve 2. Katta kurgulanırken; 2. Başkanlık, 3. Başkanlık ve 4. Başkanlık 3. Katta kurgulanmaktadır. Halkla en az ilişkili başkanlıklar olan 1. Başkanlık ve 5. Başkanlık 4. Katta kurgulanmış ve 5. Katta Belediye Başkanlığı ve yemekhaneye yer verilmiştir. Başkanlık birimi, kurumsal hiyerarşi ve işleyiş açısından üst katlarda planlanarak, aynı zamanda kent manzarasına açılan temsil gücü yüksek bir mekânsal düzenleme oluşturulmuştur.
Sosyal ve kültürel birimler, halkın kullanımını teşvik edecek şekilde bağımsız bir kütlede çözülmüştür. “Kültür Merkezi” kütlesi olarak adlandırılan bu mekanda sergi, gençlik merkezi, konferans salonu, kafeler, kiralanabilir ofisler ve üst katlarında yalnızca belediiye binasından erişilebilen ve belediyeye hizmet veren ofisler bulunmaktadır.
Kentsel kanopiler ve altında boşluklu olarak kurgulanan ticari birimler, meydan ve iç sokakla doğrudan bağlantılı olacak şekilde tasarlanarak, sadece mesai saatlerinde değil, günün her saati aktif olabilecek bir kamusal alan yaratılmıştır. Ayrıca kamusal alan kullanımının yoğunluk yaratacağı öngörüldüğünden ihtiyaç programındaki halka ait otopark sayısı artırılmıştır.
İnsanları alana toplayabilmek ve mekan üretimine dahil edebilmek için Boğa Heykeli yönünden girişinde, Gazhane yönünden girişinde ve Kurbağalıdere yönünden girişinde kentsel mekanlar kurgulanmıştır. Tüm bunların kesişiminde ise ana meydan oluşturulmuş ve ticari birimlerle desteklenmiştir. Hem yapılardaki hem de kanopilerin altındaki ticari birimler, kültür merkezindeki sergi ve gençlik merkezindeki amfi meydandaki yaşantıyı güçlendirmektedir. Zeminde gridal düzende kurgulanan su ögeleri ve yeşil dokular alanın duyusal zenginliğini desteklemektedir.
Mevcut ağaç dokusu korunmuş, yeşil alanlar genişletilerek kamusal mekânın ekolojik sürdürülebilirliği güçlendirilmiştir. Özellikle yerel ve uzun ömürlü türlerin korunmasıyla, doğal peyzajın devamlılığı sağlanmıştır.
Zemin dokusunun çeşitlendirilmesi amacıyla, sert yüzeyler ile yumuşak peyzaj alanları arasında bir denge oluşturulmuştur. Taş döşemeler, ahşap oturma elemanları ve doğal malzemelerle tasarlanan kent mobilyaları, yapıya organik bir bütünlük kazandırmaktadır. Bu çok katmanlı peyzaj anlayışıyla kentsel mekân yalnızca bir dolaşım alanı değil, aynı zamanda doğayla bütünleşen, yıl boyunca yaşayan ve kullanıcılara farklı duyusal deneyimler sunan bir ekolojik peyzaj haline getirilmiştir.
Kurbağalıdere’ye bakan ve arazinin bitişiğindeki parselde mevcut durumda otopark olarak kullanılan arazinin gelecekte parka dönüşeceği öngörülmektedir. Uzun vadede proje alanında planlanan tasarım ile Kurbağalıdereye bakan parkın ilişkisi, kentsel yeşil alan bütünlüğüne katkı sağlayacaktır.
Tasarım sürecinde çevresel sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve esneklik prensipleri ön planda tutulmuş; doğal kaynakları verimli kullanan, düşük karbon ayak izine sahip, uzun ömürlü ve adaptif bir yapı sistemi kurgulanmıştır.
Enerji verimliliği sağlayan pasif iklimlendirme çözümleri benimsenerek, bina kabuğu, doğal havalandırma ve ısı dengesini optimize eden tasarım stratejileri uygulanmıştır.
Doğal hava akışını destekleyen atrium sistemleri ile iç mekân konforu artırılmıştır. Doğal ışık kullanımı optimize edilerek, iç mekânlara maksimum gün ışığı sağlayan mekânsal organizasyon oluşturulmuştur.
Modüler sistemler ve esnek mekânsal planlama sayesinde yapı, kullanıcı ihtiyaçlarına göre dönüşebilen, farklı fonksiyonlarla yeniden programlanabilen uzun vadeli uyarlanabilir bir model sunmaktadır.
Yerel ve düşük karbon ayak izine sahip malzemeler tercih edilerek, yapı üretim sürecinde çevresel etki en aza indirilmiştir. Ahşap-lif paneller, güneş ışığını yansıtan yüksek performanslı kaplamalar ve ısı yalıtımı sağlayan nefes alabilir yüzeyler, binanın ekolojik duyarlılığını artırmaktadır.Bu bütüncül sürdürülebilirlik stratejileri sayesinde yapı, enerji etkin, çevre dostu ve kentsel ekosistemle bütünleşmiş bir örnek model sunmaktadır. Düşük karbon salınımı, doğal kaynak yönetimi ve uzun vadeli adaptasyon yeteneğiyle çağdaş mimarinin ileri seviye sürdürülebilirlik ilkelerini somutlaştırmaktadır.
Modüler birimler olarak tasarlanan kentsel kanopiler ve altında boşluklu olarak kurgulanan ticari birimler, tasarlanan kütlelere ve meydana uzanarak ara mekan oluşturmaktadır. Saçaklarda yer alan güneş panelleri, enerji kazanımını sağlarken sürdürülebilirlik kapsamında yeniden kullanılmak üzere yağmur suları toplanarak sarnıçta depolanacak şekilde planlama yapılmıştır.
Gelişen teknoloji, belediyecilik anlayışını kökten değiştirerek hizmetlerin büyük bir bölümünü dijital platformlara taşıma sürecini hızlandırmaktadır. Belediye binaları, gelecekte geleneksel işlevlerini büyük ölçüde kaybederken, sosyal, kültürel ve kamusal etkileşim odaklı mekânlara dönüşme potansiyeline sahiptir. Bu dönüşüm göz önünde bulundurularak tasarlanan Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası, yalnızca bugünün ihtiyaçlarına yanıt veren bir yönetim merkezi olmanın ötesine geçerek, geleceğe uyum sağlayabilen esnek bir mekânsal sistem sunmaktadır. Yapı, ilk aşamada geleneksel belediye hizmetlerini etkin bir şekilde sağlayacak; ancak 15-20 yıl içinde hizmetlerin büyük ölçüde dijitalleşmesiyle birlikte, farklı işlevlere dönüşebilecek esnek mekânsal çözümler içerecektir. İlk aşamada birebir halk hizmetleri, belediye ofisleri ve yönetim birimleri aktif olarak çalışacaktır. Ancak dijitalleşme arttıkça, fiziksel başvuru ihtiyacı azalacak ve bu mekânlar toplantı, ortak çalışma ve eğitim alanlarına dönüşecektir. Parçalı kütleler sayesinde, belediye birimleri kademeli olarak dönüşebilir, böylece bina içindeki işlevler hızla yeniden programlanabilir.
Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası, çağdaş ofis ihtiyaçlarını karşılayacak, kullanıcı konforunu ve enerji verimliliğini önceleyen bir anlayışla tasarlanmıştır. Projede, iklim koşulları, enerji etkinliği ve kullanıcı sağlığı göz önüne alınarak entegre bir mekanik sistem çözümü oluşturulmuştur.
Yapının ısıtması merkezi sistem doğalgaz yakıtlı kazanlar ile sağlanacaktır. Ana kazan dairesi -3. bodrum katta yer almakta olup, yüksek verimli yoğuşmalı kazanlar tercih edilmiştir.
Isıtma sistemi, zonlara ayrılarak kontrol edilebilirlik ve enerji tasarrufu sağlanmıştır. Ortak alanlarda fan-coil ve radyatör sistemleri entegre edilmiştir.
Soğutma sistemi split klima üniteleri ile sağlanacak olup, ofis alanlarında kullanıcıya bağımsız kontrol imkânı sunulmaktadır. Güneş alan cephelerdeki ofisler için soğutma yükü analizleri yapılmış ve bu doğrultuda kapasite seçimi gerçekleştirilmiştir. Sisteme ait dış üniteler, yapı estetiğini bozmayacak şekilde teras seviyesinde gizlenmiştir.
Yapıda hem doğal hem de mekanik havalandırma çözümleri kullanılmıştır. Ofis ve genel kullanım alanlarında pencere açıklıkları ve özel cephe tasarımı ile doğal havalandırma desteklenmiş, hava sirkülasyonu artırılmıştır. WC’lerde negatif basınçla çalışan mekanik egzoz fanları yer almaktadır. Bodrum katlarda CO sensörlü sistem ile otopark havalandırması otomatik kontrol edilmektedir.
Cephede kullanılan güneş kırıcı elemanlar ile doğrudan güneş ışınımı kontrol altına alınmış, iç mekân termal konforu artırılmıştır. Özel açıklıklar ve yönlenmelerle çapraz havalandırma sağlanarak iklimlendirme yükü azaltılmıştır.
Projede enerji verimli ekipmanlar tercih edilmiştir. Tasarım sürecinde LEED kriterleri göz önüne alınarak HVAC sistemlerinin yerleşimi ve seçimi yapılmıştır. Tüm mekanik sistemlerde düşük enerji tüketimi ve çevre dostu yaklaşım esas alınmıştır.
Merkezi bina otomasyon sistemi (BMS) ile tüm mekanik sistemler izlenecek ve kontrol altında tutulacaktır. Kullanıcı konforu ve enerji yönetimi açısından dijital senaryolar ile desteklenen bir kontrol altyapısı kurulacaktır.