Vedat Zeki Tokyay, Pelin Peker, Eylül Peker ve Sabahattin Yavuz'un "Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması" için tasarladığı proje önerisi.
Kadıköy Belediyesi Yarışma Projesini tasarlarken, arsanın içinde bulunduğu kentsel alan önemli bir rol oynadı. Bu kentsel alan, kuzeyinde tren yolu olmak üzere, metrobüs ve Marmaray, ileride de tramway gibi ulaşımını içeriyordu ve yakın çevresinde bunlar dışında değerli bir mimari eseri ve buna bağlı bir kültürel etkinliği barındırmadığı gibi yeşil doku çok azdı. Ayrıca, mevcut yapılı çevre dik köşeli ve çok sertti. Açıkçası, yapının şekillenmesinde etken olacak bir kentsel simge veya nitelikli bir mimari çevre olmadığı gibi, sert ve dik köşeli bir yapısal çevre ile karşı karşıyaydık. 1-2 km uzağındaki çevre ise, Kalamış’tan Moda sahiline, Kadıköy sahilinden Haydarpaşa Garına ve İstanbul Boğazı hem doğal hem de kentsel açıdan çok etkileyiciydi. Ancak bu çevreyi algılamak için en az 5-6 kat yukarıda olmak gerekiyordu.
Arsanın yakın çevresinin bu durumu, bizi, kentin bu bölgesinde eksikliği çekilen ve kentsel simge olabilecek bir yapıyı tasarlamaya yöneltti. Açıkçası, öyle bir yapı yapmalıydık ki, mevcut çevreye tepkimizi dile getirmeliydi. Dikköşeli ve sert değil eğrisel ve yumuşak olmalıydı. Bu yapı, süslü bir kutu değil, insanların Belediyede işleri olduğunda veya kültürel bir ürün almak için, Kent Konseyinde dertlerini dile getirmek için, bir Tiyatro eseri veya bir konser izlemek için geldiklerinde kullandıkları bir mekanlar toplamı olmalı ve içinde barındırdığı yeşil alanlar ve ağaçlar toplamı ile bu bölgenin ihtiyaç duyduğu park yerini yaratmalıydı. Ayrıca, tüm etkinlikler tek büyük, geniş ve yüksek bir kitlede toplanmamalı, parçalanmalıydı. Öyle bir kompleks olmalıydı ki, tüm bu etkinlikleri barındıran yapılar bir arada bir nevi Agorayı oluşturmalıydı. Demokratik niteliği olan Agora, konuşulacak, tartışılacak dış mekanları ve yoğun yeşil alanları barındırmalıydı.
Bu kitlelerin formu ne olmalıydı? İkisi küçük biri daha büyük üç kitlenin birbirlerinden farklılaşmaları sadece büyüklükleriyle ortaya çıkmalıydı. Daire formunu seçtik. Çünkü daire formu nötr, hiyerarşik özelliği olmayan demokratik, toparlayıcı, yumuşak ve her yöne açılabilir bir özelliğe sahiptir. Bu form köşesiz ve yumuşaktır. İnsana çok uygundur. Emir buyurmaz, doğa ile hemen kaynaşır. Çevrenin sert yapılaşmasına karşı bir tepkidir. Bu formun tek bir tehlikesi vardır, o da merkezine bir otoritenin yerleşmesidir. İkinci tehlike ise dairenin yarıçapı büyüdükçe dışardaki günışığı kaynağından uzaklaşılması ve mekanın karanlıklaşmasıydı. Her iki tehlikeyi bertaraf etmek üzere, dairenin ortasına bir daire daha yerleştirip ikinci daireyi yukardan günışığı alan bir boşluğa dönüştürmeyi düşündük. Bu boşluk, kentlinin giriş katında suyun ve botaniğin içinde oturup dinleneceği, üst katlara rahatlıkla çıkabileceği bir rampayı barındıran bir Kamusal alan, bir iç bahçe olmalıydı. % 8 eğimli rampa ile hem rahat bir ulaşım sağlanmakta hem de yukarıya çıkanlar tüm mekanları bir bütün olarak görebiliyorlardı. Üç kitlenin üçünde de orta bölüm ya üstü açık bir boşluk ya da bir atrium olup cam bir kubbe ile kaplıydı.
Bu form sayesinde, orta daire çevresindeki dairesel sirkülasyon tüm mekanları birbirlerine ve ortadaki sarmal rampaya ve asansörlere bağlayabiliyordu. Mekanların sirkülasyona bakan yüzleri de saydam olduğu için mekan ortadaki doğal ışıktan yararlanıyordu.
Bu form sayesinde, kimse kendi mekanının daha önemli olduğunu söyleyemezdi. Tüm mekanlar bir dairenin çevresinde şekillenmişti. Belediye başkanının makamı mimari formun herhangi bir yerinden kaynaklanan özel bir ayrıcalığa sahip değildi.
Son olarak, daire veya yarım daire formlarının Anadolu’da çok kullanıldığını söyleyelim. Örneğin Meclis yapıları ve amfitiyatrolar yarım daire olup kamusal mekanlardır.
Peki, bu daire planlı silindirik kitlelerin birbirleriyle bağlantıları nasıl olmalıydı? Çözüm olarak ana bina, diğer çekirdekler ile tüp geçitler ile birbirlerine bağlandı. Bu tüp geçitler, beton değil ahşap sistem ile tasarlandı. Çünkü bu bağlantılar çok narin köprüler gibi tasarlanmalıydı ve üst üste gelen 2 köprü, 8 mt gibi yüksek bir yapı değil 2 adet 3 mt yüksekliğinde tüp geçit/köprü olup 2 köprü arasında boşluk olmalıydı. Böyle bir köprüyü ahşaptan başka yapacak bir malzeme yoktu. Ayrıca zeminde üç çekirdek birbirlerine su ile bağlanmalıydı.
Formları böyle saptadıktan ve bunlar birbirlerine köprüler ile bağladıktan sonra bu 3 çekirdeğin ortasında oluşan meydanın girişini bir örtü ile bağlama fikri oluştu. Bu örtü biri “ticaret” diğer “kültür” olan iki çekirdeği birbirine bağlayan bir örtü olmalı. Örtünün altı, kentlinin belediyeye yaklaşımının gerçekleştiği ‘Belediye Meydanı’ diye adlandırdığımız ve tüm kitlelere girişlerimizin sağlandığı alandır. Ancak yaratılan ‘Belediye Meydanı’na yaklaştıkça artan araç trafiği ve yaya erişilebilirliğinin zorlaşması dikkat çeken bir konu oldu. Bu sebeple Belediye Meydanı’na ulaşmak isteyenlerin, karşıya geçtikleri yolun öncelikli bir yavaş yol olması önerildi. Yavaş yoldan kastımız, otomobillerin yavaş hareket edecekleri bir taş kaplama malzemesi kullanarak yayalara sonsuz geçiş hakkı sağlayıp, araçların durdurulmasıdır. Örtünün üstü ise yemekhanenin ve 2 tüp geçidin birer köprü ile bağlandığı bir açık restoran ve park yeri olarak işlev görmeliydi. “Etkinlikler Terası” dediğimiz bu açık mekanda, bahar ve yaz aylarında kokteyller yapılabilir, sergi düzenlenebilirdi.
Çevredeki Marmaray, Metrobüs, (ilerde) tramway, otobüs, dolmuş gibi ulaşım yerlerinden Belediyeye erişmek üzere bir bağlantılar ağı düzenlendi. Bu ağların tümü Belediye Meydanı’na ulaşmalıydı. Ulaşımın en yoğun olduğu Kuzeybatı- Batı yönünden gelenler hemen Belediye Meydanı’na, oradan Kültür Çekirdeğine, Ticaret çekirdeğine ve Ana binaya giriş sağlıyor. Güney- güneydoğu ve Kuzey- kuzeybatı yönünden gelenler ise yaya geçitlerinden geçip, belediye bahçesini dikine kesip Tüp geçitlerin altından geçerek Belediye Meydanı’na ulaşıyorlar. Doğu yönünden gelenler ise, Ana yapıya paralel biçimde ilerleyip Tüp geçitin altından geçip Belediye Meydanı’na, oradan da öncelikle Ana binaya sonra da diğer çekirdeklere ulaşıyorlar. Bu yaya yollarının bazı özellikleri var. Genişlikleri 300 cm ve taş kaplılar. Binaya paralel ve yakın olan yaya yollarının bir özelliği de bir yangın anında itfaiye aracının içeri girip binaya müdahele etmesini sağlayabilmesidir.
Ana binanın kesitinde her katın diğerine göre 50 cm daha ilerde olduğu bir düzene geçildi. Bu düzen, yapıyı hafiflettiği gibi, konsol kiriş bantlarıyla yapının formunu daha güçlü biçimde vermeye başladı. Ayrıca, mekanların ihtiyacı olan temiz havanın içeriye alınmasını sağladı.
Hem ana bina hem de diğer çekirdeklerde, yangın merdivenleri ve konferans salonu dışında oldukça saydam bir kabuk anlayışına girildi. Bu saydam kabuk, eğer ki giydirme cephe şeklinde yapılmazsa demokratik bir ruhu da yansıtabilirdi. Bununla birlikte, doğu yönünden batı yönüne kadar cephenin tümünde, güneş kontrolunu sağlamak üzere düşey ahşap kırıcılar seçildi. Kesinlikle giydirme cephe mantığını kullanmadık çünkü doğramaların istediği gibi açılmalarını istedik.
Yapının, +6.50 kotundan 18.50 kotuna kadar tasarlanan Kolon nişleri, üç işlevin oluşmasına neden oldu. Birincisi, kolonların arkasından yağmur inişleri için yer olmak, ikincisi, doğramaların yuvarlak değil düz bir yüzeye bağlanmalarını sağlamak, üçüncüsü de 14.50 ve 18.50 kotlarında, kolonlar geriye çekildikleri için geniş açılı bir yeşil alanın oluşmasına neden olmaktı. Böylece bu kotlardaki bahçelerin önlerinde pahlı pencereler oluştu.
Binaların yüksekliklerinde kentle ilişkiler rol oynadı. Zaten 6 katla sınırlı tutulan ana binaya bağlı kültür çekirdeği 4 katlı, Ticaret çekirdeği ise 3 katla sınırlandırıldı. Hiçbir noktasında gökdelen olmayan bu bölgede mevcut kat yüksekliğinin üstüne çıkmak yanlış bir karar olurdu. Ancak, Ana binanın 5.6. katlarında ve çatı katında Kalamış’tan Boğaza kadar hem doğal hem de Kültürel sit manzarayı izlemek olanaklıdır.
Peki, kitlelerin üstlerini nasıl tasarlamalıydık? İhtiyaç Programında olmayan bazı işlevleri kitlelerin çatılarında gerçekleştirdik. Örneğin Ana Binanın üstündeki teras 180 derece tümüyle Kadıköy rıhtımını ve Boğazı görebilecek bir konumdaydı. Öyleyse, Çatı katı terasında Belediye personeli bir büfe sayesinde bir şeyle içebileceği veya atıştırabileceği bir oturma ve dinlenme mekanı oluşturulmalıydı. Aynı şekilde Ticaret çekirdeğinin 3. Katında yer alan spor salonundan bir rampa ile yukarıya çıkılarak açık spor salonunu kavuştuk. Kültür çekirdeğinde ise, 3. Kattan rampa ile çıkılarak açık spor etkinliği yapılabilecek bir çatı bahçesi oluşturuldu.
Meydanın ortasında balık formunda bir yeşil alan vardır. Bu yeşil alanın kuyruğunda ise Akdeniz Heykeli yer alır. Heykelin sanatçısı İlhan Koman şöyle der:
“İnsanın kucaklaşması, sevgisi anlatılırken Akdeniz aklıma geldi. Akdeniz büyüktü, bizden bir denizdi. Kucak açmayı bu adla anlatmak istedim. Sevgiyi ve kucaklaşmayı anlatırken bir kadının bütünlüğünden yararlanmak istedim.”
1980 yılında Halk Sigorta için yapılan, daha sonra Yapı Kredi Bankasının üçüncü katına yerleştirilen bu muhteşem yapının yeri, hem onu vandal tehlikelere karşı koruyacak hem de halk ile kaynaşmasını sağlayacak bir yerdir. Hem bu belediyenin kentliyle kucaklaşma amacını ifade eder hem de insanların bir güzel sanatlar eserini anlamalarını sağlar.
Zemin katlar:
Her üç çekirdeğin Zemin katlarında, kentliye hizmet edecek ve onun maksimum derecede yapıyla ilişki kurabileceği mekanlar tasarlandı. Kültür çekirdeğinde, Belediyenin Meclis Toplantısı, Tiyatro, Konser, Kent Konseyi, Kadın Konseyi, Halk buluşmalarının yapılacağı 350 kişilik bir kapalı amfitiyatro ile bir Resim sergisi ve kafeterya konumlandı. Ayrıca, bu çok amaçlı kültür merkezinde tiyatro ve konser etkinlikleri olabileceği için bodrum katta merdivenle inilen bir soyunma, duş, wc birimi eklendi. Ticaret çekirdeğinde ise Belediye’nin Satış birimleri, Kuaför ve Belediye Personelinin çocuklarının kullandığı bir Kreş yer almaktadır. Ana binanın zemin katında ise, Çözüm merkezleri, vergilerin yatırılacağı gişeler, bekleme ve dinlenme yerleri bulunmaktadır.
Üst katlar:
Müdürlükler ve her müdürlüğün ilişkili olduğu Başkan yardımcılıkları ile Toplantı salonları, oturma yerleri, WC, Çay Ocağı ve Yangın merdivenleri yer almaktadır. Özellikle kentli ile diğer Müdürlüklere oranla daha az birebir ilişkide olan Etüt proje ve Plan proje gibi yaratıcılığın yoğun olduğu işlevlerin mekanları, imar müdürlüğüne bağlı, ama kalabalığından uzak olması amacıyla Kültür Çekirdeği’ne alınmıştır. Ana binadaki imar müdürlüğü ile ilişkisi ise aynı kotta bulunan tüp geçitle sağlanmıştır. Bir alt katındaki Fen işleri ile birlikte teknik içerikli iki müdürlük, birbirleri ile bina içindeki rampa sayesinde birleşmiştir. Teknik Amir Şefliği ve Bina Destek Birimi belediye binasının projesi ile ilgili oldukları için bu birimlerle birlikte konumlanmıştır.
Belediye çalışanlarının öğle molalarını sadece yemek yemeleri için değil de, kendilerini daha zinde, motive ve sağlıklı hissedebilmelerini sağlamak için, personel kullanımına açık olan kafe, yemekhane, spor salonu birbirleriyle iç içe olacak şekilde Ticaret Çekirdeği’nin en üst katında ve Etkinlikler Terası ile birlikte tasarlanmıştır. Spor salonunun üst katındaki terasta açık spor etkinliklerine yer verilmiştir.
Encümen salonu ise konferans salonu ve çok amaçlı salonlar ile birlikte Kültür Çekirdeği’nde bulunmaktadır.
Başkanlık Makamı ise Ana Binanın son katında bulunmaktadır.
Halkın ve personelin ortak işlevleri:
-1. Ve -2 Bodrum katlarında Halk otoparkı, Belediye Personeli otoparkı, Başkanlık otoparkı ile Şoförlere ait temizlik mekanları ve Sığınak yer almaktadır.
Personelin kullanacağı açık ve kapalı Yemekhane ve Spor salonu Ticaret çekirdeğinin son katında konumlandı.
Ana Bina çatı katında personelin kullanacağı bir kafeterya ile oturma dinlenme alanları, Kültür ve Ticaret çekirdeğinin üst katlarında ise Açık spor etkinliklerinin yapılabileceği bir çatı bahçesi oluşturuldu.
İç sirkülasyon: Tüm katlarda, Çekirdeğin ortasındaki boşluğun 3 metre çevresinde mekanlara ulaşımı sağlayan genel sirkülasyon yapılmıştır. Tüp geçitlere ulaşım ise bu sirkülasyon kuşağının Tüp geçide bağlanmasıyla sağlanmıştır.
Asansörler: Ana binada 4 adedi personel ve ziyaretçilerin, 1 adedi ise Başkanın ve VIP personelin kullanacağı asansör tasarlanmıştır. Kültür Çekirdeğinde ise, orta Atrium’da bir adet panoramik asansör kurulacaktır.
Rampalar: Her 3 çekirdeğin ortasındaki boşlukta sarmal ve ana binada %8 diğerlerinde %10 eğimli bir rampa tasarlanmıştır.
Yangın merdivenleri: Ana binada 3 adet, diğer çekirdeklerde 2 adet yangın merdiveni tasarlanmıştır. Yangın merdivenlerinin konumlanması Yangın Yönetmeliğine uygun yapılmıştır.
Tüp geçitler: Çekirdekleri ana binaya bağlayan Tüp çekirdekler kullanılmıştır.
Köprüler: Çekirdekten çıkarak +10.50 kotunda yer alan Etkinlikler Platformuna ulaşan ahşap köprüler tasarlanmıştır.