CommonLab Mimarlık ve Set Studio’nun “Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması” için tasarladığı proje.
Kadıköy Belediye Binası, İstanbul’un önemli ulaşım arterlerinin kesişim noktasında, yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu bir bölgede yer almaktadır. Proje alanı aynı zamanda Yoğurtçu Parkı, Salı Pazarı, Kuşdili Çayırı, Müze Gazhane, Fenerbahçe Stadyumu gibi önemli kültür, spor, alışveriş ve rekreasyon alanlarına ve konut bölgelerine yakınlığıyla önemli potansiyeller barındırmaktadır.
Tipik bir kamu yapısı örneği olan mevcuttaki belediye binasının, kurum resmiyetinden sıyrılarak, kamusal alanın olanaklarını yaşamaya imkan verecek ve altyapısını kent sakinleriyle tümüyle paylaşacak şekilde kurgulanması en önemli önceliklerimizdendir. Zemin katta kent hayatını oluşturmak, ulaşım arterlerinin merkezinde yer alan alanı eski Kemikli Çayırı’na referansla park haline getirmek ve parçalı arazi kullanımını kamusal alan lehine birleştirmek hedeflenmiştir.
Yeşil alanın olmadığı, yoğun yapılaşma ve araç-yaya trafiğine sahip bu bölgede kamusal açık alanların etkin kullanımı daha da önem kazanmaktadır. Bu nedenle, belediye binasının açık alanları, mevcutta otopark olarak kullanılan Kurbağlıdere kıyısındaki açık alanlarla birleştirilip yeniden işlevlendirilerek, insanların gün içinde aktif olarak kullanıp nefes alabileceği bir Kent Parkı (Kemikli Çayırı) önerilmiştir.
Bu dönüşüm için, belediye binası ile mevcut açık otopark arasındaki araç yolu kaldırılarak, bu alan kentsel parkın bir parçası haline getirilmiş; araç trafiği ise planlanan tramvay hattına paralel önerilen yeni bir yol üzerinden sağlanmıştır. Böylece Marmaray, Yüksek Hızla Tren, Metro ve Metrobüs hatlarını kullananlar için bütüncül bir ulaşım çözümü önerilmiştir. Ayrıca, Kuşdili Çayırı ve Kurbağalıdere kenarındaki atıl alanların da yeşil alana dönüştürülerek Kurbağalıdere Yaşam Vadisi’ne bağlanan bir kentsel yeşil alan ağı oluşturulması hedeflenmiştir. Bu açık alanların aynı zamanda deprem toplanma alanı olarak işlev görmesi de planlanmıştır.
Metrobüs durakları park içine alınarak, Marmaray istasyon çıkışından uzaklaştırılmış; çitlerle çevrili ve dar geçişli mevcut durum yerine, yayaların rahatça erişebileceği bir düzenleme önerilmiştir. Marmaray ve hızlı tren istasyonları yaya giriş-çıkışlarının bulunduğu alan genişletilmiş, araç odaklı yaklaşım yerine yaya öncelikli bir kentsel kurgu benimsenmiştir.
Yapının ana tasarım fikri, kentsel tasarım kararlarından yola çıkarak şekillenmiştir. Öncelikle, mevcut yapı izlerinin mümkün olduğunca kullanılması hedeflenerek lineer bir form tercih edilmiş, ağaçsız alanlara yerleşim önceliklendirilmiştir. Belediye binasının zemin katı kamusal kullanıma açılarak, yaya yoğun kullanım düzenine göre program elemanları dağıtılmış ve yeni planlanan yaya hareketlerine uygun olarak geçişler ve pasajlar tasarlanmıştır. Bu sayede, yapının içe dönük, ofis odaklı kullanımından çıkarak, kent sakinlerinin yararlanabileceği kamusal ve sosyal programlarla bir sosyal ve topluluk merkezine dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Mevcut belediye yapısı çevresindeki çitler kaldırılarak alan, fiziksel ve kavramsal olarak kent sakinlerine açık hale getirilmiş ve belediyelerin erişilebilir, şeffaf ve kamusal olma ilkelerini vurgulanmıştır. Ayrıca, Atatürk Anıtı ve Tören Meydanı, Kent Parkı içine taşınmıştır.
Yapının zemin katı, park içinde birçok pavilyon yapısının bir araya gelmiş hali gibidir. Zemin katta, yeşile uzanan bu kollar, mevcut ağaçlara göre yerleştirilerek, ağaçlara en az zarar verilmesi gözetilmiştir. Taşınması mümkün olmayan ağaçlar yerinde korurken, taşınmak zorunda kalınan bazı ağaçlar ise arazi içinde uygun alanlara yerleştirilmiştir. Zemin kat, gün her saatinde kullanılabilecek Konferans Salonu, Çok Amaçlı Salon, Dükkan, Kafe, Sergi Salonu, Çok Amaçlı Amfi Merdiven, Ortak Çalışma Alanı ve kent sakinlerinin de kullanabileceği Kütüphane gibi kamusal programların yanı sıra, çalışanlara yönelik Kreş, Spor Salonu ve Yemekhane gibi alanları da içermektedir. Ayrıca Zabıta Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler Destek Müdürlüğü, Vezneler, İBB Çözüm Merkezi ve Encümen Salonu gibi kentlilerin en çok kullandığı birimler de bu katta yer almaktadır.
Tüm zemin katın kamusal kullanıma açılma stratejisine ek olarak, düşeyde birbirini takip eden ve karşılaşma, birlikte çalışma, etkileşim olanakları sunan düşey bir iç boşluk tasarlanmıştır. Bu boşluğun iki yanında, modüler bölünmüş ofis hacimleri yer almaktadır. Ofisler bağlı bulundukları başkan yardımcıları şeması doğrultusunda yerleştirilmiştir. Orta boşluk, toplantı odaları, ortak çalışma alanları ile bekleme ve dinlenme alanları barındırarak hem çalışanlar hem de kullanıcılar için karşılaşma imkanları yaratmaktadır. Böylece zemin kattaki kamusal hareket, ölçek değiştirerek yapının kılcallarına kadar kontrollü bir biçimde taşınmaktadır.
Yapının taşıyıcı sisteminde ahşap, çelik ve betonarmeden oluşan hibrit bir sistem tercih edilmiştir. Taşıyıcılığı zayıf zemin özellikleri ve deprem davranışı göz önünde bulundurularak, görece hafif sistemler kullanılmıştır. Projede yapısal ahşap kullanımının tercih edilmesinin nedenlerinden biri, dünyada yaygınlaşmakta olan bu sistemin Türkiye’de henüz yeterince araştırılmamış, tasarım ve uygulama süreçlerine dahil edilmemiş olmasıdır. Belediye Binası projesi, bir kamu yapısı olması nedeniyle, yapısal ahşap kullanımını teşvik ederek değişime öncülük edebilir ve baskın beton endüstrisine alternatif bir yaklaşım geliştirilmesine katkı sunabilir. 2025 yılında yürürlüğe giren Ahşap Bina Yönetmeliği ve yerli yapısal ahşap üretimi ile ilgili yürütülen çalışmalar da bu yaklaşımı desteklemektedir.
Zemin katı daha hareketli bir kurguya sahip olan yapının, üst katlarındaki ofis düzeni ise rasyonel bir yapıda; esnek planlama ve adaptasyonlara olanak tanıyan, 6,40 m x 8,20 m aks aralığına sahip modüler bir grid sistemiyle tasarlanmıştır. Ana yapıda, zemin üzerindeki kolonlar glulam, kirişler glulam ve çelik, çekirdekler ise betonarmedir. Zemin katta, konferans salonu ve çok amaçlı salon gibi büyük açıklıkların geçilmesi gerekli mekanlarda ve bahçe içindeki pavilyonlarda çelik taşıyıcı sistem kullanılmıştır. Ahşap ve çelik taşıyıcı sistemler ile yapı elemanları; sökülüp yeniden kullanılabilen, onarılabilen, birden fazla yaşam döngüsünü destekleyen basit tasarım ilkeleri ve bağlantı detaylarıyla tasarlanmıştır. Yapının yaşam ömrünün sonunda ise sökülebilir olması hedeflenmiştir.
Yarışmanın mevcut yapının dönüştürülmesi yerine yıkılarak yeniden inşa edilmesi esasına göre açılması nedeniyle, 1980’lerin sonunda inşa edilen mevcut yapının güncel deprem yönetmeliklerine uygun olmadığı ve güçlendirme yapılmasının, yeniden yapıma kıyasla fizibil bulunmadığı öngörülmektedir. Bununla birlikte mevcut yapı, hammadde çıkarılması esnasında önemli çevresel, sosyal ve ekonomik maliyetlerle elde edilen değerli yapı malzemeleri içermesi nedeniyle bir “malzeme bankası” olarak değerlendirilmektedir. Yeni yapının inşa edilmesinde “kentsel madencilik” anlayışı benimsenecek; mevcut yapının yıkımından elde edilen malzemelerin olabildiğince yeniden kullanılması hedeflenecektir.
Yıkım öncesinde, mevcut yapıdaki malzemelerin tekrar kullanım potansiyeli değerlendirilerek Malzeme Envanteri çıkartılacaktır. Doğal taş, seramik, alüminyum, mobilya, yükseltilmiş döşeme elemanları, çelik elemanlar, kiremit, dış mekan zemin malzemeleri, asfalt, beton, cam ve doğramalar gibi tekrar kullanılabilecek malzemeler listelenecektir. Bu malzemeler arasından, aynı proje içinde yeniden kullanılabilecekler ile farklı projelere yönlendirilebilecek olanlar ayrıştırılacaktır. Öncelik, mevcut sahada değerlendirmeye verilecek; kullanılmayan malzemelerin ise diğer projelerde değerlendirilmesi, geri dönüşüm firmalarına satışı veya bağışlanması seçenekleri göz önünde bulundurulacaktır. Yapılan tespitlerin ardından, malzemelerin yeniden kullanım potansiyelini koruyabilmek amacıyla dikkatli söküm ve uygun depolama koşulları sağlanacak, varsa tehlikeli maddelere ilişkin risk analizleri uzmanlar tarafından yapılarak gerekli önlemler alınacaktır. Malzemelerin yeniden kullanımı sayesinde hem enerji tüketimi azaltılacak hem de hammadde tasarrufu sağlanacaktır.
Ayrıca, ortaya çıkacak hafriyat toprağının bir bölümü yapı içi bölücü duvarlarda kullanılacak toprak blokların üretiminde; bir kısmı ise peyzaj düzenlemelerinde kullanılacaktır. Artan miktar ise İBB Hafriyat Değerlendirme Programı kapsamında değerlendirilecektir. Böylelikle, proje alanındaki ya da yakınındaki inşaatlardan elde edilecek hafriyat toprağı çöp ya da dolgu olmak yerine yapı malzemesi olarak değerlendirilecek, yerel aktörleri de içeren katılımcı inşaat modeli ile sahada toprak blokların üretileceği atölye çalışmaları düzenlenecektir.