Katılımcı, İTÜ İşletme Fakültesi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU

Tasarımın Ana İlkeleri

Üniversiteler, toplumun geleceğini şekillendirebilecek bireylerin yetiştiği eğitim kurumlarıdır. Bu bağlamda üniversite yapıları, salt eğitimin, bilim üretiminin gerçekleştiği mekanlar değil, fiziksel çevresi ile uyum içerisinde, öğretim elemanları, idari personel ve öğrencileri bir araya getiren, nicelik olarak gereklilikleri sağlayan ve nitelik olarak da eğitime, bilime, dolayısı ile geleceğe katkıda bulunan yapılardır.

İstanbul Teknik Üniversitesi, uzun yılları aşan geçmişi, önemli akademik kadrosu ve eğitim ortamı ile dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer almaktadır. Beş kampüsten oluşan İstanbul Teknik Üniversitesi’nin İşletme Fakültesinin de içinde yer aldığı Maçka Kampüsü İstanbul için önemli bir konumdadır.

Konum

Tasarımın belirlenmesinde mevcut binanın kent içindeki konumu önemli bir etkendir. Projenin çevre teşekkülü ile uyumu sağlanmış, yerleşkenin diğer yapı kütleleri ile arasında bir bütünlük oluşturulmuştur.

Kullanıcı memnuniyeti: Kullanıcıların yapı ile bütünleşmesi hedeflenmiş, her katta sosyalleşme alanları ve yeşil çatı bahçeleri oluşturulmuş, kısıtlı arazi içerisinde her alanın aidiyet duygusu ile sahiplenilmesi amaçlanmıştır.

Mekânlar arası ilişkiler: Bina içinde, mekânlar arası bağlantılar ve geçişler sağlanmıştır. İç ve dış mekan birbiri ile bütünleştirilerek, sosyal alanlar ve çalışma alanları içeride ve dışarıda bir bütün haline getirilmiştir. Bu ifade biçimi kütlede de kendini göstererek formu oluşturmuştur. Oluşturulan formun, aynı zamanda silahhane ve karakolhane binasının kütlesi ile uyuşması, yemekhane ve yerleşkenin diğer binalarının devamı olması amaçlanmıştır.

Bu kriterler tasarımın temel yaklaşımını belirlemiştir. Kent merkezinde yer alan üniversite yapılarının kentsel bir mekân olarak kent ile bütünleşmesi, kolay ulaşılabilen, öğrenciler, akademik kadro ve tüm çalışanlar için sahiplenilerek fiziksel ve sosyal bir ortam oluşturulması ile kent-üniversite ilişkisi soyut düzlemde de anlamlar barındıran bir bütün olabilecektir.

Tarih

Kısıtlı bir arazide planlanan kütleler, İstanbul’un en önemli neoklasik yapılarından olan Maçka Karakolhanesi ve Silahhane binası arkasında, hiyerarşik bir biçimde ele alınmış ve bu yapılara belirli bir mesafeden, dikdörtgen prizma form ile bir arka fon oluşturmuştur.

Karakolhane binası arkasında mesh bir cephe ile fon oluşturulurken etraftaki mevcut yeşil doku dikkate alınmış, avluda yer alan ıhlamur ağacını korumak için yapı formu deforme edilmiştir. Cam atrium cephenin verdiği geçirgenlik imkanıyla da avlu ve iç mekanın bütünleşik bir ilişki kurması sağlanmıştır. Ayrıca karakolhane binasının bahçesi ve Maçka Mezarlığı yeşil dokusunun sürekliliğini sağlayabilmek için giriş kısmının üzerinde 67.50 kotunda bir yeşil çatı bahçesi oluşturulmuştur. Parsel içindeki diğer ağaçlar ise parsel sınırına taşınmıştır.

Mimari Üslup

Yapılan kütlelerin özgün birer mimari ürün olması, bulunduğu çevrenin hiyerarşisi içerisinde farklı katmanların devingenliği ile bir bütünü oluşturması, bu bütünün de mimari dil olarak bu dönemi ve üniversiteyi anlatan nitelikli bir yapı olarak ortaya çıkmasıdır.

Yapı lineer bir omurga üzerinde geliştirilmiştir. Bu lineer aks ana kütleyi ve sirkülasyon hattını, dikdörtgenler prizması şeklinde oluşturmuştur. Bu kütleye de farklı katlarda, farklı büyüklükteki diğer fonksiyonlar eklemlendirilmiştir. Daha parçacıklı ve farklı yükseklikteki bu eklemlenmeler yapının devingenliğini ve dinamizmini oluşturmuştur.

Farklı kot ve yükseklikte sınıflar, amfiler ve öğretim elemanı odalarının yerleştirilmesiyle oluşan bu dinamik yapı, çevre teşekkülündeki parçacıklı kent dokusu ile oranı ve uyumu sağlamıştır.

Bu mimari dil cephede de kendine yer edinmiştir. Bütün sirkülasyonu oluşturan ana kütlede mesh malzeme ile monoblok bir kabuk etkisi hissedilirken, malzemenin hareketlliliği ve değişken dokusu aynı zamanda bu kabuğa bir dinamizm katmış, farklı açılardan farklı perspektifler ile kütlenin algılanmasına olanak vermiştir. Bu malzeme ışığın bina içerisine kontrollü bir şekilde alınmasını da sağlamıştır.

İç mekanda geniş atriumlar tasarlanmış, bu atriumlar her katta yeşil çatı bahçeleri ile ilişkilendirilmiş, öğrencilerin ve öğretim elemanlarının bir araya gelebilecekleri sosyalleşme alanlarına dönüşmüştür. Ayrıca bu ortak alanlarda tasarlanan çeşitli açık çalışma alanları ile öğrencilerin keyifle çalışabileceği mekanlar elde etmek hedeflenmiştir.

Amfi ve sınıf katları ağırlıklı olarak alt katlarda planlanmıştır. Her katta öğretim elemanları için de alanlar ayrılmış, öğrenci ve öğretim elemanı ilişkisinin güçlü tutulması hedeflenmiştir. Yine üst katlarda öğretim elemanı fonksiyonuna ağırlık verilmiş, bu katlarda oluşan boğaziçi manzarası eşliğinde öğretim elemanı odaları oluşturulmuştur.

Yeşil Doku

Le Corbusier tarafından Mimari Tasarımda en önemli 5 prensipten birisi olarak kabul edilmiş olan çatı bahçeleri, tasarımın ana ilkelerinden olmuştur. Yapılan sosyal alanlar, yeşil doku ile her kotta ilişkilendirilmiştir. Bu çatı bahçeleri kentin kullanıcıları için de çeperdeki yeşil dokunun devam etmesini ve bütünleşmesini sağlamıştır.

Çatı bahçeleri iç mekandaki sosyal alanlar ile ilişkilendirilmiş ve her bir çatı bahçesi dış mekandaki sosyal alanları oluşturmuş, böylece iç mekan, dış mekan bütünlüğü sağlanmıştır. Aynı zamanda farklı kotlardaki çatı bahçeleri ve sosyal alanlar boğaz manzarasına açılmıştır.

İklimlendirme

Bütün katlar arasında gerek atriumlar gerek galeri boşlukları ile sosyal bir etkileşim vardır. Bu boşluklar aynı zamanda yapının doğal havalanmasına ve iç mekana sürekli taze hava döngüsü sağlamaktadır.

Giriş katındaki büyük atrium, sınıfların, amfilerin açıldığı bir boşluktur ve bu boşluğun cephesinde, büyük cam yüzeyler planlanmış ve bu cam yüzeyler max. oranda doğal ışığın iç mekana alınmasını sağlamıştır. Aynı zamanda burada ısınan hava çatı yüzeyindeki bacalardan dışarıya taşınmış, bu atrium içerisinde devamlı bir hava sirkülasyonu sağlamış ve iç mekanda sürekli taze havanın olmasına olanak vermiştir. Aynı tasarım ilkesi üst katlar için de planlanmıştır.

Sınıflar ve amfiler ışık ihtiyacı ağırlıklı kuzey, güney aksındaki büyük cam yüzeylerden sağlanırken, diğer cephelerde mesh malzeme ile güneş kontrolü sağlanmıştır. Giriş bloğunda ise bütün cephe boyunca güneş kontrol elemanları ile ışık kontrolü yapılmıştır.

Işık kontrolü, hava kontrolü, çatı bahçeleri gibi tasarım ilkeleri ile sürdürülebilir bir mimari tasarım yaklaşımı benimsenmiştir. Daha az enerji harcayan bir bina tasarlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın