Katılımcı, Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması

Ensar Berkay Ünal, Ethem Yasin Ünal, Keziban Hilal Ünal, Kutbeddin Ağca, Nedim Gür, Pedram Khodadad ve Selen Baş'ın Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması için hazırladığı proje.

Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi  

İyileşmek 

Sadece hastalar mı iyileşir? 

İyileşmek, TDK’ye göre iyi duruma gelmek anlamına geliyor. Mutlak iyinin olmadığı bir evrende, her şeyin iyileş(tir)me potansiyeline sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu kavramsal temel bize iyileş(tir)menin tekil bir durumdan ziyade bütünsel bir süreç olduğunu hatırlattı.

Tasarlamak adı altında neye dokunacaksak, bu onların iyileş(tir)me süreçlerine katkıda bulunmalıydı. Bu yüzden mekanın amacı, insanın iyileşmesini değil, insanın evrenindeki her şeyin iyileşmesini sağlamaktı. Fiziksel olarak sağlıklı olan biri, zihinsel olarak kendini iyi hissetmiyorsa yine de “iyi” olmayacaktı. Ya da yakını iyi olmayan birinin kendini iyi hissetmemesi gibi… Dolayısıyla tasarladığımız mekan bir şeyi diğerinin öncülü veya ardılı yapmamalı ve ayrıştırmamalıydı.

Tasarladığımız mekanların iyileş(tir)me sürecinin yalnızca sahnesi değil, diğer her şey gibi aktif bir aktörü olduğunu düşündük ve tasarım sürecimizi bu kavramsal zemin üzerine kurduk.

Bodrum: İşlevsel Minimalizm ve İyileşmek 

Bodrum’un geleneksel mimarisine baktığımızda, yapıların büyük ölçüde işlevselliğe odaklandığını görüyoruz. Saf geometrik formlar ve sade malzeme kullanımı, bu minimalist yaklaşımın temelini oluşturuyor. Biz de bu anlayışın, iyileşme sürecine olumlu bir katkı sağlayabileceğine inanıyoruz.

Fazlalıklardan arınmış bir mekan, yalnızca fiziksel değil, zihinsel anlamda da dinginlik sunar. İşlevselliği hem formunda hem de cephesinde açıkça okunabilen bir yapı, riyakarlıktan uzak durarak – yani “mış gibi” yapmadan – kullanıcısıyla samimi bir ilişki kurar. Bu samimiyet, iyileşmek isteyen birey için kritik bir ihtiyaç olan güven duygusunu pekiştirir ve sürecin en önemli basamaklarından birini oluşturur.

Konacık: Tasarım Alanına Kapsayıcı Yaklaşım 

Bodrum’un merkezine en yakın belde olan Konacık, D330 Karayolu üzerinde yer alarak, yarımadanın diğer beldelerine kolay erişim sağlar. Coğrafi olarak merkezi bir konumda bulunan Konacık, sürekli göç alan ve sosyo-kültürel yapısı hızla değişen bir bölgedir. Bu dinamik yapı, tasarımda kapsayıcı bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır.

259 Ada 6 Parsel 

Proje parseli, çevresinde farklı fonksiyonlara hizmet eden alanlarla tanımlanmış bir konumda yer almaktadır: kuzeyde bir ibadet alanı, doğuda park alanı ve güneyde konut alanı bulunmaktadır. Batı sınırı ise Paşa Dede Caddesi ile çevrilidir. Bu cadde, parsele erişimin sağlandığı tek bağlantı noktası olup tasarım kararlarını şekillendirecektir.

Parselin yer aldığı yapı adasının ortasında, mahalle ölçeğinde kamusal kullanıma uygun büyük bir yeşil alan bulunmaktadır. Ancak bu alanın yola açılan tek cephesi kuzeydeki Dumlupınar Sokağı’na yöneliktir. Adanın topografik özellikleri, bu yeşil alanın erişilebilir olmasını engellemektedir. Bu nedenle, alanın kamusal potansiyelini ortaya çıkarmak ve dokunulan her şeyin koşulsuz iyileştirilmesi fikrini göz önünde bulundurarak projede uygun tasarım yaklaşımlarının geliştirilmesi gerekmektedir.

Parselin kuzeyinde mevcut olan eğimli topografik yapı, farklı kotlarda açık alan kullanımı için önemli bir potansiyel sunmaktadır. Bu durum, proje kapsamında hem peyzaj tasarımı hem de kullanıcı deneyimi açısından yaratıcı çözümler geliştirme fırsatı sağlayabilir.

Kütle 

Kütleyi tasarlarken göz önünde bulundurduğumuz temel unsurlardan biri hem kullanıcıların hem de kamunun kullanacağı park alanına ortak bir erişim sağlamaktı. Bunun için, yapının kenarından ya da köşesinden ulaşım vermek yerine, doğrudan cadde ve yeşil alanı birleştiren geçirgen bir çözüm arayışına girdik. Bu sayede, farklı kullanıcıların sürekli ve süreksiz kullanım ihtiyaçlarına göre yapıyı ikiye ayırma imkânı bulduk.

Kamusal ve yarı kamusal alanların kesişim noktasına, bu iki alanı birleştirici ve herkes için erişilebilir kılan bir unsur olarak sanatı yerleştirdik. Sanatın iyileştirici ve bütünleştirici bir nitelik kazandıracağını düşündük.

Kütlenin yeşile bakan cephesinde fonksiyonel boşluklar oluşturarak, hem yeşil alanla etkileşim yüzeyimizi artırmayı hem de farklı kullanıcı ve kullanım senaryoları için açık alanlar tanımlamayı hedefledik.

Bodrum’un geleneksel mimarisinde olduğu gibi, işlevselliği ön planda tutarak saf geometrik formlar ve minimal malzeme kullanımıyla yapıyı şekillendirdik. Bu yaklaşımın, iyileşme sürecine olumlu katkı sağlayabileceğine inanıyoruz. Fazlalıklardan arınmış bir yapı, her anlamda dinlenme imkanı verebilecektir.

İşlevlerin Mekansallaştırılması 

Yapının ihtiyaç programını incelediğimizde, mekanların hiyerarşisinin ve kullanım biçimlerinin net bir şekilde tanımlanması gerektiğini düşündük. Bu doğrultuda kapsamlı bir ihtiyaç programı analizi gerçekleştirdik. Analizimizde, yapıda tasarlanan mekanların kullanım yoğunluğu ve kullanıcı profiline göre bir kategorizasyon yaptık.

Boş bir uzayda tasarladığımız soyut şematik işlev birimlerini, her bir işlevin ihtiyaçlarını gözeterek ve verilen sınırlar içinde mekansallaştırmaya çalıştık. Yapının kullanım esnekliğini artırmak amacıyla, benzer işlevleri daha esnek mekanlarda çözmeye odaklandık.

Yapının Statik Açıdan Değerlendirilmesi 

Yapı, 1. derece deprem bölgesinde, depremselliğin yüksek olduğu bir konumda yer almaktadır. Bu nedenle binanın, hem deprem sırasında hem de deprem sonrası kullanım ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde tasarlanması gerektiğini düşündük.

Yapıyı, betonarme ve çelik yapı elemanlarından oluşan bir sistem olarak tasarladık. Sade ve işlevsel tasarım yaklaşımımız, statik açıdan da önemli avantajlar sağladı. Yapıyı, statik açıdan avantajlı olan gridal ve modüler bir sistem üzerinde, sabit ve simetrik aralıklarla kurduk. Bu yaklaşım, öngörülemeyen yüklerin önüne geçilmesine ve düzensizliklerin engellenmesine katkıda bulundu. Saf geometrik formlar, yapının taşıyıcı sistemini optimize etmek için önemli bir unsur oldu.

Yapıda geniş hacimler gerektiren havuz ve fizyoterapi merkezleri gibi işlevlerin kütleleri, olası dilatasyon senaryolarını karşılayabilmek adına ana kütleden basitçe ayrışabilecek şekilde tasarlandı.

Etiketler

Bir yanıt yazın