Bond Street Station

John McAslan + Partners ve WSP tarafından tasarlanan Hanover Square ve Davies Street'teki iki yeni geniş ve zarif sütunlu girişi olan Bond Street İstasyonu hizmete açıldı. İstasyon günlük yaklaşık 140.000 kişinin kullandığı Elizabeth Line yolcusuna ev sahipliği yapacak ve başkentin dışından West End'e doğrudan erişime izin verecek.

Büyük ve karmaşık bir ulaşım altyapısı ve mühendisliği eseri olan yeni Bond Street istasyonu, Elizabeth hattını yerin altındaki Londra Metrosu’nun mevcut Central ve Jubilee hatlarının platformlarına bağlıyor.

Proje, Hanover Square ve Davies Street üzerinde yükselen yeni karma kullanımlı binaları kucaklayan, dönüştürücü bir kentsel yapılanmanın ayrılmaz bir parçası. Beraberinde Hanover Square’deki önemli peyzaj iyileştirmeleri yapılan proje bir asırdan fazla bir süredir Mayfair’de bir ilk olan yeni bir yaya meydanı Medici Courtyard’ı da kapsıyor.

İstasyon girişi görsel ve işlevsel olarak önemli bir rol oynuyor. John McAslan + Partners’ın odağı, Londra’nın merkezindeki bu köklü mahallenin mevcut dokusuna dikkatle yanıt verirken aynı zamanda istasyon girişinin kendinden emin ve net bir şekilde ifadesini sağlamak olmuş.

İstasyon giriş tasarımlarını belirleyen yerel unsurlar, Hanover Square ve Davies Street’in mevcut malzemeleri ve karakteri stüdyo tarafından incelenmiş. West End’in ilk Georgian meydanlarından biri olan Hanover Square’in baskın yapı malzemeleri Portland taşı ve tuğla. Bu sebeple hattın Hanover Square girişi bu malzemeler doğrultusunda tasarlanmış. Buna karşılık, Davies Caddesi’ndeki batı girişinde, Viktorya ve Edward dönem mimarisinden yerel kumtaşı ve kırmızı tuğla kullanılmakta olup, bu girişte dönemi yansıtan kolonlar arası büyük pencereler, bronz çerçeveli havalandırma panelleri ve bronz menteşeli ızgara kapılar kullanılmış.

Her iki istasyon yapısının yüksek tavanlı, ferah iç mekanları netlik ve hareket kolaylığı sağlıyor. Zeminden tavana uzanan, geniş sütunlu pencereler, bilet gişelerine bolca gün ışığı getirirken, dışarıdaki manzaralar, özellikle istasyondan ayrılan yolcuların yön bulmasına olanak tanıyor. Her iki girişte de basit, zarif ölçek ve orantıları vurgulayan yüksek kaliteli, sadeleştirilmiş bir malzeme paleti kullanılmış. Ayrıca yivli bronz sütunlar, 1930’larda Charles Holden tarafından tasarlanan klasik metro istasyonlarına bilinçli referanslar veriyor.

İngiliz sanatçı Darren Almond’un White Cube galerisi, zaman ve mekan mekaniği üzerine bir meditasyon olan “Horizon Line”, “Shadow Line” ve “Time Line”, bir zamanlar British Railway lokomotiflerini süsleyen kabartmalı plakalarla aynı estetikte bronz ve alüminyumdan yapılmış üç yerleştirme, Elizabeth Line’ın Sanat programının bir parçası olarak Davies Street girişinin yürüyen merdivenlerinin üzerine ve çevresine kalıcı olarak yerleştirildi.

Etiketler

Bir yanıt yazın