Boğaziçi Üniversitesi Demir Demirgil Tiyatro Salonu

İlk resmi oyun gösterimi 1920 yılında gerçekleşen ve şimdiye kadar Robert Kolej Oyuncuları, Amerikan Kız Koleji Drama Birliği ve Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları’na ev sahipliği yapan salon, 8 aylık çalışma sonucunda Halukar Mimarlık tarafından yenilendi.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Orijinal atmosferine sadık kalınarak yapılan yenilemede seyir kalitesinin artırılması, fuayenin genişletilmesi ve kulislerin daha kullanışlı hale getirilmesi hedeflenmişti.

Türkiye’nin bilinen pek çok ünlü tiyatro oyuncusunun alkışla tanıştığı ilk mekan olan Demir Demirgil salonu, Boğaziçi Üniversitesi’nin tarihinde çok önemli bir yere sahip. Üniversitenin Robert Kolej olarak anıldığı zamandan beri kimi zaman oldukça kapsamlı, çoğu kez de derme çatma eklemelerle ve farklı düzenlemelerle günümüze kadar gelen salon, tiyatro sever öğrenciler ve öğretim elemanları için adeta bir mabet. Zamanın tüm izlerini üstüne taşıyan mekan, bir prova salonu işlevi de gördüğü için oyuncular için bulunmaz nitelikte bir tiyatro mekanı.

Tüm olumlu özelliklerine ve yüklü hatıralarına rağmen mekanın fiziksel koşulları hem oyuncuları hem de izleyicileri oldukça uzun bir süredir zorluyordu. Boğaziçi Üniversitesi’nin Halükar Mimarlık’tan beklediği ise salonun tarihi atmosferini ve zamanın izini dikkate alarak güncel ihtiyaçlara göre mekanın koşullarının iyileştirilmesi idi.

450m² bir alanı kaplayan ve 8 aylık çalışma sonucunda, orijinal haline sadık kalınarak performans sanatları faaliyetleri için daha uygun bir hale getirilen salon, 176 kişilik seyirci kapasitesine sahip.

Projede öncelikle yapısal tehlikeler değerlendirildi ve asma çatı arasına müdahale edildi. Yıllardır alçı bir asma tavanla ve duvar kaplamaları ile bilinen salonda, bu yüzeyler kaldırıldı. Bu müdahale ile olası yıkılma tehlikesi de bertaraf edilirken, mekânın karakteristiği olan ve yaklaşık 100 yaşındaki ahşap çatı ve çatı makaslarının sergilenmesi mümkün oldu. Bu kritik müdahale sonunda salon iç hacmi kayda değer şekilde genişledi.

Bu genişleme sayesinde oldukça kötü olan görüş açısı da düzeltilme imkanına kavuştu. Salonun izleyici bölümünde zemin kesiti arkaya doğru kaldırılarak en arkadaki koltuk sırasının bile sahnenin en alt kotunu görmesi sağlandı. Bu sayede salon sadece tiyatro değil dans ve performans gösterilerine de elverişli hale getirildi.

Salonun atmosferini tanımlayan en önemli öğelerden olan ahşap koltuklar ise bakımdan geçirilerek kullanıldı. Oldukça kötü durumda olan kulis ise temizliği ve bakımı kolay malzemelerle yenilendi ve sanatçıların daha kolay kullanabileceği şekilde düzenlendi. İzleyicilerin salonda karşılaşacakları mekanın patinasına gösterilen özene dair ipuçları, fuaye bölümünde kendini belli ediyor.

Bu geniş çaplı rehabilitasyon ile salonun mekanik ve elektrik teknik altyapısı da elden geçirildi, havalandırma ve klimatizasyon sistemleri yerleştirildi. Mekanik tesisat ve aydınlatma altyapısı, çatı makaslarının arasında konumlanarak her an müdahale edilebilir şekilde çözüldü.  Aydınlatma da aynı şekilde kolay müdahale edilebilir, az bakım gerektiren ve ekonomik bir şekilde çözüldü.

Projenin akustik tasarımı Michael Nielsen tarafından gerçekleştirildi. Projede, ses ve ışık sistemlerinin kontrolü için salonda konumlandırılan teknik balkon kullanıldı. Yan duvarlarda ise yalıtım katmanları eklendikten sonra yoğunluğu yüksek ateş tuğlası kullanılarak özellikle tiyatro işlevi için çıplak sesin akustik olarak doğru yayılması sağlandı.

Yıllar boyu Robert Koleji ve Boğaziçi Üniversitesi’nin kurumsal hafızasını muhafaza etmiş olan ve 1990’da hayatını kaybeden ekonomi profesörü Demir Demirgil’in ismi ile anılmaya başlayan tiyatro salonu yenilenmesinde kullanılan malzeme, renk ve dokular hafızayı ve geçmişin soluğunu bugüne taşırken çağına ayak uyduran bir mekan yaratılmasına da imkan tanımış oldu.

Etiketler

Bir yanıt yazın