Alaçatı Değirmenaltı Meydanı Kentsel Tasarım Projesi

Doksanlı yıllarda Çeşme Yarımadası hızla gelişirken, Alaçatı ancak 10 yıl sonra rüzgar sörfü ve yeldeğirmenleriyle ilgi odağı haline gelmiştir.

Pek çok sahil kasabasında tanık olduğumuz ahenksiz kentsel gelişimden korunmuş olan belde, sakin köy ortamını ve tarihi mimarisini bozmadan yaşatmayı başarmıştır. Bu süreklilik büyük ölçüde Alaçatı Belediyesi’nin aldığı önlemlerle mümkün olmuştur. Alaçatı Belediyesi hem yeni yapı uygulamaları hem de restorasyon işleri için hazırlanmış olan “Koruma İmar Planı”na sadık kalmış ve bu planı uygulamaya koymuştur.

Alaçatı Değirmenaltı Meydanı’nın tasarlanmış olduğu alan, Koruma İmar Planı’nda “Kentsel Tasarım Proje Alanı” olarak belirlenmiştir.

Eskiden tarihi dokunun dışında kalan açık alan, beldenin gelişimi ile birlikte sınırları tariflenmiş, ancak gecekondu yapılarla mimari açıdan tanımsız, kentsel ölçekte de pekçok altyapı sorununu barındıran kimliksiz bir kentsel mekana dönüşmüştür. Alaçatı Belediyesi, bünyesinde bir hurdalık, gecekondu dükkanlar, düzensiz olarak kullanılan araç otoparkı ve bankamatikler barındıran bu problemli alanın dönüşümü için bir proje hazırlanmasını talep etmiştir.

Proje alanı, Alaçatı beldesi için önemli olan üç kopuk öğenin arasında kalmaktadır. Birincisi, Alaçatı tarihi dokusu, ikincisi, beldenin çevresinde gelişen araç yolları ve üçüncüsü, beldenin simgesi haline gelmiş olan yeldeğirmenlerini üzerinde barındıran tepe.

Proje, biribiriyle ilgisiz ve biribirinden kopuk olarak gelişen kentsel öğeleri ilişkilendirirken, Alaçatı tarihi dokusuna da bir yeni bir giriş kapısı olarak hizmet vermeyi amaçlamıştır. Bu giriş kapısı, bir meydan olarak tasarlanmış ve yeni bir yaya yoluyla tarihi dokuya eklemlenmiştir. Araç trafiğine dair altyapı sorunlarına, hem kent ölçeğindeki yeni trafik düzenlemeleri, hem de meydanın altında tasarlanan kapalı otoparkla çözüm getirilirken, üst kottaki meydan sadece yayalara ayrılmıştır.

Yeni meydanı ve promenadı tanımlayacak olan yeni dükkanlara yer açmak için eski, köhne dükkanlar yıkılarak yeniden tasarlanmıştır. Projenin ilerleyen aşamalarında da yeldeğirmenleri restore edilecek ve kültürel faaliyetler için adapte edilecek, yeldeğirmenlerinin çevresindeki park alanı tekrar tasarlanacaktır.

Proje, Alaçatı’nın kırsal karakterini korurken bir yaya promenadı ve kentsel meydanlardan oluşan bir ağ oluşturmayı amaçlayan bir kentsel gelişim şeması çerçevesinde tasarlanmıştır. Proje toplam 3,4 hektarlık alanı kapsamaktadır.

Yeraltına alınan otopark ile yeldeğirmenlerinin eteklerinde kalan açık alan araç trafiğinden kurtarılmış ve yayaların kullanımına tahsis edilmiştir. Yaya alanı iki farklı aksta gelişmektedir. Birincisi, kuzey-güney yönünde gelişerek beldeyi çevreleyen araç yollarıyla beldenin tarihi dokusunu bağlayan aks, diğeri ise batıya uzanan ve biribirine akan meydanlarla tariflenerek, yeldeğirmenlerinin yükseldiği tepeyi saran ikinci aks. Bu iki aksın kesişiminde kentsel bir meydan oluşmaktadır.

Projenin konsept aşamasında geliştirilen alan kullanım şemasında, birinci aks, arazide daha önce varolan günlük alışveriş aktivitelerini barındırmak üzere tasarlanmıştır. İkinci aksta ise butikler ve yeni bir otelden yer almaktadır. İki aksın birleşme noktası olan “Yeldeğirmenleri Meydanı” kafe ve restoranların bulunduğu bir bölge olarak tasarlanmıştır. Meydan çevresindeki yapılardan bazıları gençlik merkezi ve sanat galerisi gibi sosyal fonksiyonlara ayrılmıştır. Projenin önemli bir parçası da meydan altında tasarlanan kapalı otoparktır.

Projenin kentsel tasarım açısından başlıca hedeflerden biri doku bütünlüğü içerisinde mimari dili çeşitlendirmektir. Bu çeşitlilik, tekil dükkan yapılarının tasarımında belirli kuralların uygulanmasıyla sağlandı. Modern malzemeler ve modern tekniklerle inşa edilemelerine rağmen dükkanlar Alaçatı dokusunun ölçek ve oranlarına uyum sağlamıştır. Bu dükkan yapılarının aralarında ana meydana bakan küçük avlular tasarlanmıştır. Dükkan cephelerinde Alaçatı’ya özgün kesme taş, sıva ile beraber kullanılmış, ahşap çıkmalar, güneş kırıcılar ve dükkanların kepenkleri ile bir araya getirilmiştir. İç mekanlarda ise çatı eğimleri ifade edilmiş, yerine göre brüt beton veya ahşap makaslarla tamamlanmıştır.

Proje alanının peyzaj tasarımında, gerek sert zeminler, gerek su elemanları, gerekse yeşil alanların bitki seçimleri yerel ögelerle evrensel değerleri bir araya getirerek popüler ve her yaştan kullanıcıya hitap edebilecek şekilde tasarlanmıştır. Önceleri bir kilise olan yerel kasaba camisinin avlu zemininde bulunan soyut geometrik tasarımlardan esinlenerek ana meydan ve diğer küçük alanlar Picasso, Braque ve Matisse’in popüler modernist sanat çalışmlarıyla anlamlandırılmıştır. Ana meydandaki desen Picasso’nun ünlü tablosudur. Don Quixote ve Sancho Panza’yı yeldeğirmenlerine karşı betimleyen bu eser, soyutlanarak ana meydanın yer zemininde 5 cm x 5 cm bazalt ve mermer taşlarla işlenmiştir. Meydandaki havuz, bir nehrin göle akışının ve basamaklı bir şelalenin soyutlaması olan geleneksel İslam mimarisinde “Çadar” olarak bilinen su elemanın uyarlamasıdır. Fonksiyonel olarak bir köşe oluşturan su elemanı farklı kotlarda yer alan meydanla yaya aksı arasında yumuşak bir geçiş sağlamakta ve alttaki kapalı otoparkın kaba kütlesini gizlemektedir. Su elemanı şimdiden çocuklar için bir ilgi odağı haline gelmiş, büyükler için de önünde hatıra fotoğrafı çekilen bir ilgi odağı olarak, Alaçatı beldesinin simgelerinden biri olmuştur. Peyzajın büyük bir kısmı gösterişli yeşil renklerle, az bakım ve sulama gerektirecek yöreye özgü yabani çiçekli bitkilerle tasarlanmıştır. Binaların cepheleri değişik sanatçıların seramik çalışmalarının sergilenmesi amacıyla kullanılmış her yaşta yöre halkı ve ziyaretçileri karşılayan meydanın eğlenceli ortamına katkıda bulunmuştur.

Etiketler

Bir yanıt yazın