4. Mansiyon, Pamukkale Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi ve Yakın Çevresi Mimari Proje Yarışması

Mimari Açıklama Raporu

1/Bir tasarım ve anlam problemi olarak mimarlık ve tasarım fakültesi

Bize göre yarışma önerisi 2 taraflı bir problem seti yaratmaktadir. İlki, belirli bir grup mekânsal ihtiyacın belirli fiziksel ve sosyal koşulları olan bir bağlamın salt optimizasyonuna dair ve mekânsal kurgu olarak pratik bir problem, ikincisi ise yapının anlamı ve program bileşenlerinin işlevi gereği getirdiği içinde ‘’tasarım yapılan’’, ‘’tasarım yapmanın deneyimlendiği mekan’’ olmanın ontolojik niyetinin ve anlamının ne olması gerektiği sorunsalıdır.

Mimarlık ve tasarım eğitimi,  ülkemiz mevcut sisteminin basit reçeteli ve didaktik perspektifinden çıkan öğrencilerinin düşünme biçimlerinin ciddi ölçüde değiştirilmeye çalışıldığı bir alandır. Mimarlık veya tasarım öğrencisi bu yeni, keşfedilmemiş alanlara girmeden önce maalesef mevcut kentlerimiz, yapılarımız ve açık alanlarımızın birçoğu öğrencinin zihinsel kütüphanesini nitelikli örneklerle dolduramaz. Bu nedenle ortalama bir mimarlık veya tasarım öğrencisi yükseköğrenimine başladığında hem tasarım kültüründen hem de onun nitelikli fiziksel örneklerinden pek azından haberdar olmaktadır.

Bu bağlamda, mimarlık ve tasarım eğitimine başlanan mekan olarak yapının içinde ne yapıldığının farkında olması gerekliliği ortaya çıkar. Bu yapı, çevresinin ve dünyadaki yerinin ve zamanının farkında, sorgulatıcı, sosyalleşmeyi destekleyen,  teknoloji olarak iddialı, mimari tavır olarak cesur olmalıdır. Her alanda farklı düşünen ve yaratıcı birey yetiştirme ihtiyacının varlığı, bireyin okuduğu disiplinin ismine bakılarak karşılanmış sayılamaz. Birey bu konuda diğer açılardan olduğu gibi mekânsal açılardan da desteklenmelidir. Mimarlik ve tasarım öğrencisinin ilk gözlemi içinde bulunduğu ve eğitim gördüğü yapı olabilmelidir.

Önerimiz, bu sorunun farkındalığı ve mekânsal çözümüne dair bir arayış üzerine odaklanır.

2/ Nereye ve neden yerleşilmeli?

Tasarım probleminin entellektüel çerçevesine paralel olarak mevcut fiziki ve donatısal şartları analiz ettiğimizde, yarışma arazisi olarak verilen alanın kampüs içindeki çok farklı şartlara sahip olan geniş bir alana yayıldığı görülmektedir. Yine de, mevcut programatik gereksinimler düşünüldüğünde yerleşilebilir olarak iki mekânsal odak öne çıkmaktadır. Bunlarin ilki teknoloji fakültesi güneyinde kalan ve kampüs sosyal alanlarından ve Bektaş yolundan görece üst kotta ve ulaşılması zor olan yamaç, ikincisi ise üzerinde mevcut durumda tenis korlarinin yerleştiği, Kınıklı mahallesinden kampüse akan yaya aksı, gölet çevresi rekreasyon alanı ve Bektaş yolu ile ilişki kurma olasılığı daha yüksek olan kuzeydeki dilimdir.

Anlaşılabileceği gibi fakülte yapısı için yerleşim alanı olarak kuzeydeki seçenek değerlendirilmiştir. Bunun nedeni, fakültenin sosyal odak olma ve sosyal mekanlarının tüm öğrencilere açma niyetinin desteklenmesidir. Güneydeki arazinin mevcut ulaşım zorluklarına ve sosyal donatılardan uzaklığına rağmen tercih edilmesinin Mimarlık ve tasarım fakültesi özelinde doğru bulunmamasının ana nedeni ise bu alana kampüs hayatının ana sosyal damarlarıyla daha mesafeli olmanın uygun olduğu, ve o damarları etkileme potansiyeli daha düşük programların için tercih edilmesi gerekliliginin kararlaştırılmasıdır. Kısmen yapının doğası gereği, kısmen ise önerimiz özelindeki yorum, mevcut programin etkileşmeye ve etkilemeye açık oldugu yönündedir ve bu nedenle Kınıklı mahallesi yaya kapısı, gölet çevresi rekreasyon alanı ve Bektaş yolu bitim noktalarının kesişimlerinde konumlandırılması tercih edilmiştir.

3/ Mimari tasarım kararları

Projenin mimari organizasyonunda bir içsel dinamik olarak stüdyo mekanına özel anlam yükleme ve yüceltme niyeti güdülmüştür. Bunun sebeplerinden biri öneri stüdyo mekanlarının öğrencilerin mümkün olduğunca çok zaman geçirecekleri, yapının geri kalanından mekânsal nitelik olarak olumlu yönde ayrıştırılmak istenmesidir. Bu ayrışmanın nedenleri, nasıllığı ve neler kazandırdığı ayrı bir bölümde incelenecektir. Bu bölüm özelinde ise, genel organizasyon şemasında yapının stüdyolar ve diğer işlevler olarak algılandığını söylemek doğru olacaktır.

Yapı üç ana bant ve bu bantların aralarındaki boşluk fikri ile, bağlama ilk cevabını vermektedir.

Bu bantların ilki, ön hatta Kınıklı kapısı yaya aksı boyunca uzanan, ve aks önünde içe doğru bükülerek davet eden ve bu bükülmenin negatifi olarak uçlarda atrium boşluğunu açarak girişiler oluşturan stüdyolardır. İkinci bant ise, daha kontrollü, alçak, kapalı ve düzenli birimlerin tekrarlandığı derslik, atölye, yani kısacası eğitim mekanlarını barındırmaktadır. Üçüncü bantta ise öğretim üyeleri ve akademisyenlerin kullanacağı odalar ve idari / yönetim birimleri bulunmaktadır. Sonuçta, Kınıklı kapısı yaya aksının canlılığına paralel uzanan stüdyolar; stüdyolar ve eğitim mekanları arasında bulunan, kuzey batı ve güney doğudaki rekreasyonel alan peyzajlarını içine alan, fakülte sosyal hayatının akışkan merkezi olan bir atriyumun şekillendiği 3 hatlı bir şema oluşturulmuştur. Yapı bantlarının çizgisel uzanımı ve bu uzanım boyunca tekrarlayan çekirdekleri oldukça net ve işlevsel bir servis alma mekanizmasını tariflemektedir. Yapının kuzey hattı boyunca sürekli tasarlanan servis yolu, kantin, atölyeler, laboratuvarlar ve diğer birimler ile doğrudan ve aynı düzlemde servis alma olasılığı sunar.

4/ Aidiyet ve yaratı alanı olarak tasarım stüdyoları

Tasarım stüdyoları önerinin en önemli ve dışavurumcu parçasıdır. Hem yapının iç yaşayışında, hem de bu yaşayışın dışa anlatılmasında en önemli rolü oynar. Aynı zamanda mekansal olarak programın geri kalanından ayrışan  bir tektonik ve taşıyıcı sistem ile projenin sembolik imgesini oluşturan ögedir. Bu ayrışma birkaç açıdan önemli ve gereklidir. İlki, stüdyo mekânsal gereksinimlerinin fiziksel olarak farklı olması,  ikincisi stüdyoları 24 saat yaşayan öğrencilere ait olan ve öğrencilerin ait hissettiği bir alan haline getirmek, üçüncüsü ise bir üretim ve yaratı sürecini kampüsün işlek yaya akışına göstermek ve onunla etkileştirmektir.

Stüdyolar temelde, taşıyıcı bir kafes içinde tekrarlayan plak birimlerinden oluşur. Bu planlar taşıyıcı kafesin yapısına göre ritmik olarak boyut değiştirirken, güneyden kuzeye doğru geriye çekilerek kademelenirler. Bu kademelenme, iç mekanda yapının atriumuna doğru uzanan ve yaratıcı faaliyetin iç mekana taştığı teraslar olarak algılanırken, güneye bakan stüdyo bandının kesitte öne doğru eğilen bir hat tarifleyerek stüdyo ön cephesinin aşırı güneş radyasyonuna maruz kalmadan şeffaf kalabilmesini sağlar. Stüdyo plaklari her iki kafes aksinda bir kez olmak üzere yükseklik değiştirerek, kafes yüksekliğine uyum sağlar ve arazi eğimine eşlik ederek alçalır.

Plakların atriuma doğru açılarak kademelenmesini ve komşu plaklar arasında kesit ilişkisini sağlayan kademe farklılıkları, farklı tasarım problemleriyle uğraşan, hatta farklı tasarım disiplinleri üzerine çalışan grupların birbirini gözlemlemesini, birbirinden öğrenmesini sağlar. Bu duyarlılık önerinin iç dinamiği olarak gerçekleşirken, aynı anda hem güney yönünde yapı önündeki geniş ve nitelikli peyzaj alanında bulunan hem de Kınıklı kapısını kullanan kampüs kullanıcıları ile de sürekli bir görsel ilişkiyi desteklemektedir. Güneydeki nitelikli peyzaj alanına bakan stüdyo plakları taşıyıcı kafesin dışına doğru konsol oluşturarak stüyoların açık mekanı olarak kullanılabilecek olan teraslar yaratılmasına olanak sağlar. Tüm bu hamleler stüdyoların kampüs ile birlikte ve birbirlerini besleyerek yaşamalarını sağlar.

Stüdyoların iç mekanında plan düzleminde bulunan ayırıcı paneller gerektiği takdirde kullanılarak stüdyoyu tekil olarak yapı genelinden ses ve görsel açıdan izole edebilir. Stüdyo plaklarının değişken alanları ve nitelikleri işlenecek tasarım derslerinin çeşitli fiziksel gereksinimlerine ve değişken öğrenci sayısına cevap verebilmektedir.

Stüdyolar zeminden koparılmış döşeme plakları olarak organize edilirken yapının zemindeki geçirgenliğinin korunması isteği, ayrışma ve simgeleşme fikrinin desteklenmesi ve kesitteki kaymaların görsel ilişkileri kesmeden gerçekleştirilebilmeleri için stüdyoların farklı bir strüktürel sisteme sahip olmaları gerektiği kararına varılmıştır. Bu sistem 3 kotta organize olan stüdyo plaklarını taşıyan ve iki etap için iki strüktür olarak bağımsız; fakat görsel olarak sürekli olan büyük bir kafes sistemidir. Bu sistem zeminde düğüm noktalarında tekrarlayan kolonlarca taşınanarak zemin kotunu büyük oranda şeffaf ve boş bırakmaktadır. Stüdyolar bandının planda ve kesitteki bükülmesi, plakların komşu stüdyolar arası görsel ilişkiyi maksimize etmek için farklı kotlara yerleştirilmesi ve plakların kesitte öne doğru eğilen bir hareket izleyerek stüdyoların güney batı güneşinden korunmasını gibi bir grup mimari hamleyi yapılmasına yardımcı olur. Bunlarla birlikte hem iç hem dış mekanda son derece çarpıcı bir mimari imge, öğrenciler için nitelikli bir teknik gözlem imkanı ve ulaşılabilir bir zemin kotu ortaya koyar.

Stüdyoların dolaşım şeması iç mekanda algılatılmak istenen dinamizm ve etkileşim ortamını destekleyecek biçimde, atriyum kenarında birbiriyle ilişkili kotları bağlayan merdiven sistemleri ile çözülmüştür. İki stüdyo plağının birbirine bağlandığı veya merdiven sahanlıklarının kesiştiği noktalar düğüm noktaları olarak değerlendirilmiş ve her düğüm noktasından 4 veya 5 stüdyo plağına ulaşım öngörülmüştür. Bu noktalarda derslik / öğretim görevlisi bantlarına bağlantı köprüleri sistematik olarak oluşturulmuştur. Köprü konumları stüdyo plak büyüklüğüne göre dağılımında homojenlik yoğunluk sağlayacak şekile seçilmiştir.

Sarı hat ile vurgulanan sistem ise 1. etap kısmında iki defa, 2. etap kısmında ise 1 defa olmak üzere toplam 3 kez yapı zemin düzlemi ile temas eden ve her plak grubunun hem birbirleri hem de zemin ile ilişkili olmasını sağlayan yatay ve sürekli bir dolaşım ağıdır.

5/ Açık alanlar ve kampüs dokusuna eklemlenme

Öneri ana yerleşim ve tektonik biçimlenme kararlarının ilk girdisi mevcut açık alanları ve yaya akslarının incelenmesi olmuştur. Şartnamede de vurgulanan Bektaş yolunun tanımsız sonlanışı değinilmesi gereken bir nokta olarak görülmüş, Kınıklı kapısı girişinden Bektaş yoluna kadar olan öğrenci yaya trafiği ise bu aksın güçlendirip tamamlanarak önerinin temel biçimlenme fikirlerinin altyapısını oluşturmuştur. Bektaş yolunun devamı olarak kurgulanan sert zemin hattı doku olarak bitişik sert zeminlerden ayrışarak mevcut Kınıklı kapısı – Bektaş yolu aksından içeriye dalgalanıp hareketlenir ve fakülte kantinine ve şeffaf zemin kotuna doğru yönlenme sağlar. Yapı güney-doğu ve güney-batı yüzlerinde ise stüdyo kafesinin yaptığını bükülme hamlesi ile atriumunu peyzaja doğru açar ve göletin kuzeyine doğru genişletilen rekreasyon alanını içine alır. Kuzey batıda ise atriyum nispeten daha hafif de olsa yine genişleyerek peyzaja açılmakta, peyzaj mimarlığı için çalışma alanları, arboretum ve Lınıklı girişine yakın yeşil alanları desteklemektedir.

Önerinin zemin kotu esasında birbirleriyle bir amfi vasıtasıyla ilişkilenen 2 düzlemden oluşur. Kantin, kulüp odaları, Amfi, fotokopi ve kırtasiyenin organize edildiği -4.00 kotu, kınıklı  aksı girişiyle aynı düzlemdedir. Kantin dış mekana açılıp Kınıklı aksına doğru geniş peyzaj alanlarını beslerken diğer fonksiyonlar kendi içlerine kıvrılarak iç mekandaki sosyal odağı kurgularlar. 0.00 kotu ise Bektaş yolu sürekliliği ve gölet kuzeyindeki rekreasyon alanlarından gelen akışı karşılayarak hem iç hem dış mekana uzanan yayvan bir kademelenme ile -4.00 kotundaki sosyal düzlem ile buluşur.

6/ Etaplama stratejisi

Önerinin ana fikrinde her bant işlev ve bağlama göre biçimlense de çizgisel gelişimli olarak kuzey batı-güney doğu boyunca uzamaktadır. Bu genel yaklaşım, etaplamayı oldukça uygulanabilir ve işlevsel kurgulama fırsatı sunar. Öneri ilk etabında tüm kritik faaliyetlerini sürdürecek mekânsal ve donatısal niteliklere bürünmüş olmakta, kısacası ilk etabın başarısı ikinci etabın varlığına tabi olmamaktadır. Yine de 2. etabın eklenmesiyle yapı hacim ve mekânsal güç kazanırken, estetik ve kampüse sosyal eklemlenme niteliği olarak daha üst bir noktaya çıkmalıdır. İlk etap yapının temel işleyişinin sağlayabilmesini mümkün kılan tüm sosyal ve fiziksel unsurları barındırmakta, ikinci etap ise ek sergi alanları, iç mekan da geniş ve serbest zemin hacimleri ve ek derslik stüdyo, lab ve atölye hacimleri barındırmaktadır.

Strüktürel açıdan eğitim görevlileri ve akademisyen / idari bantlar konvansiyonel betonarme aks sistemiyle taşınmaktadır ve 2. Etap  dilatasyon noktasından sonra eklemlenmektedir. Stüdyo kafes yapısı ise çizgisel ve tektonik olarak sürekli fakat strüktürel olarak bağımsız olarak uzanıma eklenir. İkinci etap birinci etaptaki plan eğriselliğini sürdürerek Bektaş yolu girişini karşılayan atriumu uzatarak batıda arboretum ve yoğun ağaçlıklı bir alana açılımını sağlar. Yapı atriyumu, bir ucunda kampüsün sosyal düğüm noktasına, diğer ucunde ise geniş ve yoğun ağaçlıklı arboretuma açılmaktadır. Bu açılış alanına Kınıklı mahallesi yaya girişinden doğrudan kuzeye hareket edilerek de ulaşılabilmektedir.

7/ İklimsel önlemler

Önerinin mevcut iklimsel koşullara tepkisi ve önlemleri çok boyutlu olmakla birlikte, temelde 2 ana başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar stüdyo kafesi/ döşemeleri tasarımı ve bütünleştirici çatıdır.

Yapının güney cephesinde konumlandırılan stüdyoların önlerinde bulunan Kınıklı kapısı aksı ile görsel ilişkiyi maksimize etme adına olabildiğince şeffaf tasarlanması gerekmektedir. Bu şeffaflık güneş parlaması (glare) ve radyasyonla aşırı ısı kazanımı riskleri doğurmaktadır. Bu tehlikenin önüne geçmek için stüdyo planları kademeli biçimde kesitte kaydırılarak kafes kütlesinin öne eğilmesi sağlanmaktadır. Bu şekilde yapı, yaz ve bahar mevsimlerinde dik açıyla gelecek güneş ışınlarından korunacaktır. Yapı cephesi üzerinde yapılan analiz bu önlemin olumlu etkisini ortaya koymaktadır.

Yapının tümünü örten; bantları ve atriumları kapatan çatı ise hafif, şeffaf fakat güneşe karşı etkin koruma sağlayacak biçimde tasarlanmıştır. Derin ve ince süreklilik arz eden kirişlerden oluşan çatı yalnızca derslik/atölye bandı ve stüdyolar arasında atriyumu iklimsel olarak kapatır.  Bu kapatma, çatının kuzey ve güney kenarlarında yapı bitim noktasından 1.5 mt yükseğe oturarak, ızgalarlar yoluyla atriyumda biriken sıcak havanın dışarı çekilmesini sağlayacak biçimde gerçekleştirilmiştir. Çatı, eğitim birimleri ve öğretim görevlileri / idari bandı üzerinde ise sadece gölgeleme yapacak biçimde güneş kırıcı olarak davranmakta, tektonik bütünlüğü desteklerken aynı zamanda  yapının ısı yükünü azaltmaktadır.

Etiketler

Bir yanıt yazın