2. Ödül (Turgut Uyar Mezarı), İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması

2. Ödül (Turgut Uyar Mezarı), İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması

PROJE RAPORU

Yaşam öyküsüne bakıldığı zaman Turgut Uyar’ın, ailevi bazı sebepler yüzünden askeri eğitim almış fakat askeri düzende yaşamaya uyum sağlamayı reddetmiş bir edebiyatçı olduğu anlaşılmaktadır. Kurallara, oturtulmuş düzene bağlanmayı reddetmesi, özel hayatında ve kariyerinde olduğu gibi Uyar’ın edebiyata yaklaşımında da görülebilmektedir. Yaşadığı dönemde ortaya çıkmaya başlayan, şiirin, “anlam” üzerine ve belirli dil bilgisi kuralları ile yazılması gerektiğine karşı çıkan yaklaşım Uyar’ın şiirlerinde ve kendine özgün dilinde de hissedilmektedir. Turgut Uyar şiirlerini okuyucunun hayal gücüne bırakmayı ve anlamdan ziyade duyguyu paylaşmayı tercih etmiş bir şairdir. Mezarının tasarımının ana fikri de bu kapsamda ele alınmıştır.

Şiirde geleneksel kuralları aşmak gerektiği fikri üzerine Uyar’ın mezarının da geleneksel, alışılagelmiş mezar formunu aşması gerektiği düşünülmüştür. Buradan hareketle, geleneksel dikdörtgen prizma mezar kütlesi ve bir baş taşı fikrinden çıkılıp sıradanlıktan uzak bir mezar tasarlanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu noktada, Uyar’ın çeşitli zorluklarla büyümesine, istemediği yönde eğitim almak durumunda kalmasına rağmen kendi düşünceleri doğrultusunda, bir şeyleri sıfırdan inşa etmiş olması tasarımın şekillenmesinde ilham kaynağı olmuştur. Yani şiir hakkında yerleşik, katılaşmış düşünceleri kırıp, şiirin özgürleşmesi gerektiğini düşünerek bu doğrultuda eserler üretmiş ve bu yolda ilerleyerek edebiyat dünyasının en önemli isimleri arasına girmiştir. Bunun ötesinde eserleri ile birçok insana ilham kaynağı olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Bu gerçeklikten alınan ilham ile mevcut mezarın bulunduğu parselin doğusunda, zemin kotundan başlayarak yükselen ve istinat duvarı ile sonuçlanan bir duvar fikri ortaya çıkmıştır.

Tasarlanacak mezarın sıra dışı özellikleri olan bir arazide olması da bahsedilen kavramsal fikri güçlendiren bir girdi olmuştur. Fikir, arazinin eğimini kullanarak ve bu eğimle birlikte yükselerek yine eğimin gerektirdiği bir nihayete ulaşmaktadır. Bu durum da bir noktada, sert kuralların içinde büyüyüp belki de kuralları aşmanın gerekliliğini bu sayede anlamış Uyar’ın hayat öyküsü ile kesişmektedir. Mezarın sınırlarını tanımlayan duvarın yükselerek ulaştığı parselin kuzeyindeki istinat duvarı da yükselişi vurgulamak amacı ile mevcut durumundan biraz daha yükseltilmiş ve arazi ile hem görsel hem de strüktürel açıdan uyumu sağlamak için eğimli hale getirilmiş, bu duvarın üzerine suluk oyularak hareket tamamlanmıştır.

Anlatılan şekilde ortaya çıkan tasarım fikrini güçlendirmek için ayrıca, mezarda alışılmış bir baş taşı oluşturmak yerine Turgut Uyar’ın özgür zihnini temsilen baş taşı olarak bir ağaç kullanılmıştır. Bu sebeple, istinat duvarı, şekli ve konumu ile mezarın en iyi şekilde görünen ve en geniş yüzeyini oluşturduğu için şairin ismi, tarihler ve bunların yanı sıra Uyar’ın “İyimser Bir Sonuç” şiirinden alınan bir kısım bu duvara, oyularak yazılmıştır.

Kullanılan malzemeler de ana tasarım fikrinin getirisi olarak ortaya çıkmıştır. Mezarı oluşturan betonarme duvarların bitişi de brüt beton olarak kurgulanmıştır. Baş taşı olan ağaç seçilirken ise kök yapısı ve büyüme kapasitesi göz önünde bulundurularak bir “ağaççık” olması gerektiği sonucuna varılmıştır. Literatürde “çalı” ya da “ağaççık” türü olarak geçen ve fiziksel yapısı ile dikkat çeken oya ağacı seçilmiştir. Ayrıca oya ağacının İstanbul ikliminde, Turgut Uyar’ın doğduğu ay olan ağustos ayında çiçek açması da bu seçimde etkili olmuştur. Mezarın duvarlarla çevrili iç kısmında ise oya ağacının etrafının çakıl taşları ile kaplanması tasarlanmıştır.
Özetlemek gerekirse bu tasarım, Turgut Uyar’ın hayatı ve eserlerinden alınan ilham doğrultusunda şekillenerek, ziyaretçilere buranın mezar olduğunu anlatmakla yetinmek yerine onların hayal güçlerine ve duygularına dokunmayı amaçlamaktadır.

Jüri Raporundan;
Şiirde geleneksel kuralları aşmak gerektiği düşüncesini savunan bir şairin, sıradanlığı reddeden, kültürel veya geleneksel referansların dışına çıkan çağdaş ve yenilikçi bir tavırla temsil edilmesi gerektiği fikrinden hareket eden tasarım, özgün ve etkileyici bir anma mekânı önerisidir. Turgut Uyar’ın yaşamının iniş-çıkışlarından, karşılaştığı zorlukları aşma çabasından ilham alan tektonik kurgu, kendi geometrisiyle çevresindeki diğer mezarlardan ayrılan, bununla birlikte gerek formu, gerekse malzemesiyle araziye doğal bir taş gibi yerleşerek, çevresiyle uyumlu bir bütün oluşturmayı başaran bir çekim noktası gibidir. Arazinin eğimiyle birlikte hareket etme kararı, “yer”in verilerini dikkate alan ve aynı zamanda tasarım lehine çeviren tavrıyla jürinin takdirini kazanmıştır. Mezarı iki yandan saran irrasyonel kırıklı hattın dinamik etkisi, tasarıma dahil edilen istinat duvarının rasyonel, durağan kütlesiyle dengelenmiş, baş taşı yerine önerilen ağaçla kavramsal çerçeve güçlendirilmiştir. İfadesi güçlü bu tasarım, âdeta mezarı kucaklayan, aynı zamanda hem açık hem kapalı, hem görünür hem gizli olmayı başaran, mezarla birlikte ziyaretçiyi de sarmalayan özgün ve nitelikli bir mekân önerisi olarak ödüle değer bulunmuştur.

Etiketler

Bir yanıt yazın