1. Ödül, SteelPRO 2020 Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması

1. Ödül, SteelPRO 2020 Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması

SCOTIA

Marmara Denizi’nde su hareketleri sonucu gelişen ekolojik olaylar çeşitli dönemlerde bu bölgelerde yerleşim faaliyetlerine olanak sağlamıştır. İstanbul’un doğu kıyılarında gelişen bu iskan faaliyetleri sonucu kıyı şeridinde kalıcı yerleşim alanları oluşmuştur. Kartal (Kartalimen) ilçesi kıyılarında bulunan Dragos Antik Kenti’nde yapılan çalışmalar sonucu 5 ve 6. yüzyıla dair arkeolojik kalıntılara ulaşılmış olup bölgede üç farklı yapı kalıntısı bulunmuştur. Çalışmaların tamamlandığı kazı alanlarında bir tanesi hamam yapısı olup diğer tamamlanan kazı alanındaki yapının yerleşim birimi olduğu öngörülmüştür. Kilise olarak tanımlanan kazı alanında ise çalışmalar henüz tamamlanmamıştır. Bölgenin farklı alanlarında yeni kazı alanları potansiyeli barındırdığı düşünülmektedir.

Kazı alanının mevcut yapısı düşünüldüğünde uzun süredir duran çalışmalar bu kültürel etkileşim alanını kentin aktörlerinden birisi olmaktan çıkarmış olup, kentte yaşayanların bu bölgeye olan erişimini kısıtlamıştır. Kente dair birçok arketipi içinde barındıran bu alan seçilirken; çeliğin temel özelliklerinin kente dair bir alanda kent ile bütünleşecek şekilde aktarılmasına olanak sağlayacağı düşünülmüştür. Scotia bir örtü olarak koruma işlevinin yanı sıra kentin zamanla birbirinden kopmuş ara kesitlerini ilişkilendirmeyi hedeflemiştir. Bu ilişkiyi günümüzde ve gelecekte sürdürülebilir bir şekilde sağlamak adına çelik malzemenin parçalanıp bir araya gelme, eklemlenebilme ve yeniden kullanılabilme gibi temel özelliklerini referans alarak bir strateji sunulmuştur.

Kentsel Etkileşim Alanı Olarak Dragos

Proje kapsamında tasarlanan örtünün oluşturacağı mekansal konfigürasyonların kent bağlamında düşünülüp bölgenin kente dahil edilmesini amaçlamıştır. Bunun yanı sıra bu alanın kamusal öğrenme ve deneyimleme mekanı olarak kurgulanması bölgenin kültürel etkileşim alanı olarak kullanılmasına da olanak sağlayacaktır. Çeşitli fonksiyonlar üzerinde kurgulanan senaryoda faaliyetlerin sürdürülebilir olması ve kullanıcıların farklı zamanlarda farklı fonksiyonları deneyimleyebildiği sosyo-kültürel mekan algısı hedeflenmiştir. Arkeolojik kazı alanında ve yakın çevresinde çeşitli karşılaşma mekanları oluşturularak kültürel etkileşimin yanında sosyal etkileşim sağlanarak geçmiş ve günümüz ilişkisinin bu deneyimler üzerinden yorumlanması ve kültürel geçmiş ile sosyal yaşam arasında yeniden kurulacak bağlara olanak sağlaması amaçlanmıştır.

Arkeolojik Alanda Örtü Tasarlamak

Arkeolojik kazı alanında tasarlanacak örtüde öncelikli amaç koruma olması önemsenirken arkeolojik alan ve çevresinin peyzajına uyum sağlayıp arkeolojik alanın özelliklerini öne çıkaracak şekilde bir tasarım programı oluşturulmuştur. Dragos antik kentinde kurgulanan koruma örtüsü programında çalışmalarının tamamlandığı konut ve hamam yapısını bulunduğu kazı alanlarının korunmasına karar verilmiştir. Öncelikle kazı alanına en az temas sağlanacak ve kazı alanlarının antik plan kurgusuna müdahale etmeyecek şekilde yükseltilmiş platform ile sirkülasyon sağlanmıştır. Kazı alanlarının geniş açıklıklar oluşturması ve çeşitli mekan konfigürasyonları kurgulanması sebebiyle tasarlanan örtü farklı yüksekliklerde 7 parçadan oluşturulmuştur. Sonrasında örtüye etkileyecek rüzgar yükleri, yağmur suyu aktarımı, mekansal tasarım fonksiyonları göz önüne alınarak farklı yükseklikteki örtüler çeşitli konkav ve konveks geometrilerle ilişkilendirilip üst üst gelme

Etiketler

Bir yanıt yazın