1. Ödül, ODTÜ Teknokent Kentsel Tasarım Fikir Projesi Davetli Yarışması

Mimari Proje Raporu:

Projenin amacı üst ölçekte teknokent alanı ile mevcut ODTÜ yerleşkesi, alt ölçekte mevcut teknokent binalarının birbirleriyle ve çevresiyle olan mekansal ilişilerini aktive eden stratejiler önermektir. Günümüzde ODTÜ teknokent binaları üst kalitede mekansal deneyimler ve güçlü plastik etkiler sunarken, birlikte kaliteli bir kentsel mekan ve canlı bir açık alan yaşamı önerememektedir.

Bu sebeple uygulanan stratejilerin ana amacı mevcut yapı strüktürünün parçalarının birbirleriyle ve yakın çevreleriyle anlamlı ilişkiler kurmasını sağlayarak kaliteli bir yapı açık alan bütününe ulaşmaktır. Bu amaçla bölgesel ölçekte ODTÜ yerleşkesini, öğretim üyesi lojmanlarını, metro yaklaşımlarını teknokent alanın bağlayan yolların alanda güçlü karşılıklar bulması önerilmiştir. Kentsel ölçekte ise farklı mekansal düzenlemelerle mevcut yapıların kullanıcılarının birbiriyle daha sık ve daha güçlü etkileşime girmelerini sağlayacak ve bu şekilde mevcut yapıların birlikteliklerini anlamlı kılacak mekanlar tasarlanmıştır. Ekolojik ve sürdürülebilir çevre değerlerini gözeten, sosyal ve kültürel kullanımlarla zenginleştirilmiş bir kampüsü yaşamı senaryosu ortaya koymak amaçlanmıştır.

Bu amaçlarla;

Araç – yaya stratejisi

Alanın mevcut araç giriş noktaları korunmuştur. Güneyde planlanan girişin ise açılarak işlev kazanması önerilmiştir. Bu sayede iş geliş-gidiş saatlerde alanın kuzey girişinde oluşan yoğunluğun bir miktar azalarak güney girİşiyle paylaşılması önerilmiştir. ODTÜ nün yaya öncelikli yaşam vurgusuna uygun olarak Teknokent yapıları arasında kalan mevcut yollar iptal edilmiş ve mevcut yapıların araları tümüyle yayalaştırılmıştır. İptal edilen yolların işlevini yapıların etrafından dolanan sevis yolu devralmış, bu yola takılan rampalardan inilen yer altı otoparkı alanın büyük bir kesimini kaplayan açık otoparkların ortadan kalkmasını sağlamıştır. Bu sayede mevcut yapılar arasında yukarıda sözü edilen amaçları gerçekleştirme adına potansiyel bir yüzey elde edilmiştir. Bu alan raporun kalan kısımlarında teknokent açık alanı olarak ifade edilecektir.

Teknokent açık alanı ve Teknokent Tepesi stratejisi (A ve C alanları)

Bu alanın tasarımındaki amaç mevcut yapılarla peyzajı birbirne kaynaştıran (merge), mimari ve peyzaj tasarımını birleştiren bir sistem önerisidir. Bu amaçla alan, iki boyutlu bir peysajdan çok üç boyutlu yer yer hacimleşen bir mekan olarak kurgulanmıştır. Bu amaçın uygulanması için ise alanın kuzey ve güneyinde farklı nitelikte iki meydan ve onları birbirine farklı mekan deneyimleriyle bağlayan bir omurga önerilmiştir.

Omurganın kuzey başlangıç noktasını, ODTÜ Teknoloji Müzesi ve onun güneyinde tasarlanan göletin oğal peyzajının aktığı gömük yeşil meydan tanımlar. Meydandaki hayat, ODTÜ peyzajı ve ağaç gölgeleri altında, göl aynası ve doğal sazlık manzarası ile canlı ve alternatif bir deneyimdir. Bu meydan çevresini saran rekreasyona dair programlarla beslenir. Alanın mevcut yapılardan daha alt kotta oluşu sayesinde, kullanıcılar çalışma alanlarından soyutlanarak yeşil ile direk ilişki içerisine girerler.

Omurganın güney başlangış noktasını ise ODTÜ hafızasını oluşturan yapay tepe ve yakın çevresi oluşturur. Tepeye bir kama gibi saplanan iki heykel duvar bir yandan kullanıcıların ODTÜ için bir bakı terası olan bu tepeye ulaşmalarını sağlarken, bir yandan da arkalarındaki mekanlarla ODTÜ tarihi müzesini barındırır ve ODTÜ teknoloji müzesine bir göndermeyle alanın güney nirengi noktasını oluşturur. Duvarların üç doyutlu heykelsi etkisiyle tanımlanan aks, kullanıcıları ana yaya omurgasına ulaşan meydana bağlar. Güney meydanın zemini farklı aktivitelere olanak sağlaması amacıyla kuzey meydanına göre daha yapısaldır. Alandaki mevcut kavaklar korunmuş, formları sayesinde meydanın boşluk-doluluk dengesini sağlamalarının yanında, sonbahar renkleriyle izleyenlere etkileyici peyzaj görüntüleri sağlamaları hedeflenmiştir. Yaz aylarında ise yapraklarının kendisine has yapısıyla ortaya çıkardığı seslerle meydana akustik bir etki sunacakları düşünülmektedir. Güney meydanının, ODTÜ Teknokent Merkez binasının tanımladığı ve kullanıcıları ODTÜ yerleşkesine bağlayan aks ile lojmanlardan ve spor salonundan gelen aksında buluştuğu alan olması sebebiyle yoğun kullanıcılı bir mekan olması beklenmektedir. Bu meydanın batısından yer alan toprak altına mekanlar bir yandan alanı programatik olarak beslerken bir yandan da kulllanıcıların ODTÜ tarihi mizesine gidişini tanımlayan bir yüzey oluşturmuştur.

Bu iki önemli meydanı birbirine ana yaya omurgası bağlar. İki ucundan iki meydanla güçlü bir şekilde beslenen bu aks,Teknokent yapılarındaki kullanıcılar için açık, yarı açık ve kapalı mekanlar sunan bir etkileşim aksıdır. Alanın güneyden kuzeye alçalan topgrafyasıyla uyumulu omurga kimi zaman gömülerek, kimi zaman zeminle aynı kotta kimi zaman kottan kurtularak farklı hacimler ve mekansal örgütlenmeler önerir. Gömüldüğü anlarda sağında ve solunda oluşan mekanlar omurgayı programatik olarak besler ve her daim canlı olmasını sağlar.

Omurganın en önemli destekleyici elemanı, üç boyutlu etkisini sağlayan ve alanın teknoloji ve arge ruhuna atıfta bulunan omurga kanopisidir. Hafif ve yüzen bir strüktir olan kanopi şeffaf kapalılıklar, yerden yükseltilmiş hacimler ile aydınlık ve zengin mekanlar yaratır. Disiplinlerarası ilişki ve etkileşimi destekleyecek bu mekansal yapı, birden çok kullanıcı tipinin paylaştığı, mekan kullanımının daha efektif olduğu, iş, akademik, sosyal ve kültürel karşılaşma, etkileşim ve ortaklıkların ortamı haline gelecek sosyal bir merkezdir. Kanopinin üçgen yırtıklarının bazıları boşalarak güneşi alt kotlara alırken, bir kısmı ise fotovoltaik panellerle ana yaya omurgasının enerji ihtiyacını karşılar ve altındaki kullanıcılar için gölge alanlar sunar. Fotovoltaik paneller alanın güneyine doğru çözülerek gölgeleme elemanlarına dönüşürler ve güney meydanın referensları haline gelirler. Kanopi geceleri aydınlatılarak tüm Teknokent çevresi için bir referans oluşturur.

Tüm bu sistem engelsiz bir çevre için evrensel tasarım ilkelerini, sürdürülebilir bir gelişme için ekolojik yaklaşımın gereklerini, tasarım sürecinin doğal girdileri olarak kabul eder.

Ana yaya omurgası ile servis yolu arasındaki peyzaj yapısaldan bitkisele doğru çözülür. Tasarımın tümünde yoğun çim alan kullanımından kaçınılmış, çayır ve doğal bitki örtüsü kullanımı arttırılmıştır. Teknokent Yapılarının omurgaya bakan yüzlerinde daha yoğun kullanılan ağaçlar, teknokent yapıları ile omurga arasında alternatif toplanma alanları oluşturmuştur.

Teknokent Parkı stratejisi

ODTÜ yerleşkesinin yıllar içinde biriktirmiş olduğu peyzaj karakteri ve buna bağlı gelişen kültürü (kültürel peyzaj) oldukça baskın ve özgündür. Peyzajın bağlamla kurmuş olduğu bu özgünlük tasarımın çıkış yolunu oluşturmuştur. Bu alanın teknokent binaları ile komşuluğu iki taraflı bir potansiyel olarak kabul edilmiş , formlar kırdan gelen mülkiyetin mimari dile dönüştürülmesi şeklinde vücut bulmuştur. Yeni peyzaj anlayışında esinlenilen kırın özgün bitki dokusu yaşam alanlarının içlerine kadar sokulmuştur. Yapıların ön cephelerinde daha baskın olan yapısal peyzaj düzenlemesi arka cephelerde yerini yeşil tonlarının hâkimiyetine bırakmakta, daha sonrasında doğal peyzajın içinde bütünüyle çözülmektedir.

Alandaki doğal sazlık ve bitki dokusu aynen korunmuş ve bu çayır bitkilerinin yanı sıra İç Anadolu’nun doğal bitki örtüsünde yer alan ağaç, çalı ve yer örtücü bitkiler kullanılmıştır.

Bugün için sazlık alan olarak tanımlanan bölgenin topografik avantajları kullanılarak bu bölgede yağmur sularının toplanmasına imkân tanıyacak biyolojik bir gölet tasarlanmıştır. Proje alanında kapsamlı bir drenaj hattı oluşturularak yağmur sularının sözü edilen gölette toplanması hedeflenmiştir. Yeşil alanların sulama ihtiyacının büyük kısmının bu göletten sağlanması düşünülmüştür. Göletin su seviyesi mevsimsel özelliklere bağlı olarak yıl içerisinde değişkenlik gösterecek, böylece gölet yatağında mevsimlere bağlı olarak çok zengin peyzaj görüntüleri oluşacaktır. Gölet alanının çevresinde mevcut kırsal peyzaj dokusu bütünüyle korunarak geliştirilecektir. Göletin yakın çevresinde su seviyesinin değişkenliği ve sulak alan karakterinin zenginliği korunurken, yapılara yaklaştıkça yoğun bir ağaçlandırma ile güçlü koruluk karakteri sağlanacaktır. Yapıların yakın çevresinde yer alacak bu koruluk alanlar aynı zamanda yakın çevrede çalışacak olan kişilerin oturma , dinlenme, gezinti ihtiyaçlarını da karşılamış olacaktır.

Bu alandaki yapısal tek elemanın, alanın kendi içindeki ve çevresiyel olan bağlantılarını kuran çelik yürüyüş yolları ve köprüler sistemidir. Kuzeydeki ODTÜ TEKNOLOJİ MÜZESİNİ güneydeki ODTÜ müzesine bağlayan bu ağ sayesinde kullanıcıya ODTÜ peyzajı içinde ODTÜ hakkında bilgi edinme fırsatı sunulur. Bu dolaşım sistemi etrafa attığı kollarla alanı kullanımı arttırılmıştır. Sistem en baskın kolu kotla birlikte çözülerek gölete akan kuzey meydanına atar. Bu kol ve üzerindeki aktiviteler yeşil meydanın kullanımına çeşitlilik sunarlar. Tüm bu dolaşım sistemi peyzaj zeminine çelik ayaklarla oturarak mevcut bitki sürekliliğini kesmez.Yapısal peyzajda doğal malzemeler kullanılmış, konstrüksiyonlarında beton temelden mümkün olduğunca kaçınılmıştır. Renk seçiminde toprak rengine yakın tonlar tercih edilmiştir

Teknokent Ormanı stratejisi

Ormanlık alan vasfında olan bu alan teknokent kullanıcıları için bir rekreasyon alanıdır. Kullanıcılar bu alanda tasarlanan yürüyüş yolları ile doğa ile bütünleşir. Alanın genelinde çeperlede kurulan bisiklet ve koşu parkuruda bu alana kuzey ve güneyde katılarak deneyimin zenginleşmesine katkıda bulunur.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın