Yüzyıllık Sefamız: Yazlıklar

4 Eylül Perşembe günü heyecanla beklediğimiz, SALT Beyoğlu'nda düzenlenen "Yazlık: Şehirlinin Kolonisi" sergisinin basın açılışındaydık.

Arşiv ve araştırma çalışmaları Meriç Öner yürütücülüğündeki SALT Araştırma grubu, saha araştırmaları WHATABOUT, sergi tasarımı PATTU tarafından yapılan ve Kalebodur sponsorluğunda düzenlenen, Yazlık: Şehirlinin Kolonisi” sergisi Türkiye’deki yazlık kültürünün mimari, hukuksal ve kentsel tarihi üzerine ayrıntılı bir çalışmanın ürünü.

Yazlığın mekansal kültürü ve tarihi aslında, araştırma ekibinin de önerdiği üzere, 80’lerden sonra tanık olduğumuz Türkiye’nin kıyı şeridindeki betonlaşma ve “yılda taş çatlasa 3 ay kullanımda olan” “şehirli evleri”nden daha eski ve karmaşık. SALT bu mekansal kültürün tarihini 19.yy’daki Osmanlı İstanbulu ve Marmarasının sayfiyeleri ile bağdaştırarak anlatmaya başlıyor. Nitekim serginin SALT Beyoğlu’nun en üst katından aşağıya doğru düzenlenmiş kurgusunda da ilk karşınıza çıkan 19.yy’dan belgeler eşliğinde bu İstanbul boğaz kıyıları sayfiye/yazlık mekanlarına bir giriş aslında.

Alt katlara doğru indikçe, 1930’lardaki bireysel girişimlerden, 1950’lerdeki kooperatifleşme ve toplu konut şeklinde orta sınıfın ihtiyaçlarına hitap eden kıyıda “kentli şehirleşmesi” ve 1980’lerden sonraki ülke kıyılarının yap-sat müteahhitlerinin tahakkümüne ve insafına bırakılan dönemleri izleyebiliyorsunuz. Sergi son olarak, mimarlık öğrencilerinin araştırmanın çıktıları sayılabilecek eleştirel çalışmaları ile son buluyor.

Kuru kuruya bir arşiv araştırması olmaktan çok daha fazlası var sergide. 1970’lerdeki Ar-tur, Aktur, Demir Tatil Köyü gibi tutkulu mimari örneklerden, Ahsen Yapanar’ın 1939 tarihli Yüzer Ev’i gibi deneysel çalışmaları, yazlık evlere has mobilyalar, maketler, video söyleşiler, haritalar ve dönemsel kaynaklar sayesinde birçok farklı yönüyle “Yazlık” olgusunu deneyimleyebiliyorsunuz. Her saat yeni bir bölümünü izleyebileceğiniz 1993 tarihli, hafızalarımızda yer etmiş Yazlıkçılar dizisi gösterimi de cabası… Ancak belki de en önemlisi, sergi, önerdiği bir asırdan uzun tarihsel dönemde üretilen onca esere rağmen mimarlık tarihi yazını ve teorisinde biraz kenarda köşede bırakılmış bu olgu hakkında yeni tartışmalara önayak olabilecek bir çalışma sunuyor. Zaten önümüzdeki haftalarda tam da bu amaçla sergide sunulan konular, “Kıyı”, “Ev” ve “Hafif” başlıklı konuşma programları ile SALT Yorumlama’nın hazırladığı atölyelerde detaylı olarak ele alınacak.

5 Eylül-16 Kasım 2014 arasında görebileceğiniz bu sergiyi kaçırmamanızı tavsiye ederiz!

Etiketler

Bir yanıt yazın