“Yozgat, Yarışma Bilinci Çok Yüksek Bir Anadolu Kenti”

29 Mayıs 2011 tarihinde sonuçlanan Yozgat İl Genel Meclisi - İl Özel İdare Binası ve AVM Proje Yarışması Kolokyumu, 20 Haziran 2011'de Yozgat'ta gerçekleştirildi.

Jüri üyelerinden Çiğdem Belgin Dikmen, Şükrü Ünal, Öner Olcay, Yakup Hazan, Ercan Çoban, Fuat Köksal ve Kıvanç Kibar’ın katılımıyla gerçekleşen kolokyum, Jüri Başkanı Yurdanur Sepkin’in genel değerlendirme yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Yozgat İl Özel İdaresi’ne bu yarışma süreci için teşekkür eden Sepkin, proje arsasının zorluğundan, büyük bir kot farkı olduğundan, kentteki konumundan ve yarışma programının ağır oluşundan bahsetti. “Birbiriyle hem ilişkili hem ilişkisiz, farklı ama aynı arsada bir arada olmak zorunluluğu olan işlevlerden oluşan program gerçekten zordu,” diyen Sepkin, yarışmaya katılımın az olduğunu da üzülerek belirtti. Jürinin değerlendirme kriterlerini okuyan jüri başkanı, projeleri tartışırken estetik değerler ve kent plastiği, kent silueti, arazi kullanımı, genel yerleşim ve arsa içerisindeki yapı dağılımı, yaya ve servis çözümü ve farklı kullanımların ilişkisi konularını göz önünde bulundurduklarını belirtti.

Mimar Yakup Hazan da konuşmasına valiye ve yarışmanın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek başladı. 1940’larda Yozgat’ta spor tesisi için bir yarışma yapıldığını anlatan Hazan, Yozgat’ın yarışma bilincinin ilk başladığı şehirlerden biri olduğunu söyleyerek, diğer Anadolu kentlerinde pek görülmeyen bu durumun çok olumlu bir şey olduğunun altını çizdi. “Yarışma arsası gerçekten çok özel,” diyen mimar, yarışmaların mimarların özgürlük alanı olduğunu, şartnamede verilenleri çözmenin yetmediğini, üzerine ne koyulabileceğinin önemli olduğunu belirtti. Hazan’a göre, yarışmalar sadece bir proje elde etme yöntemi değil, aynı zamanda yenilikçi projelerin ortaya çıktığı ve mimarlık ortamını besleyen bir araç olarak görülmeli.


Yarışma jürisi

Yakup Hazan’dan sonra sözü alan mimar Ercan Çoban, yarışma camiasında asıl zorluğun yarışmadan sonra, projenin uygulanması konusunda başladığını söyledi. “Arsa hakikaten çok zor, ama yeri bir o kadar da güzel,” diyen Çoban da, katılımın bu kadar az olmasına üzüldüğünü belirterek, bunun sebebinin aynı dönemde başka yarışmaların olması olabileceğini söyledi.


Yarışma katılımcıları

Yarışma katılımcılarından mimar Meldane Özdemir yarışmada şartnameye uyulmadığını söyleyerek, “Derece almış projelerin eksik inşaat alanı kullandığını görüyorum, jüri bunu göz önünde bulundurdu mu?” diye sordu. Özdemir, “2. Ödül alan proje arsayı hiç görmemiş, inşaat alanını çok küçük tutmuş,” diyerek tepkisini belirtti. Özdemir’e cevap veren Yakup Hazan, yarışmaların belirli kurallar çerçevesinde olmak zorunda olduğunu söyleyerek, şartnamelerin bunlar için var olduğunu ve yarışmaların “anayasası” olduğunu, kural koyulmazsa subjektif sonuçlarla karşılaşılacağını belirtti. Ancak, şartnamelerin belirli kuralları olmasına rağmen, Hazan jürinin yüzde 10 inisiyatifi olabileceğini de söyledi. “1 metrekare fazla yapan yarışma dışı kalır diye bir şey yok,” diyen Hazan, metrekareyi çok eksik veya çok fazla yapan projelerin değerlendirme sırasında göz önüne alındığını söyledi. Yani, yarışmada uyulmayan nokta, yarışma dışı kalma kuralı değilse jüri inisiyatifini kullanabiliyor. Yurdanur Sepkin de, raportörlüğünü yaptığı çok eski bir yarışmadan örnek vererek, jüri inisiyatifini kullanmasının böyle durumlarda mümkün olabildiğini söyledi. Ercan Çoban ise, tasarımlar içinde bu arsaya en farklı yaklaşanlardan birinin bu proje olduğunu belirterek, yarışmalarda birinci, ikinci ve üçüncü ödüllerin uygulanma imkanı olan tasarımlara verildiğini söyledi.

Yarışma katılımcılarından Kerem Çınar, birinci olan projede açık otoparkı anlayamadıklarını söyleyerek eleştirisini belirtti. Pelin Öztürk ise yarışma teslim sürecinde belgelerle ilgili yaşadıkları bir aksilikten bahsetti. Jüri başkanı Sepkin, yarışma işinin hukuki temele oturmak zorunda olduğunu söyleyerek, “Yer görme belgesi alma şartı varsa, bu yerine getirilmeliydi,” dedi.

Yarışmada üçüncülük ödülüne layık görülen ekibin üyeleri kolokyuma katılmadı, ancak Sepkin ilginç bir noktayı katılımcılarla paylaştı. Bu ekip, aynı zamanda Truva Yarışması’nın da birincisiymiş. Hatta Sepkin’e “Bunu daha önce yaptık, ödül de aldık,” demişler. Bunun büyük bir hukuki sorun olduğunu söyleyen Sepkin, “Hiçbir yarışmada böyle bir şey başımıza gelmemişti. Şartnamedeki yer görme ve mesleki oda belgesini de sağlamadığı için bu proje yarışma dışı bırakıldı,” dedi ve bu ekibe gönderilen, Öztürk’ün de sorusunun cevabını içeren e-postayı okudu. Yakup Hazan da Öztürk’e “Üzülün, çünkü biz çok üzüldük. Emeğin nasıl bir şey olduğunu biliyoruz, ancak belki siz yarışmalarda bu konuların çok sert olduğunu bilmiyorsunuz,” dedi. Ercan Çoban ise, “Bir yarışmaya gireceksem, şartnamede ilk baktığım madde ‘yarışma dışı kalma’ kısmı olur,” diyerek, genç yarışmacıların bu konularda daha dikkatli olmalarını önerdi. Bu ekibin elenmesiyle, Nimet Aydın, Yeliz Tunç ve yardımcıları Murat Turan, Ali Düzdağ, Ebru Öztürk, Mürvet Şahin, Esra Güven, Berkan Erkovan, Ayşe Uçar’dan oluşan ekip üçüncülük ödülünün sahibi oldu. 

Yurdanur Sepkin, son dönemde yarışmalarda ve Türkiye’deki ve yurtdışındaki tasarımlarda görülen, görselin tamamen birinci plana alınmış olmasını durumunu eleştirerek, bilgisayarın gençlere verdiği olanakların çok fazla olduğunu, ama çok kaliteli görselleri olan projelerin “anlam”dan yoksun olabildiğini söyledi. Sepkin’e göre, projelerde görselin ötesinde bir mana bulunmalı, sadece görseli düşünülerek tasarım yapılmamalı.

Başka soru sorulmaması üzerine, söz birincilik ödülünü alan ekibe verildi. Ekip sözcüsü herkese teşekkür ederek, katılımın bu kadar az olmasını beklemediklerini, ama sonuçtan kendi adlarına memnun olduklarını belirtti.

Etiketler

Bir yanıt yazın