Yaşlılar Kent Ajanları mı?

Jeffrey Inaba, 13 Mart Çarşamba akşamı Açık Sinema'daydı.

Mimar, SALT Beyoğlu’nda düzenlenen konuşma serisinin bu ayağında INABA ve Columbia Üniversitesi’nde yöneticiliğini yaptığı mimarlık araştırma birimi olan C-Lab’de yürütülen güncel projeleri anlattı.

Inaba, C-Lab’in yaptığı bir videoyu gösterip kamusal alanların kalitesi hakkında kıyaslamalar yaptı.

2. Dünya Savaşı’ndan kalma eski yerleşimler hakkında bilgi verdi.

Kentlerde yaşayan yaşlı kesimin kamusal alan kalitesini arttırmaya çalıştığından bahsetti. New York’ta yaşlıları fotoğrafladıklarını anlattı ve bu fotoğrafları gösterdi. C-Lab’e göre yaşlılar kendi projeleri için kentlerdeki mimariyi araştıran birer ajan…

C-Lab ile yaptıkları araştırmalar sonucunda bazı diyagramlar elde etmişler buna göre 5 aşamalı davranış evreleri olan inkar, pazarlık, öfke, umutsuzluk ve kabul ile 10 yıllık zaman dilimlerinde edebiyatta kentten bahsediliş miktarları çakıştırılmış. Bu diyagrama göre zaman ile evreler doğru orantıya sahip…

Inaba, dijital teknolojilerin kentlerdeki rolünün ancak mimari teknolojilerin çoğalmasıyla etkin olabileceği fikrini anlattı.

Siemens gibi şirketlerin kentleşmeye verdiği önemin arttığının altını çizen Inaba, teknoloji ile kent yaşamının her geçen gün birbiriyle daha da ilintili olduğuna dikkatleri çekti.

Kütüphanelerin bile artık birer yapı olmadığını, marketlerin kodlarla ürün resimlerinin bulunduğu 2 duvar haline geldiğini, telefon kulübelerinin kablosuz internet bağlantılarının o bölgede olduğunu anlatan tabelalara dönüştüğünü gösterdi.

Şehirlerde hemen her şeyin otomatik hale geldiğini ve bu duruma kentlilerin nasıl adapte olduğunu açıkladı. 

Hemen ardından 1960’ların ofis düzenlemeleri ile günümüzdeki çalışma ortamlarını kablolar üzerinden karşılaştırdı. İhtiyaçların zaman içinde değişimi ile mekan organizasyonlarının nasıl değiştiğini ve yapılardaki bazı alanların nasıl gereksizleştiğini anlattı.

Dijital teknolojilerin mimarlık dahil olmak üzere diğer sanatları etkilediğini söyledi.

Ibana, konuşmayı dinleyenlere sordu: “Tesisat bir yapıda ne kadar yer kaplar?” Bunun üzerinde cephedeki klimalardan örnekler verdi. 

Çok sevdiğimiz filmlerden biri olan Brazil’den örnek sahneler sundu.

Mies van der Rohe’nin S. R. Crown Hall projesindeki tesisatın ve strüktürün nasıl şekillendiğini, mimarın eskizlerini ve çatıdaki tesisat kutusunu nasıl hesaplayamadığından bahsetti. Buna karşıt olarak Kahn’ın Richards Medical Research Laboratories projesindeki tesisat kulelerinin mimariyi nasıl biçimlendirdiğini değerlendirdi.

Bu eğlenceli ancak hızlı sunumun ardından soru cevaplara geçildi…

Etiketler

Bir yanıt yazın