Usta’nın Reichstag Yangını

Hitler’in Almanya’da demokrasiyi ortadan kaldırmak için kullandığı düzmece Reichstag Yangını davası bugün nasıl hatırlanıyorsa Gezi Davası da tarihte aynı şekilde yerini alacak.

“Gezi’nin arkasında faiz lobisi var” dediler, devletin mali suçlarla ilgili kurumu araştırdı, ne yabancı kuruluşların ne de protestoları düzenleyenlerin hesap hareketlerinde rutin dışı bir değişiklik bulunamadı.

“Ajan” dediler, “Zello Örgütü” dediler, “Camide içki içtiler” dediler, “Çapulcu” dediler, “Beyaz Türk” dediler… Vatandaşa sokakları yasakladılar.

Ama en önemlisi, “Bu, bir darbe girişimidir” dediler. Ortada bir darbe girişimi olduğuna göre, onlar için her şey meşruuydu. Devlet şiddetini muhalif olan herkesin üzerinde sistematik bir hale getirdiler.

Ölenler, gözü çıkanlar, kafatası çökenler, sakat kalanlar muhalefet etmenin bedelini en ağır şekilde ödediler.

Sağ kalanları ise mahkemelerde yargılıyorlar. Türkiye genelinde 5.500, yazıyla, (beş bin beş yüz) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Gezi eylemlerine katıldıkları için ağır hapis cezası istemiyle yargılanıyor

Bu davaların merkezinde yer alan Taksim Dayanışması dün hâkim karşısına çıktı. Başta Mimar Mücella Yapıcı, meslek odası ve sendika yöneticileri, örgüt kurmaktan tutun da, sokakta basın açıklaması yapmaya kadar onlarca suçlamayla yargılanıyor.

Kurulduğu günden bu yana takip ettiğim Taksim Dayanışması, Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılmasını engellemek için projenin ilan edildiği 2011 yılından bu yana pek çok etkinlik yaptı. Protesto ve kitlesel basın açıklamalarına başlamadan önce, hükümetle, ilgili bakanlıkla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile defalarca kez iletişime geçti. Hükümet hiçbir diyalog girişimine cevap vermedi.
Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi mimarlar, Taksim ve Gezi Parkı için onlarca proje hazırlayıp kamuoyuyla paylaştı. İktidar en ufak bir ilgi göstermedi.

Bütün kapıların kapalı olduğunu gören Taksim Dayanışması, bir yıl boyunca her pazar günü Gezi Parkı’nda piknik düzenledi. İstanbullularda Taksim için duyarlılık oluşturmaya çalıştı. Topçu Kışlası’nın yapılmaması için yüzbinlerce İstanbulludan imza topladı. Sanatçıları biraraya getirip, Gezi Parkı’nda fotoğraflar çekip yayınladı. Parktaki ağaçlara sarılan sanatçılar, Topçu Kışlası’na açıkça karşı çıktı.

Ben de dâhil, Gezi Parkı’yla yakından ilgilenen herkes tam ümidini kesmişti ki, Türkiye’nin tarihinde görülmemiş bir sahiplenmeyle o ağaçlar kurtuldu.

Ölenler, sakat kalanlar, pahasına, yıllarca hapis yatma pahasına…

Taksim Dayanışması’nın üyeleri dün hâkim karşısına çıkmadan önce, bir basın açıklaması yaptı. Türk Tabipleri BirliğiBaşkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, “Bazı olaylar vardır ki ülkelerin ve tarihin belleğinden silinmez. Gezi direnişi bunlardan birisidir. Aynı şekilde bu dava da bu ülkenin belleğinden silinmeyecek. Bu utanç davası, bu skandal dava belleğimizden hiç silinmeyecek. Çünkü burada, özgürlük, barış ve demokrasi yargılanıyor. Çevresine sahip çıkmaya çalışan insanlar yargılanıyor” dedi.

Ben bu ibretlik davanın herhangi bir sonuca ulaşacağına inanmıyorum. Özdemir Aktan’ın dediği gibi bu utanç davası halkın belleğinden hiç silinmeyecek.

 Türkiye’nin geleceğinde çevre ve demokrasi için ağır bedeller ödeyenler olacak.

Etiketler

Bir yanıt yazın