“Usta-çırak ilişkisinin dönüşmüş hali bizim kurumumuzda (MSGSÜ) hala devam ediyor”

Ahmet Tercan ve Esin Tercan Kalebodur'la Mimarlar Konuşuyor'da Prof. Dr. Celal Abdi Güzer'in konukları oldu.


Prof.Dr. Celal Abdi Güzer ve NORM Mimarlık’ın kurucuları Ahmet Tercan ve Esin Tercan, 1990’lardan beri yürüttükleri mimari faaliyetleri, güncel mimarlık eğitiminin açmazları, dönüşen usta çırak ilişkileri, Akademi (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fakültesi) ekolü, uluslararası projeler gibi konular hakkında konuştu.

“Usta-çırak ilişkisinin dönüşmüş hali bizim kurumumuzda hala devam ediyor”

Celal Abdi Güzer: Sizin ofis modelinizin bana ilginç gelmesinin nedenlerinden biri de uygulama ve eğitimin bir aradalığı. Bu sanırım sizin mezun olduğunuz okulun geleneğinde de var. Eğitim ve uygulamanın karşılıklı katkılarını ben çok önemsiyorum.

Ahmet Tercan: Bizim üniversitemiz aslında akademi, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve bu akademi geleneği hala sürmekte. Mimarlık eğitimi klasik bir üniversite eğitimi değil; aslında bir mesleki eğitim ve adeta yüksek okul. Bunun mimarlık eğitimi alanındaki esas meselelerden biri olduğunu ve tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Akademi’de okurken, eğitim ve pratiğin iç içe geçmiş halini hem derslerde hem de ders dışı zamanlarda görebildik. Örnek olarak, Akademi’de erken çalışmaya başlarsınız. 2’nci sınıfın bittiği yaz, Utarit İzgi’nin ofisinde çalışmaya başladık. Orası da ayrı bir okuldu. […] Pratikle uygulama, kuram ile pratik arasındaki geçişleri orada size bir ustanın nasıl aktardığını görmüş oluyorsunuz. Usta-çırak ilişkisinin dönüşmüş hali bizim kurumumuzda [Mimar Sinan Üniversitesi] hala devam ediyor. Bunun korunması gerektiğini düşünüyorum ancak korunabilmesi için bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu da düşünüyorum.

Celal Abdi Güzer: Nedir bu yeni model?

Ahmet Tercan: Yeni modelin en önemli girdisi değişim. Utarit hoca zamanında her şey çok daha yavaştı; aynı malzemeler, benzer detaylar söz konusuydu. Dolayısıyla bu bilginin aktarılması ve kuşaklar boyu sürdürülebilmesi mümkündü. Bugün bilgi o kadar hızlı dönüşüyor ve çoğalıyor ki, bu aktarım mümkün değil; artık büyük bir usta yok. Yeni bir malzeme geliyor, biz 30 küsur yıllık mimarız, kendimizi acemi hissedebiliyoruz. Bu acemiliklere ve yeniden öğrenme durumuna çok iyi adapte olmak lazım.

Söyleşinin tamamını burada bulabiliriniz:

Etiketler

Bir yanıt yazın