Umut Elazığ Projesi Tanıtıldı

24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen Elazığ depremi sonrası, Emre Arolat’ın bölgenin ekonomisine katkı sağlamak ve sosyal hayatı canlandırmak amacıyla Doç. Dr. Ece Ceylan Baba, Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileri ve mezunlarından oluşan bir stüdyo ile bir tür gönüllü sosyal sorumluluk projesi olarak ele aldığı “Umut-Elazığ” projesinin tanıtımı 18 Şubat'ta  tarihinde yapıldı.

Yeditepe Üniversitesi Onursal Başkanı Bedrettin Dalan, Elazığ Valisi Erkaya Yırık, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları ve Elazığ Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Asilhan Arslan’ın katılımıyla gerçekleştirilen tanıtımda, Belediye tarafından tahsis edilmiş 60 hektar büyüklüğündeki alanda gerçekleştirilmesi planlanan projenin ilk detayları kamuoyu ile paylaşıldı.

İçinde bulunduğumuz coğrafyada nitelikli mimarlığın kamu yöneticileri tarafından sıklıkla talep edilmediğine ve bu proje ile belki de ilk kez merkezi yönetim, yerel yönetim, mesleki pratik ve akademyanın suyu tersine akıtmak üzere bir araya geldiğine dikkat çeken Emre Arolat, yaptığı sunumda yaklaşımlarının ana hedefinin her anlamda sürdürülebilir bir yaşam senaryosunun kurgulanması olduğunu vurguladı.

Bütüncül bir yaklaşımla bölgenin birincil ihtiyaçlarını karşılayan, aynı zamanda da dirençli, kendi kendisine yeten bir yerleşim alanı olarak tasarlanan Umut-Elazığ projesinin, benzer özelliklere sahip farklı kentler için nitelikli bir örnek oluşturması hedefleniyor. Bu çerçevede yaklaşık 500 yaşam ünitesiyle birlikte, iki buçuk kilometre uzunluğundaki ticaret ve rekreasyon aksı üzerinde, sağlık merkezi, eğitim ve kültür alanları, ekolojik su parkı, kent arşivi ve kısa dönem konaklama üniteleri gibi birimler yer alacak. Bu aks üzerindeki ünitelerin bir bölümünün afet dönemlerinde dönüştürülerek acil kullanım senaryolarına uygun hale getirilmesi tasarımın diğer bir hedefi olarak görülüyor.

Nitelikli yoğunluk ve ferahlık, erişilebilirlik ve mahremiyet, geçişken işlevlendirme ve okunaklılık, sistemlilik ve değişkenlik gibi birbirine zıt görünen kavramların ışığında şekillenen bir zihinsel çerçeve üzerinden yapılan stüdyo çalışmalarını özetleyen Arolat, geniş anlamda sürdürülebilirlik konusunun da projenin ana unsurlarından biri olduğunu vurguladı.

Dünya üzerindeki tarım alanlarının günden güne artmasıyla hızla yok olan yabani doğanın oluşturduğu ekolojik yoksunluğu önemli bir mesele olarak projenin merkezine oturtan ve bunu ciddi bir sorumluluk alanı olarak gören stüdyoda, konut yapılarına entegre sistemler olarak kurgulanan düşey tarım modülleri ve ısı adası oluşumunu engelleyen yeşil çatılar tasarımın önemli unsurlarını oluşturdular. Yine bu çerçevede proje alanı içinde bulunan kurumuş dere yatağının ekolojik bir su parkına dönüşerek farklı sosyoekonomik sınıfların faydalanacağı bir kamusal alan oluşturması hedeflendi.

Projeden elde edilecek gelir ile yerel yönetimin deprem sonucu hasar görmüş yapıları ve bölgeleri rehabilite etmesi bekleniyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın