‘Torba’daki Talan

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Oktay Ekinci, yazısında, torba yasayı tartışıyor.

Bir yasa yeniden düzenlenmek istendiğinde, “fırsat” görülerek aynı tasarıya “başka” yasalardaki değişiklik önerilerinin de eklenmesine “torba” deniliyor. Sonradan akla gelenler de doldurulunca torbalar “çuval”laşıyor…

Örneğin TOKİ’nin herkesi çileden çıkaran keyfi imar yetkileri bile bu tür bir torbaya eklenerek sağlanmış; yasayı bütünüyle ele almak yerine, başka bir yasada değişiklik yapılırken araya sıkıştırılan bazı maddelerle amaca ulaşmak yeğlenmişti.

Çünkü bu yöntemle “sadece hedeflenen maddeler”i değiştirilen yasaların TBMM ve kamuoyunda genelinin değerlendirmesine olanak kalmıyor! Ve TOKİ bu sayede dağları, taşları, hatta ormanları, sitleri imara açıyor…

Pek sevilen bu yöntemin son örneklerinden biri de “Yapı Denetim Kanunu”nun yeni tasarısına eklemlenen “11 başka yasa”ya ait değişiklik önerileri.

Bu torbadaki 68 maddenin sadece 15’i yapı denetimine ait! Gerisi, imar, mera, kıyı, belediye gelirleri, kat mülkiyeti, iskân, fikir ve sanat eserleri, TMMOB kanunları ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kanun hükmünde kararnamesindeki yeni düzenlemelere…

İşte özeti:
Teknik Müşavirler: Jeolojik araştırmalar, kent planlaması, yapı projelerinin hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesindeki bütün iş ve işlemler, bakanlıktan alacakları yetki ve sınıflarına göre “Teknik Müşavirlik Kuruluşları”na veriliyor.

Mimar ve mühendis odalarının devre dışı bırakıldığı bu yöntemle tüm teknik hizmetlerde devlet eliyle “tekel”leşme yaratılıyor!
Çevre Yağması: Kıyılar, doğal alanlar ve meralar koruma kapsamından çıkarılarak talana yasal kılıf yaratılıyor; tarım alanlarının tarım dışı kullanıma açılması kolaylaştırılıyor; Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri geçersiz sayılıyor.

Mimar ve Mühendisler: Bir ilde mimar, mühendis yoksa bu hizmetlerin üniversite mezunu olmayan(!) teknik elemanlarca yapılabilmesi sağlanıyor. Böylece “mimarlık ve mühendislik gereksiz” kılınıyor.

Kıyı Yağması: Kıyı Kanunu’ndaki “ilk 50 metrenin imara kapalı, topluma açık” kuralı kaldırılarak yapıların denize 10 metreye kadar yaklaşmaları sağlanıyor. Böylece hukuka aykırı yağma yapılaşması hem “af”fediliyor hem de yasallaşması sağlanıyor.
Sanat Komisyona Havale: Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yapılan değişiklikle mimari proje, heykel vb. eserlerin sanat ürünü sayılabilmesi için belediyelerde kurulacak estetik kurullarca onaylanması(!) koşulu getiriliyor. Böylece sanatçının telif hakkı, sanatsal açıdan yetkisi bir komisyona havale ediliyor.

TMMOB Dağıtılıyor: 12 Eylül faşizminin bile değiştirmediği TMMOB Kanunu’ndaki yeni düzenlemeyle ülke düzeyinde meslek odası örgütlenmesi yerine “bağımsız il odaları” kuruluyor. Böylece toplumsal çıkarları savunan odaların “ulusal etkinliklerinin yok edilmesi hedef”leniyor.

Edep dahilinde tanımlanması zor böylesi bir torbanın TBMM’de engellenmesi tüm milletvekillerinin “onur görevi” değil midir?

Etiketler

Bir yanıt yazın