Taksim’de Sıkıyönetim Kalıcılaştı

Gezi eylemleri bitti ama Taksim ve İstiklal Caddesi’nde sıkıyönetim bitmedi.

“Gün geçmiyor ki” polisler, artık isimlerini ezberlediğimiz ekipmanlarıyla İstiklal Caddesi’nde insanlara gününü zehir etmesin. 

Bir imza standı, basın açıklaması, tribüncü gençlerin tezahüratları, yaşam savaşı veren oğulları için meydana çıkan anneler… HepsiTOMA’ların, Akrep’lerin caddeye doluşması için birer gerekçe. Sonra gelsin plastik mermi, gaz bombası, tazyikli su.

Polis Taksim’de baktığı her yerde eylemci gördüğü için, ocakbaşında yemek yiyenler, bir bistroya dayanıp birasını içinler de şiddetten nasibini alıyor. 

Buna benzer bir olayı İstiklal Caddesi’ndeki Mis Sokak’ta bizzat yaşadım. Çevik Kuvvet sokağın başından koşarak gelip, masalarında biralarını içen müşterilerin önünde barikatını kurdu ve beklemeye başladı. Ama ortada ne bir eylemci ne de bir slogan vardı. Uzunca bir süre geçtiği hâlde bu durum değişmedi. Dayanamadık polise sorduk; “Neden tedbir aldınız, tehlikede miyiz?” “Bilmiyoruz” dediler. Öyle talimat almışlar, koşup gelmişler.

İstiklal Caddesi’nde hemen hemen her akşam buna benzer manzaralar yaşanıyor. Taksim giderek yaşanmaz bir yer hâline getiriliyor. Son günlerde artan yorumlara göre, Pera’ya bir kez daha kimlik değiştirme baskısı yapılıyor. 

“Darbe girişimi”, “Yedirmeyiz” teraneleri arasında şehrin köklü merkezinde oluşturulan baskı rejimi gözlerden uzak tutulmaya çalışılıyor. 

Taksim’e yakın oturan bir gazeteci olarak net bir şekilde söyleyebilirim; caddelerde ve meydanda sıkıyönetim görüntüsü var.

İstiklal Caddesi, araç trafiğine kapatıldığı 90’lı yılların başından bu yana, sol muhalif grupların uğrak yeri oldu. Arkasından, yeşilciler, LGBT bireyler derken İstiklal Caddesi solun, sivil toplumun ve dışlanan grupların evi hâline geldi. Daha düne kadar İstiklal Caddesi’nde, yürüyüş, basın açıklaması, imza standı, dergi satışı sıradan görüntülerdi. Polis ilgi göstermezdi.

Peki, bu durum daha ne kadar sürecek? Polis, Taksim’de gösteri hakkını engellediği sürece her renkten aktivist yaşam alanını savunacak. Bu, dünyanın her yerinde böyle çünkü. Gösteri temel bir haktır, alınamaz. İstanbullular da bu hakkı koruyacak. 

Taksim’de normale dönmenin tek yolu, İstiklal’i ve meydanı eylemlere yasaklayan kararnameyi geri çekmek. 

Basın açıklaması, İstiklal Caddesi’nin bir tür folklorudur, engellenemez.

Gezi Parkı hasar raporu

Taksim Platformu, Gezi Parkı’na ilk müdahaleden bu yana parkta yaşanan zarar ziyanı bir rapor hâline getirdi. Raporda çok çarpıcı detaylar var. Kamuoyunda bilenen beş sakızağacının dışında, parkın özgün mimarisine büyük zarar verildi. Mimarlara göre yerden bir platformla yükseltilerek tasarlanan Gezi Parkı özgün niteliğini kaybetti. Mimarlar parkta yaşanan bu çarpıklığın elde mimari bir proje olmamasından kaynaklandığını not ediyor. Hangi alanda yayalaştırma yapılıyor, park bu projenin neresinde belli değil.

Etiketler

Bir yanıt yazın