Paylaşılamayan Bu Kamusal Alan Ne Zaman Halkın Olacak?

Taksim Gezi Parkı için son bir haftadır yaşanan olaylar, halkın kamusal alanlarına, parklarına ne denli sahip çıktığının göstergesi oldu.

Gezi Parkı’nın bulunduğu alan, bu dönüşümleri daha önce de yaşamıştı. İlk olarak bu alana 1806 yılında Halil Paşa Topçu Kışlası adıyla büyük ve ihtişamlı bir topçu kışlası yapılmıştı. Birçok savaşa şahitlik eden bu kışla 1922 yılında stadyuma çevrildi.

Henri Prost, imar planı ile Dolmabahçe’den Nişantaşı’na yükselen Harbiye Kongre Vadisi büyük bir park haline getirme planı dahilinde, Taksim Gezisi’ni de yetkililere önermişti. Kışla’nın, mimari ve tarihi açıdan bir öneme sahip olmasına rağmen İstanbul Valisi Lütfi Kırdar tarafından 1940 yılında yıkılmasına karar verildi. Bu alan Henri Prost’un planına uyularak, Cumhuriyet Dönemi’nin ilk parkına dönüştü. Park o dönem kentin önemli bir sembolü haline gelmiş, dönemin ekonomik şartlarına rağmen park birbirinden güzel çiçek, ağaç ve yeşilliklerle bezenmişti.

Cité de l’architecture et du patrimoine’nin arşivinden edindiğimiz eski fotoğraflardan da görüldüğü üzere Gezi Parkı açıldığında insanlar burada arkadaşları ile vakit geçiriyor, çocuklarını gezdiyor, nefes alabilecekleri bu kamusal alanda kendilerini belki özgür hissediyorlardı. Fakat bugün Gezi Parkı tekrar dönüştürülmek pahasına yok edilmekle karşı karşıya. Topçu Kışlası’nın o zamanlar yıkım kararı ne denli yanlış ise şu an bu parkı yok edip yerine tekrar kışlanın yapılması da o denli yanlış olacaktır.

Taksim Meydanı bir bütün olarak İstanbul’un sembolü ve halkın kendini özgürce ifade ettiği tek odak noktası. Bırakın bu alanın nasıl olması gerektiğine halk karar versin!

Etiketler

Bir yanıt yazın